Bunları da size Allah mı yaptırıyor?

20 Aralık'ta dolar kuru tarihin en yüksek zirvesini görerek 18.40 TL'ye kadar çıkmış, sonrasında 'Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat' modelinin açıklanmasının ardından 23 Aralık'ta 10.23 TL seviyesine gerilemişti.  

Maliye Bakanı Nureddin Nebati mutluluktan adeta uçuyor, gözlerindeki ışıltıyı herkesin görmesi için var gücüyle çırpınıyordu. Fakat aradan henüz 10 gün bile geçmeden dolar 13 lirayı aştı. Yani dolar 10-11 TL seviyesinde 10 gün bile  duramadı. Haliyle Bakan'ın gözlerindeki ışıltı da kısa sürede sönmeye başladı!

Bakan Nebati, "O gece dolar satılmadı. Kimse devreye girmedi. Kim girdi biliyor musunuz? Binlerce bireysel satıcı devreye girdi. Birbirleriyle adeta yarıştılar döviz bozdurmak için" demişti. Peki şimdi ne oldu da dolar tekrar yükselmeye başladı. Daha doğrusu TL niye dolar karşısında değer kaybetmeye devam ediyor? Hani kimse o gece devreye girmedi, binlerce satıcı adeta yarıştılar diyordu ya Sayın Bakan, o açıdan soruyorum, yarış bitti mi yoksa?

Sayın Nebati'nin itirafıyla o gece "çarpılanların" zararları bir kenara, Bakan'ın gözlerindeki ışıltıya bakarak çarşı pazardaki fiyatların düşmesini beklemeye başlamıştı vatandaş. Fakat çarpılan sadece sayısı belli olmayan küçük yatırımcılar değil, dar gelirli insanlar da oldu. Fiyatlar bir türlü düşmedi. 

Saman alevi gibi yanıp ardından hemen sönen gözlerdeki ışıltıya vatandaş nasıl inansın! 

Sayın Bakan, "Ya arkadaşlar biz bir şey yaptık mı?" diye sorduğunu arkadaşlarının da "Yok efendim" dediklerini söylüyor. Yoksa Süleyman Soylu gibi bunları size Allah'ın mı yaptırdığına inanıyorsunuz!

MÜLAKAT ZULMÜ

KPSS'de yüksek puan almalarına karşın, sözlü sınavda düşük puan verilerek tercih dışı bırakıldığı ileri sürülen öğretmen adayları sosyal medyadan tepkilerini dile getirdiler.

Fizik öğretmeni, mülakatta sorulan sorulara yanıtlar verdiğini söyleyerek zor bir sorunun bilinçli seçildiğini ve bu sorunun elemelere neden olduğunu söyledi. Yıllardır KPSS'ye giren ve bu süreçte çok yıprandığını belirten Fizik öğretmeni gözyaşlarını zor tutarak şunları söyledi: "Ben işten çıkıp eve ders çalışmaya gelirdim. Çocuklarımla ilgilenemedim. Gözümün içine bakıyorlardı. Bu yaptıklarının vebali çok büyük. 15 yıldır ders çalışıyorum ve 3 dakikalık bir görüşme sonrası beni elediler. Bu emek hırsızlığıdır, bunun vebali çok büyük. Puanımız neyse hakkımızı versinler. Ben torpil istemedim. Kimsenin hakkına girmek istemiyorum. Emeğimin karşılığı bu olmamalıydı."

Bu şekilde gözleri dolu dolu, boğazları düğümlenen, hakkının yendiğini düşünen o kadar çok kişi var ki! Bu his insanı yer bitirir. Sinir hastası yapar. Hiç kimseden haksızlığı hazmetmesini bekleyemezsiniz çünkü haksızlık asla hazmedilemez. 

Yoksa Milli Eğitim Bakanı da KPSS'de derece yapanların mülakatta elenmesini, kendilerinin değil de Allah'ın yaptırdığına mı inanıyor!