Korku, yalnız çocukların değil bazen yetişkinlerin de yaşadığı doğal bir duygu. Çocuğun korkuları kısa süreli olduğu gibi onun ruh dünyasını derinden etkileyecek boyutta da olabilir. Beraberinde pek çok sorunu da gtiren bu duygunun yenilmesinde ailenin tutumu son derece önemlidir.
Okul öncesi dönemde çocuğun gereksinim duyduğu ilgi ve sevgi ona gösterilirse çocuk büyükleri tarafından korunacağı ve kendine bir zarar dokunmayacağını hisseder. Büyüklerine güvenle sarılan çocuğun yersiz korkuları da ortadan kalkar.
Çocuğun korkularını yenmesine yardımcı olan şey ailenin ona karşı olan tutumu olduğu gibi, çocukta korkunun yerleşmesine neden olan da, büyüklerin kimi zaman izlediği yanlış eğitim uygulamalarıdır. Çocuğu korkutarak ona istediklerimizi yaptırmak ya da hoşlanmadığımız davranışlarından vazgeçirmeye çalışmak son derece sakıncalıdır. Şaka bile olsa özellikle sağlık konusunda çocuğu korkutacak söz söylemek yanlıştır. Bir varlığa ya da doğal olaya karşı korku duyan çocuğu korktuğu için kınamak da yaşadığı korkuların pekiştirilmesine neden olur. Çocuğu korktuğu şey hakkında bilgilendirmek izlenecek doğru bir yoldur. Çocuğa tehlikeli şeylerden uzak durmasını, zararı olana karşı önlem almasını öğretmek ailenin görevidir. Cesur çocuk tehlikeye bilinçsizce atılan değil kendini korumayı öğrenen çocuktur. Terkedilme korkusu ise aile ortamında tartışmanın sıkça yaşandığı, huzurun kalmadığı dönemde çocuğun yaşadığı bir korkudur. Böyle bir problemin yaşanması için yetişkinler çocuğun yanında tartışmaktan kaçınmalıdır.
Okula yeni başlayacak çocuktaki okul fobisi ya da sınavda başarılı olamayacağına ilişkin korkular da çocukların yaşadığı korkular arasında önemli yer tutar. Bu tür korkuların yenilmesinde de yine ailenin ılımlı, hoşgörülü, sevecen, sevgi dolu, güven veren tutumu önemlidir. Bu güzel duygularla ve sabır göstererek çocuğa yaklaşıldığında korkular umuda dönüşecektir.
Sonuç olarak çocuğun korkularını yenmesi konusunda anne-baba çocuğuyla sağlıklı bir iletişim kurabilmelidir. Sorunun çözümünde dayanışma ve paylaşım yer almalı, aile yol gösterici olmalıdır. Minik yüreklerde kopan fırtınaların inanç ve tevekkül sahibi büyüklerin sunacağı bilgi, sevgi ve umutla dineceği unutulmamalıdır.
Okul öncesi dönemde çocuğun gereksinim duyduğu ilgi ve sevgi ona gösterilirse çocuk büyükleri tarafından korunacağı ve kendine bir zarar dokunmayacağını hisseder. Büyüklerine güvenle sarılan çocuğun yersiz korkuları da ortadan kalkar.
Çocuğun korkularını yenmesine yardımcı olan şey ailenin ona karşı olan tutumu olduğu gibi, çocukta korkunun yerleşmesine neden olan da, büyüklerin kimi zaman izlediği yanlış eğitim uygulamalarıdır. Çocuğu korkutarak ona istediklerimizi yaptırmak ya da hoşlanmadığımız davranışlarından vazgeçirmeye çalışmak son derece sakıncalıdır. Şaka bile olsa özellikle sağlık konusunda çocuğu korkutacak söz söylemek yanlıştır. Bir varlığa ya da doğal olaya karşı korku duyan çocuğu korktuğu için kınamak da yaşadığı korkuların pekiştirilmesine neden olur. Çocuğu korktuğu şey hakkında bilgilendirmek izlenecek doğru bir yoldur. Çocuğa tehlikeli şeylerden uzak durmasını, zararı olana karşı önlem almasını öğretmek ailenin görevidir. Cesur çocuk tehlikeye bilinçsizce atılan değil kendini korumayı öğrenen çocuktur. Terkedilme korkusu ise aile ortamında tartışmanın sıkça yaşandığı, huzurun kalmadığı dönemde çocuğun yaşadığı bir korkudur. Böyle bir problemin yaşanması için yetişkinler çocuğun yanında tartışmaktan kaçınmalıdır.
Okula yeni başlayacak çocuktaki okul fobisi ya da sınavda başarılı olamayacağına ilişkin korkular da çocukların yaşadığı korkular arasında önemli yer tutar. Bu tür korkuların yenilmesinde de yine ailenin ılımlı, hoşgörülü, sevecen, sevgi dolu, güven veren tutumu önemlidir. Bu güzel duygularla ve sabır göstererek çocuğa yaklaşıldığında korkular umuda dönüşecektir.
Sonuç olarak çocuğun korkularını yenmesi konusunda anne-baba çocuğuyla sağlıklı bir iletişim kurabilmelidir. Sorunun çözümünde dayanışma ve paylaşım yer almalı, aile yol gösterici olmalıdır. Minik yüreklerde kopan fırtınaların inanç ve tevekkül sahibi büyüklerin sunacağı bilgi, sevgi ve umutla dineceği unutulmamalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.