Bu cümleyi kurmaktan emin olun bıktım ama milletimiz, medyamız, millet adına kalem ve ekran silahşorluğu yaptığını iddia eden gazeteciler, akademisyenler, siyasetçiler vs. anlamadığı, anlamak işlerine gelmediği için yine aynı cümleleri kurmak zorunda kalıyoruz.
Prof. Dr. Haydar Baş, 'buğday, silahtan daha stratejik öneme sahiptir' dedi ve milli tarım ve hayvancılık politikalarının nasıl olması gerektiğini dünyanın kabul ettiği, uyguladığı 'Milli Ekonomi Modelinde' anlattı.
Gerek Sayın Baş ve kadrosu ve gerekse Yeni Mesaj ailesi olarak bizler bu konuda yaklaşan tehlikeyi, çareyi de göstererek 20, 30 yıldan beri gündem ettik, ediyoruz.
Yandaş medyayı, akademisyenleri geçtik halkçı, milliyetçi, Atatürkçü vs. geçinen medya, kişi ve kalemler diğer ülkelerin tarım ve hayvancılık politikalarını, üretim şekillerini, ihracat verilerini vs. haber yaptılar, siyasilerin ve akademisyenlerin düşüncelerini gündem ettiler, ediyorlar.
Bu medya ve kişilerin ağzından tek satır Prof. Dr. Haydar Baş'tan, Milli Ekonomi, Modelinin tarım ve hayvancılık projelerinden tek satır, tek cümle duyan, okuyan var mı?
Geçen gün Ankara'da yapılan bir toplantıya katılan bir köylümüz köprüleri yıkan bir konuşma yaptı. Yandaş medya hariç bütün medya ve sosyal medyada gündem oldu.
Değerli köylümüz gerçekten dobra konuştu.
"(hükümet için) İnsanları kandırıyorlar, herkesi kendileri gibi sanıyorlar. Kendi yalanlarına ayak uydurmamızı bekliyorlar" dedi. 300 koyun projesine çattı. Şehirdeki esnafın sızlanışını anlattı. Ya sonra? Unutuldu gitti.
Oysa ortada dünyanın kabul ettiği, Nobel'e aday gösterilmiş bir ekonomik model. Bu modelin sahibi Müslüman Türk bir lider var. Ülkemizde yaşıyor. Ama medya ve o kağıttan kalemşorlar tek satır haber yapmıyor, tek bir cümle kurmuyor. Yazıklar olsun?
Anlamıyorlar, anlatmıyorlar, diye bizler hakikati söylemekten, gündem etmekten vaz mı geçeceğiz? Asla.
Bakın! Prof. Dr. Haydar Baş gazetemizde 2 Şubat 2015 tarihli yazısında şöyle diyordu;
"Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri tespit edilirken, kişi başına tüketilen hayvansal ürün miktarı da önemli bir kriter sayılmaktadır.
Hayvancılık sektörünün göç olaylarını azaltmak, çeşitli sanayi dalları için hammadde sağlamak ve işsizliği azaltmak gibi devlet ekonomisine de faydaları vardır.
Kaynaklara erişim savaşının yaşandığı günümüzde, yer altı kaynakları kadar, tarım ve hayvancılık imkânlarımız da stratejik olarak değerlendirilmelidir. Bu bir sosyal devlet yaklaşımı olarak ele alınmalıdır.
Kurban Bayramında kesmek için hayvan ithal etmeye başlayan Türkiye'nin, bu bağlamda dışa bağımlı olan hayvancılık politikasını; var olan ve yeten imkânlarla tekrar ayağa kaldırması gerekmektedir.
Milli Ekonomi Modeli'nin sosyal devlet anlayışında, tarımda atılacak milli adımlar hayvancılık ve balıkçılık için de geçerlidir.
AB ülkelerinden Fransa ve Hollanda, büyük birer hayvancılık ülkesidir. Bu devletler tarıma ve hayvancılıkla uğraşanlara ciddi destek vermektedir.
Mesela AB, 2014-2020 tarım bütçesinde Fransa'ya tarım ve hayvancılık için 8 milyar Euro ayırmıştır. Bu yardımlardan dolayı Fransa'daki çiftçilerin sayısı da git gide artmaktadır.
Türkiye'de yok olmaya yüz tutan hayvancılık mesleğiyle uğraşan kardeşlerimize sesleniyoruz: Bağımsız Türkiye Partisi olarak bizler:
* Hayvancılıkla uğraşanlara 'sıfır' faizli kredi desteği vereceğiz. Böylece başta küçük ve orta işletmeler olmak üzere üreticilerin büyümesine, hayvan sayısının artmasına imkân tanınacaktır.
* Üreticiye yem desteği verilerek maliyetlerin aşağı düşmesi sağlanacaktır
* Hayvancılık sektöründe yüksek fiyatla alım garantisi getirilecektir. Tarımda olduğu gibi piyasa fiyatı üzerine destekleme fiyatı ile hem üretici kazanacak, hem de tüketici mağdur edilmeyecektir.
* Damızlık hayvan tedariki için devlet, ıslah ve tohum temini merkezleri oluşturacaktır.
* Hayvan hastalıklarına karşı özel bir birim oluşturularak gerekli finansman ve yetişmiş kadro ile donatılacaktır.
* Ürünlerin saklanması için gerekli soğuk hava depoları oluşturulacak, elektrik de bedava olacağı için üreticilere maliyet açısından rahatlık sağlanacaktır.
Tarım kesimi kadar hayvancılıkla uğraşanların kazançlı çıkması da beraber olmamıza bağlıdır. Sonu belli olan bu yolculukta beraber olalım ki, her zaman kârlı çıkan tarafta olabilesiniz."
Hakikatin yanında olmadığımız için bugün, kimin kestiği belli olmayan etler marketlerde satılıyor. O etlerin ne eti olduğu bile tartışılıyor ve et ithalatı artarak devam ediyor. Tarım ve hayvancılık kesimi ise ağlıyor. Çare ağlamak ise durmak yok, ağlamaya devam.
Prof. Dr. Haydar Baş, 'buğday, silahtan daha stratejik öneme sahiptir' dedi ve milli tarım ve hayvancılık politikalarının nasıl olması gerektiğini dünyanın kabul ettiği, uyguladığı 'Milli Ekonomi Modelinde' anlattı.
Gerek Sayın Baş ve kadrosu ve gerekse Yeni Mesaj ailesi olarak bizler bu konuda yaklaşan tehlikeyi, çareyi de göstererek 20, 30 yıldan beri gündem ettik, ediyoruz.
Yandaş medyayı, akademisyenleri geçtik halkçı, milliyetçi, Atatürkçü vs. geçinen medya, kişi ve kalemler diğer ülkelerin tarım ve hayvancılık politikalarını, üretim şekillerini, ihracat verilerini vs. haber yaptılar, siyasilerin ve akademisyenlerin düşüncelerini gündem ettiler, ediyorlar.
Bu medya ve kişilerin ağzından tek satır Prof. Dr. Haydar Baş'tan, Milli Ekonomi, Modelinin tarım ve hayvancılık projelerinden tek satır, tek cümle duyan, okuyan var mı?
Geçen gün Ankara'da yapılan bir toplantıya katılan bir köylümüz köprüleri yıkan bir konuşma yaptı. Yandaş medya hariç bütün medya ve sosyal medyada gündem oldu.
Değerli köylümüz gerçekten dobra konuştu.
"(hükümet için) İnsanları kandırıyorlar, herkesi kendileri gibi sanıyorlar. Kendi yalanlarına ayak uydurmamızı bekliyorlar" dedi. 300 koyun projesine çattı. Şehirdeki esnafın sızlanışını anlattı. Ya sonra? Unutuldu gitti.
Oysa ortada dünyanın kabul ettiği, Nobel'e aday gösterilmiş bir ekonomik model. Bu modelin sahibi Müslüman Türk bir lider var. Ülkemizde yaşıyor. Ama medya ve o kağıttan kalemşorlar tek satır haber yapmıyor, tek bir cümle kurmuyor. Yazıklar olsun?
Anlamıyorlar, anlatmıyorlar, diye bizler hakikati söylemekten, gündem etmekten vaz mı geçeceğiz? Asla.
Bakın! Prof. Dr. Haydar Baş gazetemizde 2 Şubat 2015 tarihli yazısında şöyle diyordu;
"Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri tespit edilirken, kişi başına tüketilen hayvansal ürün miktarı da önemli bir kriter sayılmaktadır.
Hayvancılık sektörünün göç olaylarını azaltmak, çeşitli sanayi dalları için hammadde sağlamak ve işsizliği azaltmak gibi devlet ekonomisine de faydaları vardır.
Kaynaklara erişim savaşının yaşandığı günümüzde, yer altı kaynakları kadar, tarım ve hayvancılık imkânlarımız da stratejik olarak değerlendirilmelidir. Bu bir sosyal devlet yaklaşımı olarak ele alınmalıdır.
Kurban Bayramında kesmek için hayvan ithal etmeye başlayan Türkiye'nin, bu bağlamda dışa bağımlı olan hayvancılık politikasını; var olan ve yeten imkânlarla tekrar ayağa kaldırması gerekmektedir.
Milli Ekonomi Modeli'nin sosyal devlet anlayışında, tarımda atılacak milli adımlar hayvancılık ve balıkçılık için de geçerlidir.
AB ülkelerinden Fransa ve Hollanda, büyük birer hayvancılık ülkesidir. Bu devletler tarıma ve hayvancılıkla uğraşanlara ciddi destek vermektedir.
Mesela AB, 2014-2020 tarım bütçesinde Fransa'ya tarım ve hayvancılık için 8 milyar Euro ayırmıştır. Bu yardımlardan dolayı Fransa'daki çiftçilerin sayısı da git gide artmaktadır.
Türkiye'de yok olmaya yüz tutan hayvancılık mesleğiyle uğraşan kardeşlerimize sesleniyoruz: Bağımsız Türkiye Partisi olarak bizler:
* Hayvancılıkla uğraşanlara 'sıfır' faizli kredi desteği vereceğiz. Böylece başta küçük ve orta işletmeler olmak üzere üreticilerin büyümesine, hayvan sayısının artmasına imkân tanınacaktır.
* Üreticiye yem desteği verilerek maliyetlerin aşağı düşmesi sağlanacaktır
* Hayvancılık sektöründe yüksek fiyatla alım garantisi getirilecektir. Tarımda olduğu gibi piyasa fiyatı üzerine destekleme fiyatı ile hem üretici kazanacak, hem de tüketici mağdur edilmeyecektir.
* Damızlık hayvan tedariki için devlet, ıslah ve tohum temini merkezleri oluşturacaktır.
* Hayvan hastalıklarına karşı özel bir birim oluşturularak gerekli finansman ve yetişmiş kadro ile donatılacaktır.
* Ürünlerin saklanması için gerekli soğuk hava depoları oluşturulacak, elektrik de bedava olacağı için üreticilere maliyet açısından rahatlık sağlanacaktır.
Tarım kesimi kadar hayvancılıkla uğraşanların kazançlı çıkması da beraber olmamıza bağlıdır. Sonu belli olan bu yolculukta beraber olalım ki, her zaman kârlı çıkan tarafta olabilesiniz."
Hakikatin yanında olmadığımız için bugün, kimin kestiği belli olmayan etler marketlerde satılıyor. O etlerin ne eti olduğu bile tartışılıyor ve et ithalatı artarak devam ediyor. Tarım ve hayvancılık kesimi ise ağlıyor. Çare ağlamak ise durmak yok, ağlamaya devam.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025