M. Ali es-Sayis, "Bilinen bir gerçektir ki, bu cilbab ayeti İslam'ın, avreti örtmenin farziyetini bildiren emri istikrar bulduktan sonra nazil olmuştur. Öyle ise, burada emredilen örtme, farz olan avreti örtmeden fazla bir örtme olmalıdır. Bu yüzdendir ki müfessirlerin ifadeleri değişik olsa da 'cilbab'dan maksadın günümüzde bilinen 'mülae' gibi kadının elbisesi üzerinden örtündüğü bir dış elbise olduğu noktasında birleşmektedir" der. (es-Sayis, IV, 52).Bütün tarifleri ve uygulamaları göz önünde bulundurursak memleketimizde şu anda giyilmekte bulunan bazı giysi çeşitleri kanaatimize göre cilbabın tarifine uygun elbise çeşitleridir. Bunlardan biri birbirine ekli olmakla beraber beldeki lastikle iki parçayı andıran dış giysi, bir diğeri ise, doğu illerimizde ve bilhassa Bayburt, Erzurum, Erzincan dolaylarında giyilmekte olan ve yöresel lehçesiyle "ehram" denen tek parça giysidir. Şekil itibariyle bu ikincisi, bütün bedeni kaplar biçimde bürünüldüğü için cilbab tariflerine belki de daha yakındır. Yine bazı bölgelerde kadınların başlarına attıkları atkı tabir edilen, Karadeniz yöresindeki "keşan" bazı yörelerde "şal" denen örtünme şekli de cilbab sayılır. Yine şehirlerde yaygın olarak giyilen pardesü ve manto da cilbab denebilecek bir örtüdür.Naslarda cilbabın rengi tayin edilmiş değildir. Binaenaleyh, bunda olsa olsa örfün bir tayini söz konusu olabilir. Ancak cilbabın tarifiyle ilgili olarak buraya kadar gördüğümüz ifadelerden cilbabın asıl fonksiyonunun, kadının ziynetini saklamak olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Bunun da siyah ya da koyu renklerle daha iyi yapılacağı açıktır. Bu yolda bize ışık tutacak bazı rivayetler de mevcuttur. Mesela:1- Abdürrezak ve başkalarının Ümmü Seleme'den tahric ettikleri şu rivayet:"Cilbab ayeti indiği zaman Ensar kadınları siyah elbiseler giydiklerinden dolayı..." (Ebu Bekr el-Cessas, Ahkamü'l-Kur'an, III, 372'den Sabuni, II, 382).2- İbn Sa'd Habibe bint-i Abbad'ın, "Aişe'nin üzerinde siyah bir başörtü gördüm" (Tabakat-ı İbn Sa'd) şeklindeki rivayetinin önemli bir değeri vardır.3- Daha önce de değindiğimiz gibi, cilbabın görevlerinden birinin de ziyneti örtmek olduğu, binaenaleyh ziynetten en uzak rengin de siyah olduğu gerçeği de hesaba katılırsa cilbab için siyah veya en azından koyu renk tavsiye edilebilir.Nitekim bu konuya ışık tutması bakımından Allame Alusi'nin şu tespitleri manidardır:"Sonra bilesiniz ki, bana göre, zamanımızda müreffeh hayat yaşayan birçok kadının evlerinden çıkarken elbiselerin üzerinden örtündükleri örtülerde gösterilmesi yasaklanan ziynetlerinden, örtündükleri örtülerde gösterilmesi yasaklanan ziynetler kabilindendir. Bunlar ipekten dokunan birkaç renkli altın ve gümüş nakışlı ve gözü büyüleyici elbiselerdir. Benim görüşüme göre erkeklerin karılarının bu şekilde dolaşmaları gayret azlığından. Bu, yaygın bir musibet halini almıştır. Bunun gibi yaygın musibet haline gelen şeylerden biri de, kadınların, kocalarının kardeşlerinden sakınmamaları, kocaların da buna aldırmamaları, çoğu zaman da bunu bizzat emretmeleridir. Bütün bunlar Allah'ın ve Resûlü'nün müsaade etmediği şeylerdir. La havle ve kuvvete illa billah."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016