Koronavirüs diğer adıyla Covid-19 dünyada etkisini sürdürürken birçok ülkenin yaptığı aşı çalışmaları da dikkatlice takip ediliyor.
Covid-19'un bilançosu her gün ciddi bir oranda artıyor. Dünyadaki toplam vaka sayısı 480 bini aştı, ölen insanların sayısı da 21 bin 500'ü geçti. 7 bin 503 ölümle İtalya öndeyken, İspanya 3 bin 647 ölümle ikinci sırada yer alıyor. Ölüm sayısı sırasıyla Çin'de 3 bin 291, İran'da 2 bin 234, Fransa'da bin 333, ABD'de bin 46, İngilere'de 467…
Ülkemizde ise hem vaka sayısı hem de ölüm sayısı artmaya devam ediyor. Son açıklanan rakamlara göre vaka sayısı 2 bin 433'e, ölüm sayısı ise 59'a yükseldi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı açıklamada, salgının yeni merkezinin ABD olacağı belirtilmişti. Salgın pandemi yani küresel olduğu için aşı ve ilaç çalışmaları doğal olarak tüm dünyayı ilgilendiriyor.
Bu çalışmalar konusunda tam bir yarış söz konusu…
* Çin, koronavirüs için geliştirilen aşının klinik denemeleri için onay aldığını, denemelere Nisan ayı sonunda başlayacağını duyurdu. Aşı üretimine en yakın ülke Çin gözüküyor.
* Fransa, bir sıtma ilacının korona ile mücadelede faydalı olduğunu açıkladı.
* Avustralya, sıtma ve HIV tedavisinde kullanılan ilaçtaki etken maddelerin kombinasyonunun koronavirüsü laboratuvar tüplerinde etkisiz hale getirdiğini bildirdi.
* İsrail basını, ülkedeki Biyolojik Araştırma Enstitüsü'nün yakın zamanda koronavirüs aşısı geliştirdiğini açıklayacağını bildirdi. Ancak aşının güvenli şekilde kullanılması için aylar sürecek test ve deneylerin yapılması gerektiği belirtildi.
* Belçika'daki Gent Üniversitesi Biyoteknoloji Merkezi (VIB), laboratuvar ortamında koronavirüsü etkisiz hale getirdiğini duyurdu. Merkezin ilaç çalışmaları da devam ediyor.
* ABD Savunma Bakanlığı Pentagon destekli Kanada merkezli Medicago şirketi, koronavirüs aşısını geliştirdiklerini, Kasım ayında hazır olacağını belirtti.
* ABD'nin San Diego şehrinde bulunan bir biyoteknoloji firması Ulusal Singapur Duke Üniversitesi uzmanları ile bir aşı geliştirmek için iş birliği yaptığını ve sonuçların umut verici olduğunu açıkladı.
* Hindistan, anti-viral kokteyl ile koronavirüs çalışmasının işe yaradığını, domuz gribi, sıtma ve HIV anti-viral ilaçlarla tedavinin başarıya ulaştığını bildirdi.
* Hollandalı bilim insanları koronavirüse karşı özel antikor geliştirmeyi başardıklarını, çalışmaların devam ettiğini açıkladı.
* Alman biyoteknoloji şirketi CureVac koronavirüs ile ilgili çalışmalarını yoğun şekilde sürdürüyor, Avrupa Birliği tarafından 80 milyon euro fon alan Alman biyoteknoloji şirketi sonbahara kadar koronavirüs için aşı geliştirebileceğini bildirdi.
* Küba ise koronavirüs'e karşı etkili olacak 22 ilacın üretilmesine yönelik garanti vermişti.
Peki, ya Türkiye; gerek ilaç gerekse aşı konusunda ne yapıyor? Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara bu konuda şu açıklamaları yaptı:
* ''Belirli bir basamağa kadar bu virüs için aşıyı geliştirdiğini söyleyenler var; ama aşının en iyi ihtimalle önümüzdeki 9 ay ile 1 sene önceden geleceğini söylemek iyimserlik olur. O bakımdan şimdilik biz aşının önümüzdeki dönemde olmayacağını, hala esas korunmanın kişilerin bir araya gelmesinin engellenmesi olduğunu altını çizerek söylememiz gerekir.''
* "Koronavirüs salgını sırasında Japonya'da üretilen ve Çin'de de kullanılan ilaçlardan Türkiye'ye de geldi ve özellikle yoğun bakımdaki hastalarda bu ilaç kullanılmaya başlandı."
* "Çin'den getirilip Türkiye'deki pozitif vakalarda kullanılan ilaçların sonuçlarını söylemek için daha henüz çok erken. İyileşen hastalarımız var; ama 'O pozitif hasta bu ilacı kullandı ve iyileşti' dememiz için bizim bu hafta sonunu görmemiz gerekiyor."
* "Şu anda bizim kullandığımız ilaçlar virüsün üremesini yavaşlatıyor veya ilerleyişini durdurma aşamasında çok olmasa da durdurma aşamasında başarılılar. Dünyada kullanılan ilaçlar bu şekilde; ama ilaçlar konusunda yeni gelişmeler olabilir."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise çalışmalarla ilgili şunları söyledi:
* "6 üniversite ve 1 merkeze çağrı yapıldı. Kısıtlamaya gitmeden hepsine destek sağlayacağız."
* "Çin'den olumlu sonuç veren ilaç yoğun bakım şartlarında tedavisi devam edenlere uygulanmaya başladı."
* "ABD ve Çin'de aşı için test aşamasına geçilse de vakaların aşıya nasıl tepki vereceği ve çalışmaların ne zaman sonuçlanacağı henüz belli değil. Şu an için tedavilerde semptomları ortadan kaldırmaya yönelik bir yöntem uygulanıyor."
İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü, Eczacılık Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Semra Şardaş şu dikkat çekici açıklamayı yaptı:
"Şu anda uygulanan tedaviler var olan ilaçlarla sürdürülüyor, bilim insanları yeni ilaç ve aşı araştırmalarını 2020 sonuna kadar tamamlayabilse bile insanlar üzerinde etkililiğinin gösterilmesi ve kitlesel olarak üretilmesi zor bir iş olacak. Yeni aşı teknikleri kullanıldığı için her şeyin sorunsuz bir şekilde ilerleyeceğinin garantisi yok."
Moloküler Biyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nesrin Özören, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK, Cumhurbaşkanlığı Sağlık Kurulu ve TÜBİTAK–MAM ile acil bir toplantı gerçekleştirdiklerini hatırlattı ve şunları söyledi:
"Koronavirüse karşı 6 ay ila 1 yıl arasında yerli aşı, 4-5 ay içerisinde de ilaç geliştirilebilir."
Elbette ki şu soruları sorma gereği duyuyoruz:
* Aşı için verilen süre zarfında büyük bir ihtimalle Covid-19 etkisini yitirmiş olmayacak mı?
* Çok kısa zamanda onbinlerce insanın hayatına mal olan bu virüs 6 ay ya da 1 yıl içinde birçok insanın daha ölümüne neden olmayacak mı?
* Tüm dünya ülkeleri hızlı bir şekilde, hatta Çin'de vakaların görülmeye başlamasıyla aşı ve ilaç çalışmalarına başlarken, biz neden çok geç kaldık?
* Aşı konusunda çok büyük başarılara imza atan, Atatürk döneminde 1928'de kurulmuş olan Refik Saydam Hıfsızsıhha'yı 2011 yılında neden kapattık?
Eğer Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne ve de Sosyal Devlet Milli Devlet tezine sırt dönmeseydik, güçlü devlet anlayışıyla, bağımsız bir ekonomiyle elbette ki ilk aşıyı "milli" olarak en kısa zamanda Türkiye üretecekti. Tüm insanlığa hizmet edecektik ve sağlıkta bir numara olacaktık. Ama şimdi birileri üretsin de biz de istifade edelim diye bekliyoruz.
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025