AKP hükümetinin, milli bayramları AB'nin ve ABD'nin istekleriyle normalleştirmeye(!) tabi tutarak Türk milletine unutturmaya çalıştığı bu günlerde, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kadroları ekranlarda, salonlarda, meydanlarda, sokaklarda, caddelerde, ilçe ve beldelerde örnek Cumhuriyet Bayramı kutlamaları gerçekleştirdi.İstanbul'da önceki akşam BTP İstanbul Gençlik Kolları tarafından organize edilen salon etkinliğinde muhteşem bir bayram kutlaması vardı.Başından sonuna coşkunun hakim olduğu kutlamada, bazen düşündük, bazen oynadık, bazen güldük, bazen hüzünlendik ama Cumhuriyetimizle, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'le, bize bugünü yaşatan bu programların gerçek organizatörü BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'la, Genel Başkan yardımcılarıyla, tepeden tırnağa milli duygularla donanmış örnek nesil BTP gençliğiyle gurur duyduk, geleceğe umutla baktık.Ülkenin tepesini işgal edenler bizi bir ve beraber tutan, bize bu stratejik coğrafyada yaşam hakkı sunan Cumhuriyetimizi unutturmaya çalışsa da, Bağımsız Türkiye sevdalıları "Biz Cumhuriyetin yılmaz bekçileriyiz, herkes onu unutturmaya çalışsa da biz asla unutturmayacağız" mesajını yürekleriyle, duruşlarıyla haykırdı.Cumhuriyet, bir ülkenin halkın iradesiyle yönetilmesidir.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş Cumhuriyet mesajında, "Atatürk, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilan ederek, saltanatvari anlayışla yasama, yürütme ve yargının tek elden idare edilmesini sonlandırmış, tüm yönetim tarzlarının millete ait bir yönetim biçimi olması gerektiğini dünyaya ilan etmiştir. Artık hakimiyet kayıtsız şartsız büyük Türk milletinindir" ifadelerine yer vermiştir.Evet, Atatürk, yönetimi tek elden, saltanattan alıp, milletin iradesine vermiştir.Peki, Türkiye'deki siyaset ve yönetimin kendisine emanet edildiği millet Ata'mızın bu emanetine sahip çıkabilmiş midir?Ülkemizde yüzde 10 seçim barajı vardır. Bir parti yüzde 9,9 oy alsa da, yani 4,5 milyon seçmenin oyunu almış olsa da Meclis'te temsil hakkı bulunmuyor. Milyonlarca vatandaşın oylarının karşılıksız kaldığı bir yönetim sisteminin Cumhuriyet olabilmesi mümkün değildir. Yüzde 10 barajıyla bir taraftan Anayasa ihlal edilirken, bir taraftan da Atatürk'ün mirasına ihanet edilmektedir.Lozan Antlaşması sayesinde yabancılardan alınıp milletin hizmetine sunulan madenler, bugün "Lozan'a göre engel var" yalanıyla milletten kaçırılmakta, yine İstiklal Harbi öncesi olduğu gibi yabancıların talanına maruz bırakılmaktadır. Bugün millete ait madenlerden, birçok ülkenin şirketi, yandaşlar istifade ederken, asıl sahibi millet istifade edememektedir.Cumhuriyet, aynı zamanda para basma özgürlüğü demektir. Cumhuriyetin gereği, milletin yıllık emek ve üretiminin karşılığı milli para basılmalı ve sosyal devlet projeleriyle yine millete verilmelidir. Bugün ise, dışarıdan alınan borca karşılık para basılmaktadır, üretim borçla, tüketim de borçla yapılmaktadır, borcun faturası da ağır vergilerle milletin sırtına yıkılmaktadır; devlet de borçludur, millet de?Türk milletinin mayası Ehl-i Beyt sevgisi ve ölçüsü ile yoğrulmuş İslam'dır. Ama bugün dinlerarası diyalog, medeniyetler arası ittifak projeleri gibi Batıdan ithal ve ülkemizi işgale hazırlama amaçlı projelerle milletimizin bu din mayası bozulmak istenmektedir. Ve maalesef bu, siyasi iradelerin eliyle yapılmaktadır.Bu millet, Alevi'siyle, Sünni'siyle, Caferi'siyle, Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Boşnak'ıyla tek bilek tek yürektir, eşit haklara sahiptir ve bu haklar, Anayasa ile teminat altına alınmıştır ama bugünün siyaseti birçok haksızlıklara imza atarak, azınlık birilerine büyük imkanlar sağlarken, çoğunluğu açlığa ve yoksulluğa mahkum ederek milletin bu anayasal hakkını elinden almaktadır. Ayrımcılık körüklenmektedir, başkanlık sistemi ile üniter yapı ortadan kaldırılıp, millete ait olan egemenlik hakkı yeniden "tek el"e, saltanata devredilmek istenmektedir. Cumhuriyetimize sahip çıkılmadığını, cumhurun haklarının talan edildiğini gösteren daha birçok örnek sıralayabiliriz.Ama unutmayalım ki, birileri, Cumhuriyetin millete verdiği hakları yok etmeye çalışırken, bunu maalesef ama öyle ama böyle yine milletin oylarıyla yapmaktadır.Millet kendi eliyle yokluğa mahkum edilmektedir. Prof. Dr. Baş'ın ikaz ettiği "demokratik krallık" işte budur. Siyasi irade de milletin oyundan aldığı destekle, yaptığı her yanlışın faturasını yine millete kesmektedir. Yanlış yapıp yapıp "ben milli iradeyle geldim" demektedir.O halde millet ayıkacak, Cumhuriyetle elde ettiği haklara yeniden kavuşabilmek için 1 Kasım seçimlerinde bu hakları kendisine verecek olana emaneti teslim edecek.Bu manada, bu hakları millete verecek olan, "millete ait madenleri milletime vereceğim" diyen, "milli paramızı devreye koyacağım" diyen, birlik ve beraberlik vurgusu yapan ve bunun için Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezini ortaya koyan tek siyasi lider Prof. Dr. Haydar Baş ve tek parti Bağımsız Türkiye Partisi'dir.Bugünkü siyasiler, Cumhuriyeti devre dışı bırakarak 1 gün kutlamayı bile fazla görürken, BTP iktidarında her gün Cumhuriyet kutlanacak ve Cumhuriyetin kazandırdığı hakları millet doya doya yaşayacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025