Önce en tepeden başlayalım. Serdar Bilgili yönetimi Beşiktaş'ın içini resmen boşaltmış. Geride kalan 4 maçta 2 mağlubiyet, 1 beraberlik ve sadece 1 galibiyet. O da kazara. Stavrum, Ronaldo, Weit, Baya, İlhan, Tümer gibi futbolcular alınmış, ama ortada gol atacak, oyun kuracak adam yok. Yani Nouma gibi bir futbolcu yok. Defansta top çıkaracak, orta alanda top çevirecek bir futbolcu yok. Bu ne biçim takım kurmaktır.
Almanya'da kokain kullanmaktan yargılanan, bizde kimi yazarlar tarafından hala kurt hoca lakabıyla nitelenen Daum da bu takımı adeta uyuşturmuş. Ne bir stratejisi var, ne de bu stratejinin taktiksel adımları. Oyuncu değişiklikleri bir felaket. Tümer gibi takımın en iyisini çıkar, yerine ne yapacağı belli olmayan birini koy. Daum'un gerekçesi hazır: Bu kadar paraya, bu kadar futbol. Sormak gerekir Alman Hoca'ya: İstanbulsporlu futbolcular 'parasal değer' açısından Beşiktaşlı futbolculardan daha mı pahalı?
Şimdi gelelim İnönü zaferini kazanan İstanbulspor'a. Aykut Kocaman, gerçekten de 'kocaman' bir takım oluşturmuş. Sarı siyahlılar ikinci yarıda harika bir futbol sergiledi. İlk yarıdaki savunma anlayışı da oturaklıydı. Beşiktaş karşısında maç boyunca çok defa 10-11 kez ayağa top çevirdi. Bunlar maçın sonuna doğru 'oleyler' eşliğinde yapılan top çevirmeler değildi. Karşılaşmanın normal akışındaki uyumlu hareketlerdi. Zaten İstanbulspor'un en büyük eksiği seyircisi. Oley çekecek, futbolcuları motive edecek, gerektiğinde onlara baskı yapacak 12. adamı yok bu takımın. Bu açıdan garipler. Ama maçın 60-80 dakikaları arasında öyle tatlı bir oyun sergilediler ki, Beşiktaş taraftarlarının alkışlarını cezbetmeyi başardılar. Üstelik Kara Kartallılara kendi takımlarına 'yuh' çektirdiler.
Bushi harika oynadı. Sol kanadı koşu kulvarı gibi kullandı. Nefis bir gol attı. Nefis bir şutu da direkte patladı.
Sağ kanatta ise Murat harikaydı. Defansta Saffet patlamaz türden sigorta görevini üstlenmişti.
İstanbulspor'da harikulade bir uyum var. Defans, orta alan, forvet arasındaki gidiş-gelişler makine gibi işliyor.
Sonuç: Beşiktaş iflah olmaz derecede hasta. Ciddi bir ameliyat gerekir. İstanbulspor ise bu istikrarını sürdürürse, derbi canavarı olabilir.
Almanya'da kokain kullanmaktan yargılanan, bizde kimi yazarlar tarafından hala kurt hoca lakabıyla nitelenen Daum da bu takımı adeta uyuşturmuş. Ne bir stratejisi var, ne de bu stratejinin taktiksel adımları. Oyuncu değişiklikleri bir felaket. Tümer gibi takımın en iyisini çıkar, yerine ne yapacağı belli olmayan birini koy. Daum'un gerekçesi hazır: Bu kadar paraya, bu kadar futbol. Sormak gerekir Alman Hoca'ya: İstanbulsporlu futbolcular 'parasal değer' açısından Beşiktaşlı futbolculardan daha mı pahalı?
Şimdi gelelim İnönü zaferini kazanan İstanbulspor'a. Aykut Kocaman, gerçekten de 'kocaman' bir takım oluşturmuş. Sarı siyahlılar ikinci yarıda harika bir futbol sergiledi. İlk yarıdaki savunma anlayışı da oturaklıydı. Beşiktaş karşısında maç boyunca çok defa 10-11 kez ayağa top çevirdi. Bunlar maçın sonuna doğru 'oleyler' eşliğinde yapılan top çevirmeler değildi. Karşılaşmanın normal akışındaki uyumlu hareketlerdi. Zaten İstanbulspor'un en büyük eksiği seyircisi. Oley çekecek, futbolcuları motive edecek, gerektiğinde onlara baskı yapacak 12. adamı yok bu takımın. Bu açıdan garipler. Ama maçın 60-80 dakikaları arasında öyle tatlı bir oyun sergilediler ki, Beşiktaş taraftarlarının alkışlarını cezbetmeyi başardılar. Üstelik Kara Kartallılara kendi takımlarına 'yuh' çektirdiler.
Bushi harika oynadı. Sol kanadı koşu kulvarı gibi kullandı. Nefis bir gol attı. Nefis bir şutu da direkte patladı.
Sağ kanatta ise Murat harikaydı. Defansta Saffet patlamaz türden sigorta görevini üstlenmişti.
İstanbulspor'da harikulade bir uyum var. Defans, orta alan, forvet arasındaki gidiş-gelişler makine gibi işliyor.
Sonuç: Beşiktaş iflah olmaz derecede hasta. Ciddi bir ameliyat gerekir. İstanbulspor ise bu istikrarını sürdürürse, derbi canavarı olabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Recep Bahar / diğer yazıları
- ABD harika bir ekonomiye mi sahip? / 14.08.2018
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016