BTP'nin İzmir Alsancak Kapalı Spor Salonu'ndaki programında bu milleti kimsenin batıramayacağını belirten Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu millet batarsa, kainat batar" dedi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), Trabzon, Bursa, Gaziantep'ten sonra 4. kapalı spor salonu toplantısını İzmir'de gerçekleştirdi. Alsancak Atatürk Kapalı Spor Salonu'nu hınca hınç dolduran İzmirlilerin BTP kadrosu ve Kuvay-ı Milliye Hareketinin önderi Prof. Dr. Haydar Baş'a gösterdiği yoğun ilgi Türkiye'nin geleceği için umut oldu.
BTP'nin farkıBTP İzmir İl Başkanı Dr. Musa Demir'in yaptığı açılış konuşmasının ardından Genel Başkan Yardımcıları Baki Bektaş, Ali Gedik, Ali Değirmenci, Dr. Abdullah Terzi, Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Ergün Sazak, İbrahim Berk, İbrahim Erdöl, Hayri Baş, Ahmet Kurt, Mehmet Emin Koç, Hüseyin Zengin'in de BTP'nin projelerini ortaya koydular. Gecede, Kuvay-ı Milliye ruhunun yeniden ateşleyen lider Prof. Dr. Haydar Baş da bir konuşma yaptı. "Üstad, Üstad", "Bu vatan bu millet seni bekliyor", "İşte millet işte başbakan" yoğun tezahüratları arasında konuşmasını gerçekleştiren, Alsancak Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda oluşan tablo üzerine, "Bu manzara bize gösteriyor ki bağımsız Türk milleti, Bağımsız Türkiye Partisine gönlünde en güzel yeri verdi. Onu şakıyan bülbüller gibi misafir eyledi. Şimdi de iktidar yolunda beraber yürüyorlar" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bizim en büyük özelliğimiz hiç kimseyi eleştirmemektir. Muhalefeti ve iktidarıyla hepsi benim öz be öz kardeşimdir. Onlara kızmak değil elimizi açıp dua etmek, yanlışlarını düzeltmek, eğrilerini doğrultmak bizim borcumuz, vazifemizdir. Biz kırmaya değil, tamir etmeye geliyoruz. Biz yıkmaya değil yapmaya geliyoruz" şeklinde konuştu.
Allah'ın bu millet gibi emsalsiz bir millet göndermediğini, bizim hakimiyetimiz döneminde bütün insanlığın can, mal, namus, din ve vicdan emniyetini doya doya yaşadığını, tasarrufumuz son bulduğu ve yaban kargaları ötmeye başladığı için dünyada bu emniyetlerden hiç birinin kalmadığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, o eski adaletli, şefkatli, merhametli, faziletli günlere dönmek isteniyorsa yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Yepyeni büyük Türkiye'nin kurulması için hazırlanacaksınız. Sefere çıkacak, IMF'ye güvenmeyeceksiniz. Hiç kimseye boyun eğmeyeceksiniz. Kemal Atatürk'ün 'Bağımsızlık benim karakterimdir' dediği gibi bu milletin karakteri bağımsızlıktır. Üç beş kuruş için onu bağımlı hale getirmek isteyenler yanılıyorlar. Onlara, 'Ayıkın. Milletin siyasi kaderine gem vurmayın. Önünü kesmeyin. Yoksa sonunuz hüsrandır' diyoruz."
Çöküşe son vermenin yoluTürkiye'nin meselelerinin aşılmaz olmadığını söyleyen, "Bu millet batmaz. Bu milleti batırmak öyle kolay değildir. Bu millet battığı zaman kainat batar, kainat" tespitinde bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle dedi:
"Memleketimizin, milletimizin meseleleri aşılmaz değildir. Onları gözümüzde büyüterek, parmağımızı gözümüzün önüne koyarak dünyayı görmemek gibi bir gaflete düşmeyelim. İktidar parti üyelerinin maalesef zafiyete düştüğü konu budur. Onlar 'içinden çıkılmaz' diye IMF'nin bütün talimatlarına 'evet' diyorlar. Yalana, yanlışa boyun eğiyorlar. Maalesef bizi bu adamların kulu, kölesi haline getiriyorlar. El ele vereceğiz. Bir gövde, bir bünye olacağız. Kimimiz el, kimimiz göz, kimimiz ayak, kimimiz kalp olacağız. Bir vücut gibi dimdik ayakta duracağız. Birbirimizin moralini düzelteceğiz. Çöküşe son vereceğiz."
Türkiye'nin IMF'ye, Dünya Bankası'na, global sermaye sahiplerine "geriye dön marş marş" denilmesi halinde 45 katrilyon gibi büyük bir yükten kurtulacağını, bu 45 katrilyonun vatandaşımızın cebine gireceğini söylediği, AB'ye niçin karşı olduklarını açıkladığı, Güneydoğu bölgesindeki oyunlara dikkat çektiği konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Buğdaya, şeker pancarına, tütüne tahdit getiriliyor. Fındıkları, çayları söküyorlar. Bu millet ne ekecek, ne biçecek, ne yiyecek? Hiç kimse bunu düşünmüyor. Bu milletin istediğini ekip biçmesini, fazla para kazanmasını istiyorsanız, hep beraber Bağımsız Türkiye'yi iktidara taşıyacağız. Biz vergisiz bir Türkiye getiriyoruz. Memurdan, işçiden vergi alınmayacak. Geliri 100 milyarın altında olan esnaftan bir tek kuruş vergi alınmayacak. Buna 'evet' diyorsanız BTP'yi iktidara taşıyacağız."
Turgutlu Has Mehteran Bölüğü, Akçaabat Horon Ekibi, Aşık Mustafa Çobanoğlu ve Kuvay-ı Milliye'nin sesi Ali Altın'ın marş, gösteri ve türkülerle coşku kattığı BTP toplantısında yeni üyelere de rozetleri takıldı. Katılımcıların niçin BTP'yi tercih ettiklerine emekli bir öğretmen şu dize ve sözleriyle tercüman oldu: "Hele bak sen hele bak sen / Kapıldığın sele bak sen / Altı asır örnek olduk / Düştüğün şu hale bak sen. Bu halden kurtuluşun tek yolu bu milletin erdemli, faziletli evladı Prof. Dr. Haydar Baş ile bir ve beraber olmaktır."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), Trabzon, Bursa, Gaziantep'ten sonra 4. kapalı spor salonu toplantısını İzmir'de gerçekleştirdi. Alsancak Atatürk Kapalı Spor Salonu'nu hınca hınç dolduran İzmirlilerin BTP kadrosu ve Kuvay-ı Milliye Hareketinin önderi Prof. Dr. Haydar Baş'a gösterdiği yoğun ilgi Türkiye'nin geleceği için umut oldu.
BTP'nin farkıBTP İzmir İl Başkanı Dr. Musa Demir'in yaptığı açılış konuşmasının ardından Genel Başkan Yardımcıları Baki Bektaş, Ali Gedik, Ali Değirmenci, Dr. Abdullah Terzi, Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Ergün Sazak, İbrahim Berk, İbrahim Erdöl, Hayri Baş, Ahmet Kurt, Mehmet Emin Koç, Hüseyin Zengin'in de BTP'nin projelerini ortaya koydular. Gecede, Kuvay-ı Milliye ruhunun yeniden ateşleyen lider Prof. Dr. Haydar Baş da bir konuşma yaptı. "Üstad, Üstad", "Bu vatan bu millet seni bekliyor", "İşte millet işte başbakan" yoğun tezahüratları arasında konuşmasını gerçekleştiren, Alsancak Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda oluşan tablo üzerine, "Bu manzara bize gösteriyor ki bağımsız Türk milleti, Bağımsız Türkiye Partisine gönlünde en güzel yeri verdi. Onu şakıyan bülbüller gibi misafir eyledi. Şimdi de iktidar yolunda beraber yürüyorlar" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bizim en büyük özelliğimiz hiç kimseyi eleştirmemektir. Muhalefeti ve iktidarıyla hepsi benim öz be öz kardeşimdir. Onlara kızmak değil elimizi açıp dua etmek, yanlışlarını düzeltmek, eğrilerini doğrultmak bizim borcumuz, vazifemizdir. Biz kırmaya değil, tamir etmeye geliyoruz. Biz yıkmaya değil yapmaya geliyoruz" şeklinde konuştu.
Allah'ın bu millet gibi emsalsiz bir millet göndermediğini, bizim hakimiyetimiz döneminde bütün insanlığın can, mal, namus, din ve vicdan emniyetini doya doya yaşadığını, tasarrufumuz son bulduğu ve yaban kargaları ötmeye başladığı için dünyada bu emniyetlerden hiç birinin kalmadığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, o eski adaletli, şefkatli, merhametli, faziletli günlere dönmek isteniyorsa yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Yepyeni büyük Türkiye'nin kurulması için hazırlanacaksınız. Sefere çıkacak, IMF'ye güvenmeyeceksiniz. Hiç kimseye boyun eğmeyeceksiniz. Kemal Atatürk'ün 'Bağımsızlık benim karakterimdir' dediği gibi bu milletin karakteri bağımsızlıktır. Üç beş kuruş için onu bağımlı hale getirmek isteyenler yanılıyorlar. Onlara, 'Ayıkın. Milletin siyasi kaderine gem vurmayın. Önünü kesmeyin. Yoksa sonunuz hüsrandır' diyoruz."
Çöküşe son vermenin yoluTürkiye'nin meselelerinin aşılmaz olmadığını söyleyen, "Bu millet batmaz. Bu milleti batırmak öyle kolay değildir. Bu millet battığı zaman kainat batar, kainat" tespitinde bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle dedi:
"Memleketimizin, milletimizin meseleleri aşılmaz değildir. Onları gözümüzde büyüterek, parmağımızı gözümüzün önüne koyarak dünyayı görmemek gibi bir gaflete düşmeyelim. İktidar parti üyelerinin maalesef zafiyete düştüğü konu budur. Onlar 'içinden çıkılmaz' diye IMF'nin bütün talimatlarına 'evet' diyorlar. Yalana, yanlışa boyun eğiyorlar. Maalesef bizi bu adamların kulu, kölesi haline getiriyorlar. El ele vereceğiz. Bir gövde, bir bünye olacağız. Kimimiz el, kimimiz göz, kimimiz ayak, kimimiz kalp olacağız. Bir vücut gibi dimdik ayakta duracağız. Birbirimizin moralini düzelteceğiz. Çöküşe son vereceğiz."
Türkiye'nin IMF'ye, Dünya Bankası'na, global sermaye sahiplerine "geriye dön marş marş" denilmesi halinde 45 katrilyon gibi büyük bir yükten kurtulacağını, bu 45 katrilyonun vatandaşımızın cebine gireceğini söylediği, AB'ye niçin karşı olduklarını açıkladığı, Güneydoğu bölgesindeki oyunlara dikkat çektiği konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Buğdaya, şeker pancarına, tütüne tahdit getiriliyor. Fındıkları, çayları söküyorlar. Bu millet ne ekecek, ne biçecek, ne yiyecek? Hiç kimse bunu düşünmüyor. Bu milletin istediğini ekip biçmesini, fazla para kazanmasını istiyorsanız, hep beraber Bağımsız Türkiye'yi iktidara taşıyacağız. Biz vergisiz bir Türkiye getiriyoruz. Memurdan, işçiden vergi alınmayacak. Geliri 100 milyarın altında olan esnaftan bir tek kuruş vergi alınmayacak. Buna 'evet' diyorsanız BTP'yi iktidara taşıyacağız."
Turgutlu Has Mehteran Bölüğü, Akçaabat Horon Ekibi, Aşık Mustafa Çobanoğlu ve Kuvay-ı Milliye'nin sesi Ali Altın'ın marş, gösteri ve türkülerle coşku kattığı BTP toplantısında yeni üyelere de rozetleri takıldı. Katılımcıların niçin BTP'yi tercih ettiklerine emekli bir öğretmen şu dize ve sözleriyle tercüman oldu: "Hele bak sen hele bak sen / Kapıldığın sele bak sen / Altı asır örnek olduk / Düştüğün şu hale bak sen. Bu halden kurtuluşun tek yolu bu milletin erdemli, faziletli evladı Prof. Dr. Haydar Baş ile bir ve beraber olmaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.