Depremzede feryat figan
180 gün önce 7.2 büyüklüğündeki depremle sarsılan Van'ın Erciş İlçesi'nde sorunlar renk değiştirdi. Kadınların gündeminde özellikle buzdolabı ve kesilmesine tahammül edemedikleri elektrik ve su var. Erkekler ise işsizlikten yana dertli
19.04.2012 00:00:00
RECEP BAHAR - ERCİŞ
23 Ekim 2011'de 7.2 büyüklüğündeki depremle sarsılan Van'ın Erciş İlçesi'nin temel sorunları, depremden 6 ay sonra eksen değiştirdi. Geçen yıl 7 Kasım'da yani Kurban Bayramı'nın 2. günü gittiğim Erciş'te depremzedeler derme çatma da olsa bir çadır, özellikle ayakları ve elleri buz kesen dondurucu soğuktan azıcık da olsa koruyacak bir elektrikli soba, Kızılay ya da diğer yardım kuruluşlarının dağıttığı 6-7 kaşık yemek, biraz suya ihtiyaç duyuyordu. İmkânı olan Ercişliler ise depremin hemen ardından otobüsleri doldurarak kentten uzaklaşmaya başlamışlardı. Öyle ki o günlerde her gün yaklaşık 40 otobüs başta Güney illerimiz olmak üzere Batıya doğru sefer halindeydi.
Salı günü gittiğim Erciş'te sorunlar renk değiştirmişti. Konteynır kentlerin kurulması ve havaların ısınmasıyla "üşüme" şikâyeti şayet elektrik kesilmemişse ortadan kalkmıştı. Ancak başka sorunlar sökün etmişti. Erciş'in en büyük konteynır kentinde gazeteci olduğumu farkeden kadınlar ve erkekler, etrafımı çevirerek hala daha çözüme kavuşturulmamış sorunlarını bir bir bana aktardılar. Bunu yaparlarken, konteynır evlerin kurulması ve depremin ilk aylarında yapılan yardımları zikredip devletimize dualarını da esirgemediler.
Kadınlar dert küpü
Özellikle kadınlara kulak vermeye çalıştım zira depremin ağır yükünü onlar omuzladılar ve sırtlanmaya devam ediyorlar. Ayşe Tunç adlı depremzede yetkililerin 2 ay önce kendilerine buzdolabı, halı, televizyon, çekyat dağıtacaklarına dair söz verdiklerini ancak bunların verilmediğinden şikâyet etti. Depremzedeler her şeyini yitirdikleri için adeta hayata 'sıfır'dan başlıyorlar ve bu nedenle Türkiye'deki hemen hemen her evde olan bu cihaz ve mobilyalar onlar açısından büyük anlam taşıyor. Özellikle buzdolabı ihtiyacı kadınların en büyük sıkıntısını oluşturuyor zira havaların ısınmasıyla zaten sınırlı bütçeleri ile aldıkları yiyecekler ile erzakın heba olmasından büyük endişe duyuyorlar. Suların sık sık kesilmesi de büyük bir sorun olarak kendini gösteriyor.
Tencereler kaynamıyor!
İkinci büyük sorunu ise yardımların tümüyle kesilmesi oluşturuyor. Aşevleri artık faaliyette değil. Depremzedeler konteynır kentlerin kurulmasından bu yana kendi yağlarıyla kavruluyor. Dört aydır erzak da dağıtılmıyor. Bazı depremzedeler, adamı olanın erzak ve diğer yardımlardan istifade ettiğini özellikle vurguluyor. Adam kayırmacılık Kasım 2011'deki ziyaretimde de en fazla karşılaştığım şikâyetlerden birini oluşturuyordu.
İşsizlik Türkiye genelinde sorun ancak deprem bölgesinde devasa bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Yozgat'ta çalışırken depremin ardından ailesine sahip çıkmak için Erciş'e gelen Mehmet Boz, 6 aydır iş bulamadığını ifade ediyor. "Nasıl geçiniyorsun?" diye sorduğumda, babasının emekli maaşıyla idare ettiklerini söylüyor. Eşi şoför olan bir başka Ercişli hanımefendi de, "Eşim yük buldukça çalışıyor. İş olmadığı nakliye fiyatları oldukça düştü. Kıt kanaat idare ediyoruz" diyor. Depremzedelerin bir başka sitemi ise 2 aydır hükümet yetkililerinin Erciş'e uğramamalarıydı. Bu durum onların yüreklerine oturmuş, sitem dolu ifadelerle ülkeyi yönetenlerden dert yanıyorlar.
Kilis'te Suriye'den gelenlerin çok daha nitelikli konteynır evlerde ağırlanması depremzedelerin yüreğine oturmuş. Ayten Hanım, "Devlet önce bizi düşünsün" diyerek, Ankara'nın yapması gerektiğini ortaya koyuyor.
Bu konutları hangi parayla alacağız
Bir gazeteci olarak Van adeta ikinci evim oldu. Depremden sonra 3 kez geldiğim bu kentte, her gelişimde farklı hikâyelere tanık oldum. 23 Mart'ta Van'a geldiğimde kafamda tek soru vardı: Depremzedelerin afet evlerini satın alabilecek imkânları var mıydı? Afet evlerinin rayiç fiyatı 110 bin TL. Bunun yüzde 30'unu devlet karşılıyor. Kalan 77 bin TL'lik bölümünü ise hak sahipleri 20 yıl boyunca ayda yaklaşık 310 TL taksit ödeyerek ev sahibi olabilecekler. Ödenecek taksitler 20 yıl boyunca değişmiyor. Geçen ay Van'da bakkalından tuhafiyecisine, işçisinde işsizine kiminle konuştuysam bu konutları alabilecek imkânları olmadığını bana aktardı. Aynı sorun Erciş'te de kendini gösteriyor. Mehmet Boz, "Devlet 77 bin TL'ye ev veriyor. Ben taksitleri neyle ödeyeceğim? İş olsa tamam ama bir de kömür, su, elektrik parası var. Ayda 600 - 700 TL tutuyor. Ne yiyip, ne içeceğiz" diyor.
Deprem öncesinde kiracı olan Hatice Aksu, "Kiracılar hak sahibi değil. Parasını versek de, bize konut vermiyorlar. Ben nerede yaşayacağım? Civar şehirlerde kiralar arttı. Ayda 400-500 TL'yi nasıl ödeyeceğim" diyerek şikâyetini dile getiriyor. Bir de yıkılan evi tapulu olmadığı için hak sahibi olamayanlar var. Onlar da dert küpü ve ayrımcılık yapılmasını kabullenemiyorlar. Çok çocuklu aileler TOKİ evlerinin küçüklüğünden yana da dertli. 85 metrekarelik evin kendilerine yetmeyeceğinin altını özellikle çiziyorlar.
Van'dan 50 bin öğrenci göçtü
Erciş'te Van İl Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Sayılır ile 'il genelinde eğitimin son durumunu' konuşuyorum. Sayılır, Van'da deprem öncesinde 325 bin öğrenci bulunduğuna, bu sayının Türkiye'nin 81 ilinin 30'undan fazla olduğuna dikkat çekiyor. Van İl Milli Eğitim Müdürü, depremden sonra 74 bin öğrencinin başka illere gittiği, bunlardan 24 bininin ise geri döndüğü bilgisini veriyor. Sayılır, ayrıca il genelinde sadece 2 konteynır okul bulunduğunu, eğitimin tamir görmüş okullarda devam ettiğini, taşımalı eğitime ağırlık verildiğini de kaydediyor. Öğretmenlere gelince, bir bölümü konteynır kentlerde, bir bölümü oturulabilir konutlarda, bir bölümü de lojmanlarda kalıyor. Öğrencilere öğlen kumanya dağıtılıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.