Saddam Hüseyin'in İran-Irak savaşı sırasında kimyasal silah kullanmasını Irak işgaline gerekçe gösteren ABD, dönemin Reagan ve Bush yönetimlerinin bunu bizzat desteklediğine değinmiyor bile ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld kendi yönetimini haklı çıkarmaya yönelik son çabasında, Bush yönetimini eleştirenleri Adolf Hitler'i yatıştırmaya çalışanlara benzetti. Rumsfeld daha yakın tarihli bir karşılaştırmadan, yani Saddam Hüseyin'in Reagan ve ilk Bush yönetimlerince yatıştırılmasından bahsetmedi. Çünkü, 1980'lerde Saddam'ı yatıştıranlar 2003 Irak savaşında başrollerdeydi. Başkan Reagan Irak'a açılımı 1983'te başlattı. İran-Irak savaşı 1982'de daha büyük bir ülke olan İran'ın lehine dönmüştü ve ABD yönetimi Irak'ın kaybetmesinden korkuyordu. Reagan'ın elçi seçtiği Rumsfeld Saddam'ı Aralık 1983 ve Mart 1984'te ziyaret etti. Kasım 1983'te Irak İran'a karşı 1925'ten beri yasak olan zehirli gazları kullanmaya başlamıştı. Rumsfeld Saddam'la görüşmesinde bu büyük uluslararası hukuk ihlalinden bahsetmek yerine İran'a karşı ortak düşmanlık ve Ürdün'den geçecek bir boru hattını ele aldı. Rumsfeld konuyu muhtemelen Dışişleri Bakanı Tarık Aziz'e açtı, ama işi büyütmemek için ABD açısından ilişkilerin iyi gitmesinin zehirli gaz kullanımından önemli olduğunu da belirtti. Bu mesaj sonradan pekiştirildi. Reagan yönetimi Saddam'a öyle krediler açtı ki, Irak en çok ABD yardımı alan ülkeler listesinde üçüncü sıraya yerleşti. ABD Irak'a savaş alanında istihbarat vermeye de başladı. Irak bu bilgileri İran askerlerine kimyasal silahlarla saldırmada kullandı. Sonra 1998'de kimyasal silahlarla Halepçe'de 5 bin Kürt'ü öldürünce, yönetim bu işte İran'ın da parmağı olduğunu iddia edip Saddam'ın sorumluluğunu azaltmaya çabaladı. İran-Irak savaşı bittikten beş gün sonra 25 Ağustos 1988'de Irak, 48 Kürt köyüne saldırdı. Senato'da Saddam'a yardıma son verilmesi ve yaptırım uygulanması için bir yasa önerildi. Reagan bunun üzerine beni Türkiye'ye gönderip Irak'tan kaçmış Kürtlerle görüşmemi istedi. Neticede yönetim Kürtlerin gazla öldürül-düğünü doğruladı, ama yaptırıma hatta mali yardımın kesilmesine bile şiddetle karşı çıktı. Ertesi yıl George H.W. Bush yönetimi Irak'a mali yardımları kesmek şöyle dursun, bunları iki katına çıkardı. Saddam Kuveyt'e saldırmadan bir hafta önce yönetim ABD'nin Irak'a yardımını kimyasal silah kullanmama ve Kürt soykırımını sona erdirmeye bağlamaya yönelik bir yasa tasarısına da karşı çıktı. Şimdinin başkan yardımcısı Dick Cheney o zamanlar savunma bakanı ve Irak politikasını belirleyen konseyin üyesiydi. Saddam'ı yaratanlar bugün zafer narası atıyor 2003'te Cheney, Powell ve Rumsfeld, Saddam'ın 15 yıl önce kimyasal silah kullanmasını savaş gereği olarak sundu. Oysa o sıralar Saddam'ın insanları zehirlemesini önemsiz görüyorlardı. Reagan ve baba Bush yönetimleri Saddam'ın ABD'nin partneri, İran'ı dengeleyici bir unsur ve ılımlılık gücü olmasını bekliyordu. Bu hayaldi. İran'a saldırmış, kimyasal silah kullanmış, Kürtleri katletmiş acımasız bir diktatör müttefik olamazdı. ABD'nin İran savaşında işlediği suçları örtbas etme çabasını görmüş Saddam, Kuveyt'e de saldırabileceğini düşünmüştü. Bu Saddam, Irak ve ABD açısından bedeli yüksek bir hata oldu. ABD ordusunun büyük bölümü şu an Irak batağına saplanmış durumda. Geçmişteki yatıştırma politikasının mimarlarıysa zafer havalarında geziniyor. Bir de kendilerini eleştirenlerin çenesini kapatabilseler... Peter W. Galbraith -ABD'nin eski Hırvatistan büyükelçisi- Radikal
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.