Her yıl 8 Mart tarihi, "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanıyor. Geçtiğimiz gün çeşitli etkinliklerle yine "kadın" konuşuldu; herkes kendi penceresinden kadına ve kadın haklarına bakmaya çalıştı? "Birleşmiş Milletler" tarafından 1977 yılında ilan edilen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün geçmişi çok eskilere dayanıyor.Kadın hakları meselesinin öyküsü8 Mart 1857 yılında ABD'nin New York kentinde başlatılan mücadelenin dayandığı temel fikir "Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması" eksenlidir. O dönemde New York'ta konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan 40.000 işçinin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı başlattığı grev, polisin saldırısıyla kanlı bitmişti. Saldırı sırasında çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can vermişti. İşçilerin cenaze töreni 100 bini aşkın kişi katılmasıyla gerçekleşir. 1975 yılında Dünya Kadınlar Yılı'nı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın tüm kadınlar için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırır. "Kadınlara eşit hakların verilmesinin Dünya barışını güçlendireceği kabul edilir".Haçlı Batı'nın gözünde kadın bir meçhulİnsanı tanımadan yoksun bulunan Haçlı batının gözlüğüyle "kadın", anlaşılmaz olmuştur. Maalesef batının insana bakışı, kadına bakışı açısından pek de farklılık arz etmemektedir. Sözüm ona hak vermek fikrinden yola çıkılarak kadının günümüzün uygar dünyasında (!) bulunduğu durum, hiç de iç açıcı değildir. Kadının insani yönünden çok, görselliğinden istifade edilerek bir reklâm aracı haline dönüştürülmüştür. İslam'ın kadına bakış farkıGelmiş ve gelecek nesillerin mimarı, ayağı öpülecek, "Cennet anaların ayakları altındadır" Hadisi şerifi ve taltif edilen, adına "Nisa suresi" indirilen kadın, evinden dışarıya sevk edildikçe; gerek kendisi gerek de yetişen nesiller pek de rahat yüzü görmemiştir. Hayatın çekilmez çileleri aynı oranda kadının da sırtına yüklendi ve duyguları tarumar edildi. Evinin sultanı olması gereken kadın, maalesef hayatın içinde vasfına uygun olmayan işlerde kullanılarak kimyası bozulmuştur.O rahat şimdi rahat değildir, feminist takılmasına bakmayın! O hayattan beklediği rahatlığa kavuşamamıştır. O geçim derdinden çalışmaktadır.O görselliğinden faydalanmasından asla memnun değildir.O kem nazarlardan pek de rahatsızdır.Kadın, toplumun en değerli varlığıKadının topumdaki yerinin gerçek manada anlaşıldığını söylemek yanlış olur. Onun önce bir "ana" olduğu asla unutulmamalıdır. "Ana gibi yar" sözü bunu teyit eder. Kadının ihtiyaçları temin edilmeli, ihtiyaç duyanların kendi isteklerine ve kadınlık onurlarına uygun işlerde çalışması sağlanmalı, çalışacağı işler asla onun onurunu zedelememelidir.Kadın, toplumun en değerli varlığıdır. Hak ettiği konumuna getirilmelidir. Bu sözle olmaz. Bunu da sağlayacak varlık, "devletin kendisidir". Zira, "Devlet babadır" ve insanına ve özellikle de kadınına bakmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025