Cuma hutbesinin ve namazının önemini, biz ne kadar anlatmaya çalışsak da Allah (c.c.) indirmiş olduğu sureden daha güzel bir tarzda Cuma namazı ve hutbesinin anlatımı olur mu?"Ey inananlar, Cuma günü namaz için çağrıldığınız zaman, Allah'ı anmaya koşun, alışverişi, işi, gücü bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır." (Cuma suresi 9. ayet) Peygamber Efendimiz bir Cuma hutbesi irâd ederken, oradan yiyecek yüklü bir kervan geçti. Herkes kervanın yanına koştu, Mescid-i Nebevi'de yalnızca on kişi kaldı. Rabbimiz, bu olayla alakalı Cuma suresi 11. Ayeti kerimesinde şöyle buyurdu: "Bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona gittiler ve seni ayakta bıraktılar. Deki; "Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden de ticaretten de hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."Cuma hutbesinin üzerine bina edildiği temel prensip, İslam toplumunun aydınlatılması, bilinçlendirilmesi ve yardımlaşması sağlanarak, Müslümanların arasında huzurun tesis edilmesiyle, Müminleri ileri bir yaşam seviyesine ulaştırmaktır. Cuma hutbelerinde Peygamber Efendimiz (s.a.a.) sorulan sorulara detaylı cevaplar verdiği, hatta soruyu soranın bizzat yanına gelip açıklamalı cevaplar verdiğini kaynaklardan biliyoruz. Müminlerin bütün işlerini istişare ettikleri yer camiler ve toplanma zamanları da Cuma namazıdır. Müminler için Cuma namazı ve hutbesi o kadar önemlidir ki, bir beldede tek bir yerde namaz kılınarak o beldedeki Müslümanların bir görüş etrafında toplanmaları istenmiştir. Müslüman nüfusun çoğalması ve tek bir yapıda bulunamamaları nedeniyle daha sonraki yıllarda bu uygulama kalkmıştır. Rabbimiz Şura suresi 18. ayeti kerimesinde şöyle buyurmuştur: "Rablerinin çağrısına gelirler, namazı kılarlar. İşleri, aralarında danışma konuşma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan (hayır için) harcarlar."İşte cuma namazı ve hutbesi? Pekâlâ, bu kadar önemli bir hutbeden insanlar nasıl istifade edebilirler? Sağır hükmünde duymayarak ve anlamayarak mı? Yoksa kendi dillerinde en güzel bir anlatımla sunularak mı?İmamı Azam (r.a.) Cuma hutbesi için aradığı şart Allah'ı (c.c.) zikir, lafzı olmuş ve talebesi İmam Muhammed (r.a.) bu zikrin zamanının ise bir teşehhüd miktarı kadar hutbe verilmesi diye şart koşmuştur. İmam Şafii (r.a.) hutbede bulunması gereken rükünleri beş şart ile sınırlıyor.1- Hutbeye Allah'a (c.c.) hamd ile başlamak. 2- Her iki hutbede Peygamber Efendimize salat ve selam getirmek. 3- İki hutbede de müminlere takvayı tavsiye etmek. 4- Her iki hutbenin birinde bir ayet-i kerime okumak. 5- Mümin erkek ve kadınlara dua etmek. Bu beş şartın Arapça olmasının gerekliliği üzerinde duruyor. Bu rükünlerden sonra Arapça dışında bir dille hutbenin caiz olduğunu söylüyor. Şu anda ülkemizdeki Cuma hutbesi bu şekilde olup, Arapça dualar ve iki hutbe arasında müminlere takvayı tavsiye etme yönünde, halkımızın dini ve milli şuurunu bilinçlendirmek için Türkçe hitap edilmektedir. Hutbe ana rükünleri Arapça, hitabeti ise Türkçe. Pekâlâ, kime ne oluyor da Cuma hutbesinde Arapçadan başka bir dil ile hitabet olmaz diyorlar?Hindistan âlimlerinden ismi Viltori olan zat. Niçin böyle bir fetva veriyor? Niye İmam-ı Azam'ın veya İmam-ı Şafii'nin bile vermediği fetvayı veriyor? Samimi duygularla bile olsa bu meseleye bu tarz yaklaşmaları yanlış. İmam-ı Azam, mevali denen aslı Arap olmayan Ehli Beyt aşığı büyük bir İslam âlimidir. Zamanında İslam ordularının fetihleri Arap olmayan kavimlere ulaşmış ve dini tebliğde dilin önemi kavranmıştı. Cuma hutbesi ve namazı da İslam şuuru için çok önemlidir. İslam ümmetini körlükten, sağırlıktan, dilsizlikten kurtarmak, birliktelikten ve tevhidden yana olmasını sağlamak, beraber hareket etme becerisini yükseltmek anlaşılır bir dille olmaz mı? Ne diyelim arkadaşlarımız her hafta aynı hutbeyi Arapça okuyorlar, Allah kabul etsin. O hutbeyi her hafta okuyan arkadaş ezberlediği hutbenin ne manaya geldiğini biliyor mu? Veya o cemaat o hutbenin konusunu anlayabiliyor mu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Nezir / diğer yazıları
- Maarif yüzyılı! / 13.01.2025
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024