- CHP lideri Deniz Baykal, grup konuşmasında, İstanbul'da çarşaflı kadınlara rozet takmasıyla gündeme gelen "çarşaf açılımı"nı anlatırken yine çok tartışılacak açıklamalar yaptı: "Kara çarşaf siyasi simge değil. Anadolu'nun geleneksel örtüsü... Siyasi simge türbandır. Tehdit Anadolu'da, Erzurum'daki çarşaflı kadınların beyinlerinde değil, buradaki kravatlı insanların kafasında, beyinlerindedir."- Bir defa kara çarşafı Anadolu'nun geleneksel örtüsü haline getirenler bu güne kadar sağından solundan bizzat memleketi idare eden şahsiyetlerdir. Sağolsunlar sayelerinde herkes karalar bağlaya balaya kara çarşaf da geleneksel hale geldi!- Nedense hepiniz Müslüman kadının başını kapatma özgürlüğünü konuşacağınız yerde kapatma şeklini çekiştirip duruyorsunuz. Dolayısıyla çekiştire çekiştire kadınlarımızın başında örtü mörtü bırakmadınız!- Milliyetçi geçinen kardeşlerimiz üstelik tarih yazdıklarını düşünerek iktidara yürüdükleri bir seçim sonrasında ve başı örtülü bir kadını milletvekili yaptıkları halde daha Meclisin ilk gününde yemin töreninde zorla ve baskıyla başını açtırdı! Böylece kimlere ne mesajlar verdi, kimlerin hangi kutsalıyla oyuncak gibi oynadı, kimlerin hangi inancıyla dalga geçti takdirlerinize arz ediyorum!- Aynı milliyetçi geçinen kardeşlerimiz aynı seçimde bu sefer dinci ve mücahit geçinen bir başka parti ile el ele vererek, bu dinci ve mücahit geçinen partinin bir başka başı kapalı milletvekili vasıtasıyla yine Meclisin açılışında yemin töreninde kadınımızın başörtüsünün aşağılanmasına ve dışlanmasına zemin hazırladınız. Bu yaptığınız sinsi işbirliği ve oyun sayesinde hangi kutsalları bombaladığınızı, hangilerini baltaladığınızı, hangi problemleri içinden çıkılmaz hale getirdiğinizi, milliyetçiliği ve dinimizi nasıl mükemmel bir şekilde kullanarak milliyetçi ve dinden yana gibi görünerek milletin ve dinin temellerine hangi dinamitleri koyduğunuzu da milletimin takdirlerine arz ediyorum!- Milliyetçi geçinen kardeşlerimiz ile dinci ve mücahit geçinen kardeşlerimiz iktidara gelene kadar memleketimin şurasında veya burasında başörtüsü adı altında her hangi bir mesele olmadığı halde, isteyen başını istediği gibi kapattığı ve bunun bir polemik ve simge olarak algılanmadığı halde, bu kardeşlerimizin bir şekilde iktidara gelmeleri ile birlikte başörtüsünün nasıl olup da birden bire kavganın, dövüşün, çekişmenin, merkezi ve sebebi haline geldiğini, bu kardeşlerimizin vazifesinin, memlekete ve millete hizmet etmek mi yoksa memleketi ve milleti karıştırmak için mikserlik yapmak mı olduğunun takdirini de yüce milletimize bırakıyorum!- Yukarıda bahsi geçen milliyetçi geçinen parti ile dinci ve mücahit geçinen partinin ortalığı yakıp yıkıp savaş alanına çevirmesinin ardından büyük büyük vaveylalarla, şunu da halledeceğiz, bunu da halledeceğiz, kuş olmadan uçacağız, at olmadan kaçacağız, yaz demeden kış demeden düz tepeler aşacağız, gümbürtüleriyle iktidara getirilen ismiyle ve cismiyle namütenasip bir partinin başörtüsü meselesinin, azıcık ucundan kıyısından dahi halledilebilirliği kalmasın diye yaptığı son derece ince ayarlı, göz boyamalı, ağlamalı ve sızlamalı atraksiyonlarını ve bunun neticesinde elde ettiği üstün başarı sonucu memlekette başörtüsü adı altında hiçbir mesele bırakmayışının anlaşılabilirliğini de ne yazık ki tarihe havale etmek zorunda kalıyorum!- Şol zamanda ve zeminde gele gele geldiğimiz nokta ise, türbanı ve başörtüsünü mükemmel bir şekilde, kavga eder gibi görünseler de el ele kol kola halleden bilcümle partilerden, güya halkın partisi olduğunu iddia eden bir tanesinin kara çarşafa sahip çıkarak olayı trajikomik bir başka tartışmanın içine taşımaya ve bilcümle yaraları kaşımaya çalışması olarak karşımıza çıkmış bulunuyor!- Güya halkın partisi olduğunu iddia eden şol partinin derdi davası, arzu ettiği/ettikleri şekilde neticelenen başörtüsü meselesinden sonra polemik yapacak başka bir dini mesele bulamamasından dolayı atalarımızın "Benim deniz örtü söyler döner döner yine söyler" tarsında ifade buyurdukları tarzda bir açılım sergilemesi olsa gerektir!- Tüm bu açılımların geldiği son noktada ise başörtüsünün ipini çeken zevatın olayı boyunbağına getirerek kravatı tartışmaya açmasını neyle izah edeceğimi bilemiyorum! - Sanırım artık kravatın siyasi simgeliğini, hangi renk kravatın hangi siyasi akımı temsil ettiğini, kravat takmanın ve takmamanın siyasi sonuçlarını, kravatı bağlama şeklinin ne mana ifade edeceğini ve daha da önemlisi kravat yerine papyon takmanın olası siyasi, hukuki, ahlaki, tarihi ve dini açılımlarını konuşmak ve tartışmak gibi çok önemli mevzularla iştigal edeceğiz gibi görünüyor!!!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Zühtü Kazancı / diğer yazıları
- Ateist devlet olmayacağız / 08.09.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022