Sa'd bin Ebi Vakkas, dünya hayatındayken cennetle müjdelenen on sahabeden (Aşere-i mübeşşere) biridir.
İslam'ın ilk yıllarında o dayanılmaz zulüm ve işkenceleri yaşamış, müşriklerin, Hz. Muhammed'e (as) reva gördüğü insanlık dışı muamelelere göğüs germiştir.
"Çekiğimiz işkenceler imanımızı, cehtimiz ve davamıza sadakatimizi daha da arttırmıştır" buyuran Hz. Sa'ad (ra), Mekke müşriklerinin üç yıl süren boykotu yüzünden çektiklerini anlatırken şu olayı anlatır:
Bir gece açlıktan uyuyamamıştım.
Evimden dışarı çıkıp dolaşmaya başladım.
Karanlıkta yürürken ayağıma sert bir cismin çarptığı hissettim.
Ayağımı zemin üzerinde dolaştırarak onu aramaya başladım.
Tekrar ayağıma çarpınca onu bulup aldım.
Günlerce güneş altında kaldığı için kuruyup taşlaşmış bir deri parçasıydı.
Alıp iyice yıkayıp ateşin üstünde uzun süre tuttuktan sonra un haline getirip onu yedim. Böylece midemin açlığı az da olsa gitmişti.
Bu sayede ancak uyuyabildim.
Sa'd bin Ebi Vakkas'ın (ra) bu hikayesini kendimle mukayese ettim.
Düşündüm bir kere, bin kere.
Yarın mahşer günü Hz. Sa'd (ra) da Allah'ın huzuruna gidecek, Müslim Karabacak da...
Allah Sa'd ile Müslim'e aynı yere mükafatı verirse bu O'nun adaletine sığar mı?
Sığmaz.
Aynı mükafatı vermeyeceğini de O haber beyan ediyor;
"(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır" (Bakara, 2/214).
Bu âyet, bir rivayete göre, Hendek savaşında Müslümanların çektiği sıkıntıları dile getirir. Diğer rivayete göre, Uhud savaşı ile ilgilidir. Bir başka rivayete göre ise evlerini, mallarını ve yakınlarını Mekke'de bırakıp çeşitli sıkıntılara katlanarak Medine'ye göç eden Müslümanları teselli için inmiştir.
Hangi sebebe binaen inmiş olursa olsun, durumun iyi değil, ey Müslim Karabacak!
İsterseniz bugünlük az ama öz bir yazı olsun.
Aslında başka nice olay var, bir dava adamının ders, ibret ve örnek alacağı.
Ne mutlu bunu başarabilenlere!
İslam'ın ilk yıllarında o dayanılmaz zulüm ve işkenceleri yaşamış, müşriklerin, Hz. Muhammed'e (as) reva gördüğü insanlık dışı muamelelere göğüs germiştir.
"Çekiğimiz işkenceler imanımızı, cehtimiz ve davamıza sadakatimizi daha da arttırmıştır" buyuran Hz. Sa'ad (ra), Mekke müşriklerinin üç yıl süren boykotu yüzünden çektiklerini anlatırken şu olayı anlatır:
Bir gece açlıktan uyuyamamıştım.
Evimden dışarı çıkıp dolaşmaya başladım.
Karanlıkta yürürken ayağıma sert bir cismin çarptığı hissettim.
Ayağımı zemin üzerinde dolaştırarak onu aramaya başladım.
Tekrar ayağıma çarpınca onu bulup aldım.
Günlerce güneş altında kaldığı için kuruyup taşlaşmış bir deri parçasıydı.
Alıp iyice yıkayıp ateşin üstünde uzun süre tuttuktan sonra un haline getirip onu yedim. Böylece midemin açlığı az da olsa gitmişti.
Bu sayede ancak uyuyabildim.
Sa'd bin Ebi Vakkas'ın (ra) bu hikayesini kendimle mukayese ettim.
Düşündüm bir kere, bin kere.
Yarın mahşer günü Hz. Sa'd (ra) da Allah'ın huzuruna gidecek, Müslim Karabacak da...
Allah Sa'd ile Müslim'e aynı yere mükafatı verirse bu O'nun adaletine sığar mı?
Sığmaz.
Aynı mükafatı vermeyeceğini de O haber beyan ediyor;
"(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır" (Bakara, 2/214).
Bu âyet, bir rivayete göre, Hendek savaşında Müslümanların çektiği sıkıntıları dile getirir. Diğer rivayete göre, Uhud savaşı ile ilgilidir. Bir başka rivayete göre ise evlerini, mallarını ve yakınlarını Mekke'de bırakıp çeşitli sıkıntılara katlanarak Medine'ye göç eden Müslümanları teselli için inmiştir.
Hangi sebebe binaen inmiş olursa olsun, durumun iyi değil, ey Müslim Karabacak!
İsterseniz bugünlük az ama öz bir yazı olsun.
Aslında başka nice olay var, bir dava adamının ders, ibret ve örnek alacağı.
Ne mutlu bunu başarabilenlere!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024