Bugün bayram. M. Akif'in, 'Hakkıdır, Hakka tapan Milletimin istiklal' dizelerindeki Hakk'a taparak hakkını alan bu milletin bu hakikati ilan ettiği gün olduğu için bugün bayram.
Bugün bayram. Türk Milletinin dirilişinin taçlandırıldığı gün olduğu için bayram.
Bugün bayram. Bir milletin esaretten egemenliğe zahmetli çilesinin sona erdiği gün olduğu için bugün bayram.
Bugün bayram. Hakimiyet kayıtsız, şartsız millete teslim edildiği gün olduğu için bu gün bayram.
Bugün bayram. Emperyalistlerin bu topraklardan kovulduğunun, bu topraklarda artık yeniden dirilmiş bir milletin, kendi devletini kurduğunun tescillendiği gün olduğu için bugün bayram.
Bu gün bayram. Tarih boyu hür yaşamış milletin asla esareti kabul edemeyeceğini dünyaya bir kez daha tescil ettirdiği gün olduğu için bugün bayram.
Bu gün bayram. Arif Nihat Asya'nın,
"Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım." Dediği al-yıldızın destanlaşarak özgürce dalgalandığı gün olduğu için bugün bayram.
Bir diğer dizesinde ise;
"Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım"
Bu coğrafyaya, bu millete, bu bayrağa içerden ve dışarıdan hor bakanların mezarına taş diktiğimiz, şer yuvalarını dağıtımız günün haykırıldığı günün bayramı.
Bugün Cumhuriyet Bayramı. Bayramınız kutlu olsun.
Bugün siyasi partiler peş peşe açıklamalar yapacak. Bayram kutlayacaklar, şehitlerimize ve gazilerimize rahmet dileyecekler.
Sonra cumhuriyetin özellikleri ve kazanımları nelerdir, diye bir başlık altında kendi ideolojileri üzerinden birbirleriyle laf dalaşına girecekler. Sonra? Herkes yoluna.
Bakın Cumhuriyeti ilan eden o aziz kadronun lideri M. Kemal Atatürk ne diyor;
"Dünyanın, bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim, kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün hareketlerimizle gösterelim. Bilelim ki milli benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır."
Bugün bize hürmet gösteren var mı? Var mı?
Neden? Kendimize, birbirimize, aslımıza, itikadımıza hürmeti, saygıyı, sevgiyi kaybettik. Kutuplaştırıldık. Sevgi yerini nefret, saygı yerini benciliğe bıraktı. Aslımızı, inancımızı inkar ettik.
Tabi bu kutuplaşmada en çok kullanılan cumhuriyet ve hilafet kavramlarının karşı karşıya getirilmesi şeklinde olmuştur.
Kendince cumhuriyetin, Atatürk'ün savunuculuğunu üstlenenler, bu iki büyük gerçeğin mahiyetlerini idrak edemedikleri hatta güruhtan bir kısmının bu iki değere kendi ideolojilerini yükleyerek beklide cumhuriyet ve Atatürk'e en büyük ihaneti yapmıştırlar.
Diğer bir güruh ise hilafeti din, cumhuriyeti dinsizlik olarak algılayıp, bu şekilde insanımızla devleti karşı karşıya getirmek istemişler ve getirdiler de.
Tabi bu proje Haçlı emperyalistlerin, içimizdeki piyanları için kurguladığı bir projeydi. Hem ulusalcı, hem Atatürkçü, hem cumhuriyetçi hem de, dinci güruhlar bu projede piyon oldular, çok iyi de (!) kullanıldılar.
Bakın! Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu tespiti insanımızı 90 yıldır zehirleyenlerin kimlik kartıdır;
"Cumhuriyetin kabulünün ilk döneminde, Cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal, saltanat yerine yeni bir yönetim biçimi olan cumhuriyeti getirirken saltanatı, din biçiminde algılayanlar yeni yönetimi yani cumhuriyeti, saltanat karşıtı algılamak yerine, din karşıtı olarak algıladılar. Milli devlet bu yanılgıyı düzeltmektedir." (Sosyal Devlet-Milli Devlet sh:24-25)
Bugün Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu, Anadolu'nun dağına, taşına 'Atatürk vatandır, Atatürk giderse devlet biter' cümlelerini yazıyorsa bu emperyalist uşakların millet ve devletimizi bölmelerinin önüne geçmek içindir.
Onun için sende bayrağını al ve "Atatürk demek vatan demektir" diye dosta, düşmana haykır.
Bugün bayram. Türk Milletinin dirilişinin taçlandırıldığı gün olduğu için bayram.
Bugün bayram. Bir milletin esaretten egemenliğe zahmetli çilesinin sona erdiği gün olduğu için bugün bayram.
Bugün bayram. Hakimiyet kayıtsız, şartsız millete teslim edildiği gün olduğu için bu gün bayram.
Bugün bayram. Emperyalistlerin bu topraklardan kovulduğunun, bu topraklarda artık yeniden dirilmiş bir milletin, kendi devletini kurduğunun tescillendiği gün olduğu için bugün bayram.
Bu gün bayram. Tarih boyu hür yaşamış milletin asla esareti kabul edemeyeceğini dünyaya bir kez daha tescil ettirdiği gün olduğu için bugün bayram.
Bu gün bayram. Arif Nihat Asya'nın,
"Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım." Dediği al-yıldızın destanlaşarak özgürce dalgalandığı gün olduğu için bugün bayram.
Bir diğer dizesinde ise;
"Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım"
Bu coğrafyaya, bu millete, bu bayrağa içerden ve dışarıdan hor bakanların mezarına taş diktiğimiz, şer yuvalarını dağıtımız günün haykırıldığı günün bayramı.
Bugün Cumhuriyet Bayramı. Bayramınız kutlu olsun.
Bugün siyasi partiler peş peşe açıklamalar yapacak. Bayram kutlayacaklar, şehitlerimize ve gazilerimize rahmet dileyecekler.
Sonra cumhuriyetin özellikleri ve kazanımları nelerdir, diye bir başlık altında kendi ideolojileri üzerinden birbirleriyle laf dalaşına girecekler. Sonra? Herkes yoluna.
Bakın Cumhuriyeti ilan eden o aziz kadronun lideri M. Kemal Atatürk ne diyor;
"Dünyanın, bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim, kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün hareketlerimizle gösterelim. Bilelim ki milli benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır."
Bugün bize hürmet gösteren var mı? Var mı?
Neden? Kendimize, birbirimize, aslımıza, itikadımıza hürmeti, saygıyı, sevgiyi kaybettik. Kutuplaştırıldık. Sevgi yerini nefret, saygı yerini benciliğe bıraktı. Aslımızı, inancımızı inkar ettik.
Tabi bu kutuplaşmada en çok kullanılan cumhuriyet ve hilafet kavramlarının karşı karşıya getirilmesi şeklinde olmuştur.
Kendince cumhuriyetin, Atatürk'ün savunuculuğunu üstlenenler, bu iki büyük gerçeğin mahiyetlerini idrak edemedikleri hatta güruhtan bir kısmının bu iki değere kendi ideolojilerini yükleyerek beklide cumhuriyet ve Atatürk'e en büyük ihaneti yapmıştırlar.
Diğer bir güruh ise hilafeti din, cumhuriyeti dinsizlik olarak algılayıp, bu şekilde insanımızla devleti karşı karşıya getirmek istemişler ve getirdiler de.
Tabi bu proje Haçlı emperyalistlerin, içimizdeki piyanları için kurguladığı bir projeydi. Hem ulusalcı, hem Atatürkçü, hem cumhuriyetçi hem de, dinci güruhlar bu projede piyon oldular, çok iyi de (!) kullanıldılar.
Bakın! Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu tespiti insanımızı 90 yıldır zehirleyenlerin kimlik kartıdır;
"Cumhuriyetin kabulünün ilk döneminde, Cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal, saltanat yerine yeni bir yönetim biçimi olan cumhuriyeti getirirken saltanatı, din biçiminde algılayanlar yeni yönetimi yani cumhuriyeti, saltanat karşıtı algılamak yerine, din karşıtı olarak algıladılar. Milli devlet bu yanılgıyı düzeltmektedir." (Sosyal Devlet-Milli Devlet sh:24-25)
Bugün Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu, Anadolu'nun dağına, taşına 'Atatürk vatandır, Atatürk giderse devlet biter' cümlelerini yazıyorsa bu emperyalist uşakların millet ve devletimizi bölmelerinin önüne geçmek içindir.
Onun için sende bayrağını al ve "Atatürk demek vatan demektir" diye dosta, düşmana haykır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025