Depremde fırın tehlikesi
Marmara Depremi'nde altında fırın bulunan 30'a yakın binanın yıkıldığını, o yapılardaki insanların yangında hayatını kaybettiğini söyleyen Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, muhtemel bir depremde apartmanların zemin katlarındaki fırınların çok büyük tehlike oluşturduğunu belirtti
28.04.2016 00:00:00
HABER MERKEZİ
İstanbul Avcılar Belediyesi'nin ilçede oturanların olası depreme karşı hazırlıklı, örgütlü ve bilgili olması amacıyla her ay düzenlediği Afet Gönüllüleri Projesi kapsamındaki son eğitim toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, yapıların durumu ile ilgili sağlıklı veri olmadığı için iddiaların aksine olası Marmara Depremi'nde 300-400 bin kişinin ölebileceğine dair rakam vermenin gerçekçi olmayacağını söyledi. Oğuz Gündoğdu, Marmara Denizi'ndeki fayın kırılması halinde 'uçak hızında' bir başka ifade ile saatte 600 kilometre hızla ilerleyen dalgaların meydana getirdiği tsunami olacağına ilişkin görüşlere de katılmadığını anlatırken, şöyle dedi: "17 Ağustos depremi sırasında yer yer görülen heyelanlar var. O depremde tsunami olsa Marmara'dan Karadeniz'e dalgaların olması gerekiyor. Yaptığımız görüşmelerde Körfez'de aşırı dalgalanma olduğundan söz edildi. Bazı noktalardaki yükselmeler 2 metreyi geçmiyor. Bunun ciddi bir tehlike olduğunu zannetmiyorum. Birkaç metre yüksekliğe tırmanmakla bu sorunu çözebilirsiniz. Fayların yatay kırılması değil, aşağı doğru düşmesi halinde tsunamiye neden olur."
Fırın tehlikesi
Gündoğdu, yangınlarda göz ardı edilmemesi gereken önemli tehlikelerden birinin yangınlar olduğunu vurguladı. 17 Ağustos 1999'daki depremde TÜPRAŞ'ta çıkan yangında 3 gün rüzgar olmaması nedeniyle yangının yandaki azot tanklarına sıçramamasının tehlikeyi önlediğini belirtti. Oğuz Gündoğdu, 'Çok az bilinen tehlike' olarak kentlerdeki ekmek fırınlarını gösterirken, şöyle konuştu: "Bir deprem olduğunda altında fırın olan binaların başına gelebilecekleri görüyoruz. 1999'da 30'a yakın altında fırın olan binanın yıkıldığını ve içindeki insanların yangında hayatını kaybettiği biliyoruz. Bizzat benim çektiğim fotoğraflar var. Sonuçta onlar fırını genişletmek için bir operasyon yapıyorlar. O operasyonda aynı zamanda yüksek sıcaklık olduğu için betonu da gevrekleştiriyor. Bu durumda kırılma aniden kopma şeklinde gerçekleşiyor. Hiçbir sürtünme, demirlerinde eğrilme olmuyor. Olmayınca da bina en ufak bir sarsıntıda yıkılıyor ve bir yangın söz konusu oluyor."
İstanbul Avcılar Belediyesi'nin ilçede oturanların olası depreme karşı hazırlıklı, örgütlü ve bilgili olması amacıyla her ay düzenlediği Afet Gönüllüleri Projesi kapsamındaki son eğitim toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, yapıların durumu ile ilgili sağlıklı veri olmadığı için iddiaların aksine olası Marmara Depremi'nde 300-400 bin kişinin ölebileceğine dair rakam vermenin gerçekçi olmayacağını söyledi. Oğuz Gündoğdu, Marmara Denizi'ndeki fayın kırılması halinde 'uçak hızında' bir başka ifade ile saatte 600 kilometre hızla ilerleyen dalgaların meydana getirdiği tsunami olacağına ilişkin görüşlere de katılmadığını anlatırken, şöyle dedi: "17 Ağustos depremi sırasında yer yer görülen heyelanlar var. O depremde tsunami olsa Marmara'dan Karadeniz'e dalgaların olması gerekiyor. Yaptığımız görüşmelerde Körfez'de aşırı dalgalanma olduğundan söz edildi. Bazı noktalardaki yükselmeler 2 metreyi geçmiyor. Bunun ciddi bir tehlike olduğunu zannetmiyorum. Birkaç metre yüksekliğe tırmanmakla bu sorunu çözebilirsiniz. Fayların yatay kırılması değil, aşağı doğru düşmesi halinde tsunamiye neden olur."
Fırın tehlikesi
Gündoğdu, yangınlarda göz ardı edilmemesi gereken önemli tehlikelerden birinin yangınlar olduğunu vurguladı. 17 Ağustos 1999'daki depremde TÜPRAŞ'ta çıkan yangında 3 gün rüzgar olmaması nedeniyle yangının yandaki azot tanklarına sıçramamasının tehlikeyi önlediğini belirtti. Oğuz Gündoğdu, 'Çok az bilinen tehlike' olarak kentlerdeki ekmek fırınlarını gösterirken, şöyle konuştu: "Bir deprem olduğunda altında fırın olan binaların başına gelebilecekleri görüyoruz. 1999'da 30'a yakın altında fırın olan binanın yıkıldığını ve içindeki insanların yangında hayatını kaybettiği biliyoruz. Bizzat benim çektiğim fotoğraflar var. Sonuçta onlar fırını genişletmek için bir operasyon yapıyorlar. O operasyonda aynı zamanda yüksek sıcaklık olduğu için betonu da gevrekleştiriyor. Bu durumda kırılma aniden kopma şeklinde gerçekleşiyor. Hiçbir sürtünme, demirlerinde eğrilme olmuyor. Olmayınca da bina en ufak bir sarsıntıda yıkılıyor ve bir yangın söz konusu oluyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
