1970-76 yılları arası yedi yılımı verip, kimi Arnavut kaldırım, kimi patika, kimi çamur yollarını aşıp geçtiğim Köprübaşı İlçesi Yılmazlar Köyü'ndeydim Cuma günü. Arapça ilmini tahsil ettiğim Hacı Sefer Efendi'nin ilk talebelerinden H. Yusuf Efendi Cuma vaazındaydı. Çok az kişi kaldı talebelik yıllarından tanıdığım. Bazı köşeleri ruhsuz modernizmin kaba ve itici figürleriyle yok edilmiş olsa da, eskiye ait o sade ama iç ferahlatan süsler hala duruyor camide.Mihrabın Bolu tarzına kurban gitmesi ilk göze çarpan soğukluk. Nedir, kimin tasarımıdır bilinmez. Bana göre hiçbir estetik yanı olmayan bu tasarım birçok camiyi esir almış vaziyette.Sopsoğuk bir mihrap duruyor karşınızda. Siyaha çalar koyu kahverengi bir vernik. Tornadan çıkmış, başınızdan aşağı sarkan odun parçaları. Caminin minberi eski halini korumuş, tabii şimdilik.Yarın bir akl-ı evvel çıkar "değiştirelim" der, o da gider.Her Cuma namazı sonrası şifa niyetine yapılan "Yasin hatmi" aynen uygulanıyor. Şifaya vesile olduğunu hasta sahiplerinden duyardım talebelik yıllarımda.Bana geçmişi yaşatan olay aslında hüzünlü bir kazaydı.Değerli dostum Süleyman Çetinkaya'nın ağabeyi Ahmet yanında beş yaşlarında oğlu Muhammed olduğu halde yolda karşı karşıya geçiyordu, o esnada bir araç kendilerine çarpıyor. Yoğun bakıma kaldırılan Muhammed üç gün sonra Hakk'ın rahmetine kavuşuyor. Ahmed beyin yürek yarasının dışında sağlığı iyi. Allah acil şifalar versin. Cenab-ı Hakk'ın öyle cilveli işleri var ki...Evladı alır yürek yakar, babayı kurtarır teselli eder. Kefeni içinde Muhammed'i görseydiniz "melek gördüm" diye yenim etme hakkınız olurdu. Mübalağasız söylüyorum, bir melekti O.Muhammed'in şefaat yetkisi var.Cennetteki yüce makamında anne-babasını talep edecek Allah'tan. Ve alacak da.Ne mutlu sabredip hak edene.Tekrar Cuma namazına dönelim.Vaazdan sonra hutbeyi genç jenerikten camii imamı okudu.Hutbenin bir yerinde anlattığı olay beni sarstı.21 yaşında bir Alman bayan misyoner hocası, hacısı, dindarı bol Yılmazlar mahallesine gelip misyonerlik yapmaya çalışıyor. Satın alabileceği arazinin olup olmadığını soruşturuyor."İnşallah yıllardır ne demek istediğimizi bu olay sonrası anladınız" dedim orada bulunanlara. Evet biz işte bu vahim gidişatı anlatıyoruz kaç yıldır.Birkaç gün önceki yazımda anlattığım ile bu olay birbirinden kopuk değil, aynı olaydır.Yani şu "derin hocalarıyla" ünlü bir ilçede meydana gelenler vardı ya!"Peygamberlere iman, imanın şartından değildir" ve "kâfirler ebedi cehennemde kalmayacak" sözleri ile Yılmazlar mahallesine misyonerin gelip arazi araştırması yapması aynı senaryonun değişik dekorlarla ve değişik mekânlarda sahnelenmesinden ibarettir. Ne mutlu bütün bu oyunların farkında olup bir şeyler yapabilmenin telaşı içinde olanlara.Ne yazık hala; duymuyorum, görmüyorum ve işitmiyorum diyerek üç maymunu oynayıp bir başka misyonerlik yapanlara.Allah harim-i ismetimize yabancı eli değmeden ayıkmak nasip etsin.
Stratejik ortaklık ne demek?
ABD ile stratejik ortak olmak;Tamamı yalan gerekçelerle Afganistan'ın işgalini onaylamaktır.Bu işgal sonrası öldürülen on binlerce masumun katline ortak olmaktır.Yıkılan mabetlerin,Yakılan evlerin,Söndürülen ocakların,Yetim bırakılanların,Dul kalanların,Sakatlananların vebalini omuzlamaktır.Guantanamo üssünden yıllardır hangi suçtan mahkum oldukları belli olmayan ve hâla yargılanmayan masumların vahşetine ortak olmaktır. Oradaki mahkumları manevi tacizle konuşturmak için Kur'an-ı Kerim'i -haşa- tuvalete atanlara arka çıkmaktır. Bu iğrençliğe onay vermektir.Baştan sonra yalan iddialarla Irak'ın işgaline alkış tutmaktır.Samarra'da yaşları 9 ile 65 arası dört bin Müslüman kadının soysuzlar tarafından tecavüze uğramalarına seyirci olmaktır.Ebu Gureyp hapishanesinde yapılan vahşete "evet" demektir.Yıkılan mabetlerin,Yakılan evlerin,Söndürülen ocakların,Yetim bırakılanların,Dul kalanların,Sakatlananların vebalini omuzlamaktır.Tahrip edilen peygamber, sahabi, ehl-i beyt kabirlerine bomba koymaktır.Yakılan İmam Ali, İmam Azam ve diğer İslam büyüklerine ait cami, medrese, külliyelerine "oy olsun" demektir.Stratejik ortaklık demek;Bu ülkenin bölünmesine taraf olmaktır.Kürdistan'a "evet" demektir.Başına çuval geçirilmesine "iyi yaptınız" demektir.Kısaca, ABD ne yaparsa doğrudur, haklıdır, yerindedir demektir.Bu ülkeye ve bu bölgeye yapılabilecek en büyük kötülüktür.Siz yoksa stratejik ortaklıktan, grup halinde mangal yapmayı mı anlıyorsunuz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024