Tarih tetkik edildiği zaman görülür ki, büyük devletler, büyük devlet adamlarının eseridir. Devletleri büyütüp geliştiren ve yücelten devlet adamlarıdır. Tersinden söylersek, devletleri zayıflatan, çöküşe sürükleyen ve batıran da devlet adamlarıdır. O bakımdan devlet adamlarının seçim ve korunması çok önemlidir. Dost ve düşman tüm tarihçiler ittifak ederler ki, Osmanlı'yı beylikten cihan devletine yükselten ehliyetli, liyakatli, dirayetli ve dürüst devlet adamlarıydı. Osmanlı'da devlet adamları derken, âlim ve irfan ehli insanları da onlarla birlikte düşünmek gerekir. Çünkü devlet adamları karar alırken, mutlaka o kişilerle istişare ediyordu.İstişare sonucu alınan kararlarla elde edilen zaferler, Batılı tarihçileri bile hayrete düşürüyordu. Tarihçi Alan Parmar der ki: "Osmanlı'nın en hayranlık uyandıran yönü, şaşılacak kadar küçük bir yönetici sınıfın, Tuna vadilerinden Kafkas dağlarına, Basra Körfezi'ne, Güney Arabistan çöllerine ve Kuzey Afrika'ya kadar uzanan geniş bölgeleri iyi yönetmeyi bilmesinden kaynaklanmaktadır."Gerçekten de Osmanlı döneminde yönetici sayısı azdı. Azdı, ama yöneticiler tam yetişmiş idi. Yönetilenlerde de saygı, sadakat ve itaat sonsuzdu. Devlet yönetiminde görev alma ve yükselme, sağlam ölçülere bağlanmıştı. Bu gerçeği, Ogier Chiselin Busbecq "Türk Mektupları" adlı kitabında söyle anlatır: "Türklerde görevler verilirken, ne zenginliğe ehemmiyet verilir, ne boş rica ve tavsiyelere. Bir adayın sahip olduğu nüfuz ve şöhret hiçbir şekilde düşünülemez. Yalnız liyakate bakılır, seciye aranır, kabiliyet ve istidat düşünülür. Bu suretle her insan yaptığı işe ve gösterdiği kabiliyete göre mükâfat görür. Türklerde herkes kendi istikbalinin inşacısıdır." Bir yabancının, Osmanlı'nın başarısının hikmetini, böylesine doğru tespit etmesine şaşırmamak gerekir. Esasen Batılı bilim ve devlet adamlarının hepsi, Osmanlı gerçeğini biliyordu. Bildikleri içindir ki, Osmanlı'yı nereden, nasıl yıkacaklarını isabetli belirlemiş ve plânlamışlardır.Belli bir plân çerçevesinde yürütülen şer çalışmalar sonucu Osmanlı zayıflamaya başladı. Zayıflamanın nedenlerini Koçi Bey, yazdığı risalelerde şöyle ifade eder: "Bugün ilim yolu fevkalâde bozulmuştur. Hâlbuki devletin ve dinin devamı ilim iledir. İlmin devamı da âlimlerledir. O yüzden yüce atalarımız zamanında ilme ve âlimlere olan hürmet ve ikram hiçbir devlette olmamıştır." Ne yazık ki, günümüzde durum daha da çok bozulmuştur. Devlet yönetiminde olanların, ilim ve irfan ehliyle istişare etmeleri şöyle dursun, onlara düşman gözüyle bakılıyor. İlim ve irfan ehlinden bazıları, kendilerine danışılmadığı halde, görevleri gereği, devlet adamlarına yine de yol gösteriyor ve uyarılarda bulunuyorlar. Devlet adamları bunlara kulak veriyor mu? Hayır, tam aksine, bu kişilere kızıyor, seslerini kesmek için her türlü yola başvuruyorlar.Hal böyle iken, devlet adamlarımız yine kalkıp "büyük devlet olduk, daha da büyüyeceğiz" mesajları veriyorlar. İnsan merak ediyor: Acaba Türkiye'yi hangi devletlerle mukayese edip de böyle bir hükme varıyorlar? Başka devletleri bırakalım, Türkiye'nin bugünkü durumunu, Osmanlı ile mukayese edelim de, büyüklüğün nasıl olması gerektiğini öğrenelim. Boş ve gereksiz yere övünme, alay konusu olur. Bunu akıldan çıkarmayalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018