Çalışmak, kazanmak, başarı ve gayretin insan hayatındaki önemi pek büyüktür.
Bir işin, bir kavramın, bir bilginin büyüklüğünü anlamada "zıt" yahut karşıt anlamlarına bakmak anlatılmak isteneni daha kolay hale getirir.
Çalışmak-çalışmamak, tembellik.
Kazanmak-kazanmamak, sürekli zarar etmek.
Gayret-gayretsizlik, atalet miskinlik, uyuşukluk, beleşçilik vs.
İnsan madeni, titizlikle ele alınır, dikkatle, özenle yetiştirilir ise çalışkanlık, verimlilik filiz verir.
Kendi insanının elinden tutulması, hayra başarıya, faydaya teşvik edilmez ise tembellik, miskinlik alır başını gider.
Bugün çekilen sıkıntıların en belirgin özelliklerinin başında devletçe, milletçe düştüğümüz atalet, beleşcilik, israf ve vurdumduymazlığımız gelir.
Maalesef "Bir Türk dünyaya bedeldir" ser levha hakikatinin hedefi, hacmi ve ifadesini başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmeliyiz.
Şu ince tenkidimin beni yıpratan çizgisine bakarak diyorum ki:
15 milyon öğrencinin verimi, icadı, hamlesi, hafıza gücü, deney sonuçları, "Kainat çapında" çıkılan birincilik kürsüleri nerede?...
Bu hedefe kilitlenmemiz gerekirken "evvel mi desek önce mi , ahlak mı desek etik mi?.. gibi dilde kavga ve dedikoduyla, üniversitede sağ mı sol mu diyerek kalemleri atıp sopalarla çıkılan yolda ülke kalkınması, kalitesi çalışkanlığı, azmi nasıl sağlanır.
Bizden sonra gelen, vicdanının sesi ile geçmişini yargılayanlar belki de şunu diyecekler:
Yemişler, içmişler, makam ve mevki ihtirası için birbirlerini yemişler, dedikodu üretmişler, israf edip, sadece, midelerini düşünmüşler.
Ne ilim. Ne bir dikili ağaç, ne yerli teknoloji, ne bizim olan ahlak anlayışı... Hiç bir şey bırakmamışlar...
Biz, borçlu, bizi köle, bizi güçsüz bırakmışlar..."
Bu sözler her halde dua yerine geçmeyecektir...
Bu satırları yazmadan önce bir "Gazel" okumuştum;
"Sana senden gelir bir işte tat lazımsa ümidin kes zaferden gayriden imdat lazımsa. (N. Kemal)"
Bize zaferden başka birşey lazım değildir.
Bu millete ilmin, tekniğin, üretmenin, azmin, atılganlığın, kokusunu, zaferini yaşatın, duasını alın.
Bakın bu satırları yazarken bir TV kanalında Meclis Başkanı konuşuyor:
"Benim yetiştiğim yerlerde muz yetişir. Evet çikita muz yerine yerli muzu tercih edeceğiz, destekleyeceğiz ama Dünya Ticaret Örgütü inanın buna müdahale ediyor..." (TRT-3 06.05.2003 saat 18.00)
Biz seçeriz. İktidarlar kurulur.
Kurulduktan sonra bahaneler bulur.
***
Netice adamının bahanesi yoktur. Tembellerin ise hilesi çoktur.
Çalışmak, düzen kurmak, huzuru bulmak, serden geçen mert insanların işidir.
Onlar pineklemeyi, onlar durmayı, onlar yalanı, hileyi, talanı sevmez.
Karar verilir.
Hedefe koşulur.
***
Bakın bakın aklıma bir sağlama geldi...
Bütün düzenlemeler, hükümler, çabalar acaba insanı çalışmaya, yorulmaya, okumaya, araştırmaya, kafa yormaya mı teşvik ediyor?.. Yoksa.
Efendim, nasıl az işle çok maaş alınır, az lafla çok makam kazanılır. Nasıl daha israf, daha cıvıklık, daha beleşçilik... vs. vs.
***
Dün başka partideydi...
Bugün başka partide
Ama olsun ya...
Kibarlıklar, sayınlar, efendim, saygılar, aman cicili itirazlar...
***
İlim yolunda kan işeyen, matamatik, fizik, kimya, biyoloji tıp, astronomi... alimleri, bilgiye beşiklik eden ecdat eyvah... Biz keyfe daldık... Sizlere rahmet olsun... Bizlerede İtalya sıpagettisi ve ABD Cola'sı...
Bir işin, bir kavramın, bir bilginin büyüklüğünü anlamada "zıt" yahut karşıt anlamlarına bakmak anlatılmak isteneni daha kolay hale getirir.
Çalışmak-çalışmamak, tembellik.
Kazanmak-kazanmamak, sürekli zarar etmek.
Gayret-gayretsizlik, atalet miskinlik, uyuşukluk, beleşçilik vs.
İnsan madeni, titizlikle ele alınır, dikkatle, özenle yetiştirilir ise çalışkanlık, verimlilik filiz verir.
Kendi insanının elinden tutulması, hayra başarıya, faydaya teşvik edilmez ise tembellik, miskinlik alır başını gider.
Bugün çekilen sıkıntıların en belirgin özelliklerinin başında devletçe, milletçe düştüğümüz atalet, beleşcilik, israf ve vurdumduymazlığımız gelir.
Maalesef "Bir Türk dünyaya bedeldir" ser levha hakikatinin hedefi, hacmi ve ifadesini başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmeliyiz.
Şu ince tenkidimin beni yıpratan çizgisine bakarak diyorum ki:
15 milyon öğrencinin verimi, icadı, hamlesi, hafıza gücü, deney sonuçları, "Kainat çapında" çıkılan birincilik kürsüleri nerede?...
Bu hedefe kilitlenmemiz gerekirken "evvel mi desek önce mi , ahlak mı desek etik mi?.. gibi dilde kavga ve dedikoduyla, üniversitede sağ mı sol mu diyerek kalemleri atıp sopalarla çıkılan yolda ülke kalkınması, kalitesi çalışkanlığı, azmi nasıl sağlanır.
Bizden sonra gelen, vicdanının sesi ile geçmişini yargılayanlar belki de şunu diyecekler:
Yemişler, içmişler, makam ve mevki ihtirası için birbirlerini yemişler, dedikodu üretmişler, israf edip, sadece, midelerini düşünmüşler.
Ne ilim. Ne bir dikili ağaç, ne yerli teknoloji, ne bizim olan ahlak anlayışı... Hiç bir şey bırakmamışlar...
Biz, borçlu, bizi köle, bizi güçsüz bırakmışlar..."
Bu sözler her halde dua yerine geçmeyecektir...
Bu satırları yazmadan önce bir "Gazel" okumuştum;
"Sana senden gelir bir işte tat lazımsa ümidin kes zaferden gayriden imdat lazımsa. (N. Kemal)"
Bize zaferden başka birşey lazım değildir.
Bu millete ilmin, tekniğin, üretmenin, azmin, atılganlığın, kokusunu, zaferini yaşatın, duasını alın.
Bakın bu satırları yazarken bir TV kanalında Meclis Başkanı konuşuyor:
"Benim yetiştiğim yerlerde muz yetişir. Evet çikita muz yerine yerli muzu tercih edeceğiz, destekleyeceğiz ama Dünya Ticaret Örgütü inanın buna müdahale ediyor..." (TRT-3 06.05.2003 saat 18.00)
Biz seçeriz. İktidarlar kurulur.
Kurulduktan sonra bahaneler bulur.
***
Netice adamının bahanesi yoktur. Tembellerin ise hilesi çoktur.
Çalışmak, düzen kurmak, huzuru bulmak, serden geçen mert insanların işidir.
Onlar pineklemeyi, onlar durmayı, onlar yalanı, hileyi, talanı sevmez.
Karar verilir.
Hedefe koşulur.
***
Bakın bakın aklıma bir sağlama geldi...
Bütün düzenlemeler, hükümler, çabalar acaba insanı çalışmaya, yorulmaya, okumaya, araştırmaya, kafa yormaya mı teşvik ediyor?.. Yoksa.
Efendim, nasıl az işle çok maaş alınır, az lafla çok makam kazanılır. Nasıl daha israf, daha cıvıklık, daha beleşçilik... vs. vs.
***
Dün başka partideydi...
Bugün başka partide
Ama olsun ya...
Kibarlıklar, sayınlar, efendim, saygılar, aman cicili itirazlar...
***
İlim yolunda kan işeyen, matamatik, fizik, kimya, biyoloji tıp, astronomi... alimleri, bilgiye beşiklik eden ecdat eyvah... Biz keyfe daldık... Sizlere rahmet olsun... Bizlerede İtalya sıpagettisi ve ABD Cola'sı...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021