Evet, bugün 23 Nisan!
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı…
Bayram nedir?
Mutluluktur, coşkudur, sevgidir, umuttur, insanın içinin içine sığamamasıdır!
Hele ki bu bayram, dünyada eşi ve benzeri olmayan Çocuk Bayramı ise bu coşku ve mutluluk katlanarak artmalıdır.
Gelin görün ki, yıllardır çocuklarımız doya doya bayram yapmaya hasretler.
Babası işsiz olan çocuk için bayram, babasının iş bulmasından başka bir şey değildir.
Annesi çöplerden yemek toplayan çocuk için bayram, karnını doyuracak bir lokma temiz ekmek bulmaktır.
Annesi katledilmiş çocuğu hangi bayram mutlu edebilir?
Ölümcül bir hastalığın pençesinde kıvrandığı halde ilaç bulamayan bulsa da alamayan çocuk için her bayram zehir gibidir.
Okuluna gidemeyen, online derse girmek için bilgisayar ve telefon bulamayan, bulsa bu sefer internet bulamayan çocuk için bayram derslerine, öğretmenlerine ve okuluna kavuştuğu gündür.
Türkiye'de yaşayan kaç çocuk layıkıyla bayram kutlayabiliyor ki?!
Hele ki son yıllarda budana budana kuşa çevrilen ve gitgide ortadan kaldırılmaya çalışılan milli bayramlarımız artık tatil gününden ibaret hale geldi/getirildi.
Oysa bizim çocukluğumuzda böyle miydi bayramlar?
Haftalar öncesinden başlardı coşkusu ve heyecanı, içimiz kıpır kıpır olur yüreğimiz sevinçle ve gururla çarpardı milli bayramlarımızda.
En güzel elbiselerimizi giyer koşardık meydanlara.
Her bayramda daha çok tanır ve daha çok severdik bize bu güzel vatanı, Cumhuriyeti ve bağımsızlığımızı hediye eden Atamızı!
Belki bu günkü kadar lüksü yoktu hayatımızın ancak bugün neredeyse tükenmeye yüz tutan umudumuz, geleceğe güvenle bakışımız, birbirimize olan sevgi ve güvenimiz vardı. Hem de kucaklar ve gönüller dolusu.
Konu vatan, devlet, bayrak, din, iman olunca anında dikkat kesilip teyakkuza geçerdi yediden yetmişe her ferdimiz.
Bırakın üç kuruşluk menfaati, idam sehpasına götürseniz kimse taviz vermezdi inancından.
Bugün 23 Nisan, hem de cuma günü. Yani çifte bayram.
Ne meydanlar coşkuyla dolu ne de camiler imanla!
Ruhumuz gibi, kalbimiz gibi, gönlümüz gibi oralar da boş.
Pandemi bahane, virüs olmasa bile her yer bomboş.
"Mutlu günler yakın" bile diyemiyoruz artık!
Haydar BAŞ Hocam gibi her güzellik daha uzak!
Ya umut?
Umut her zaman var!
Çünkü çare yanı başımızda!
Çare Milli Ekonomi Modeli…
Çare Bağımsız Türkiye Partisi…
Çare Hüseyin BAŞ.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı…
Bayram nedir?
Mutluluktur, coşkudur, sevgidir, umuttur, insanın içinin içine sığamamasıdır!
Hele ki bu bayram, dünyada eşi ve benzeri olmayan Çocuk Bayramı ise bu coşku ve mutluluk katlanarak artmalıdır.
Gelin görün ki, yıllardır çocuklarımız doya doya bayram yapmaya hasretler.
Babası işsiz olan çocuk için bayram, babasının iş bulmasından başka bir şey değildir.
Annesi çöplerden yemek toplayan çocuk için bayram, karnını doyuracak bir lokma temiz ekmek bulmaktır.
Annesi katledilmiş çocuğu hangi bayram mutlu edebilir?
Ölümcül bir hastalığın pençesinde kıvrandığı halde ilaç bulamayan bulsa da alamayan çocuk için her bayram zehir gibidir.
Okuluna gidemeyen, online derse girmek için bilgisayar ve telefon bulamayan, bulsa bu sefer internet bulamayan çocuk için bayram derslerine, öğretmenlerine ve okuluna kavuştuğu gündür.
Türkiye'de yaşayan kaç çocuk layıkıyla bayram kutlayabiliyor ki?!
Hele ki son yıllarda budana budana kuşa çevrilen ve gitgide ortadan kaldırılmaya çalışılan milli bayramlarımız artık tatil gününden ibaret hale geldi/getirildi.
Oysa bizim çocukluğumuzda böyle miydi bayramlar?
Haftalar öncesinden başlardı coşkusu ve heyecanı, içimiz kıpır kıpır olur yüreğimiz sevinçle ve gururla çarpardı milli bayramlarımızda.
En güzel elbiselerimizi giyer koşardık meydanlara.
Her bayramda daha çok tanır ve daha çok severdik bize bu güzel vatanı, Cumhuriyeti ve bağımsızlığımızı hediye eden Atamızı!
Belki bu günkü kadar lüksü yoktu hayatımızın ancak bugün neredeyse tükenmeye yüz tutan umudumuz, geleceğe güvenle bakışımız, birbirimize olan sevgi ve güvenimiz vardı. Hem de kucaklar ve gönüller dolusu.
Konu vatan, devlet, bayrak, din, iman olunca anında dikkat kesilip teyakkuza geçerdi yediden yetmişe her ferdimiz.
Bırakın üç kuruşluk menfaati, idam sehpasına götürseniz kimse taviz vermezdi inancından.
Bugün 23 Nisan, hem de cuma günü. Yani çifte bayram.
Ne meydanlar coşkuyla dolu ne de camiler imanla!
Ruhumuz gibi, kalbimiz gibi, gönlümüz gibi oralar da boş.
Pandemi bahane, virüs olmasa bile her yer bomboş.
"Mutlu günler yakın" bile diyemiyoruz artık!
Haydar BAŞ Hocam gibi her güzellik daha uzak!
Ya umut?
Umut her zaman var!
Çünkü çare yanı başımızda!
Çare Milli Ekonomi Modeli…
Çare Bağımsız Türkiye Partisi…
Çare Hüseyin BAŞ.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Zühtü Kazancı / diğer yazıları
- Ateist devlet olmayacağız / 08.09.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022