Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Ankara'da bir haftadır eylem yapan TEKEL işçilerine seslenerek, "Zamanında ektiler, şimdi biçiyorlar. Bu kez ekeceğinizi biçtiğiniz zaman yüzünüz gülsün" dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Ankara'da bir haftayı aşkın süredir eylem yapan TEKEL işçilerinin durumunu değerlendirdi. Başından beri Türkiye'de çok sayıda kurumun satışa arzedildiğini dile getirdiklerini vurgulayan Prof. Dr. Baş, "Avrupa Birliği Türkiye'den özelleştirme yapmasını istedi. Peki niye istedi? Bunun sonucunda tarıma dayalı sanayi kuruluşlarımız elimizden çıkarıldı. Geri kalanlar da çıkmaya devam ediyor" dedi.
Yüzbinler işini kaybettiÖzelleştirme sonucunda yüz binlerce çalışanın işinden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Baş, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: "Biz demedik mi, şayet bu özelleştirme bu şekilde devam ederse, hem işçilerimiz işsiz kalacak, hem de mağdur olacaklardır. Bunun önüne geçmeniz asla mümkün olmayacak. Biz şunu söyledik: 'Aklınızı başınıza alın. Oy sandığına giderken iyi düşünün. Bilhassa işçiler bu konuda sakin ha yanlış yapmasın. Dediklerimi aklına getirsin, oylarını ona göre kullansın.' Beni dinlediler ama güldüler. Şimdi benim esef ettiğim noktalardan birisi de budur. Hiç unutmuyorum, Konya'da bu konuları da içeren bir konuşma yapıyorum. Adamın birisi bize bakarak, alaycı bir tavır sergiledi. Dedim merak etmeyin, isteyen belasını da bulur. Arkadan da 'Bak Haydar Hoca millete beddua etti' dediler. Dedim ki, 'Sizin istediğin beladır, onu göreceksiniz'. Şimdi o insanların feryadını görüyorum. O gün ben onlara söyledim, tavırları bu oldu. Şimdi beni iyi dinlesinler: Bu hükümetin bir şey yapması asla mümkün değildir."
Bu mantıkla bu iş düzelmezHükümetin izlediği özelleştirme politikasının özünü 'kamu kurum ve kuruluşlarını elden çıkararak ekonomiyi düzene kavuşturmak' iddiasının oluşturduğuna işaret eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun olması mümkün mü? Elbette işçi sokağa dökülecek. Peki niye dökülecek? İşsiz, dolayısıyla parasız kaldığı için sokağa dökülecek. Orada yürüyen, bağıran, suya giren vatandaşlarımızda yanlışlık. Zamanında ektiler, şimdi biçiyorlar. Diyorum ki şimdi ekeceğinizi biçtiğiniz zaman yüzünüz gülsün, var mısınız buna? Kabul etseniz de, etmeseniz de bir tane hocanız var. Ben eserlerimle dünyanın huzuruna çıkıyorum. Milli Ekonomi Modeli ve Milli Devlet, Sosyal Devlet adlı eserlerimizi dünya ilim adamlarının önüne koyduk. A'dan Z'ye kadar kitapları incelediler ve "Bu eserler değil Türkiye'yi abat eder" dediler. Bu eserler dünyada 100'ün üzerinde ülkede uygulanmaya başlandı. Ben feryat ederek, 'fakirliğe son verelim' dedim. Neticede ben dedim, ben dinledim. Tekrar ediyorum, o gün sakalım vardı, bugün de var. İnşallah şimdi dinletiriz."
Devletin gelir kaynakları sona erdiAnkara'da eylem yapan TEKEL işçilerine 'geçmiş olsun' dileklerini ileten Prof. Dr. Baş, "Bu hükümetin bundan fazla yapacağı bir şey yok. Sen kar getiren bütün kurumları yani KİT'leri sattın. Devletin, hükümetin bir girdisi olmalı. Yer altı kaynaklarının da sattın. Zaten biz 3 koldan gelir temin ediyorduk. İkisi KİT'lerden olan gelirler, diğeri ise vergiler. Şimdi ne kaldı elinde. Vergi...Kar getiren bütün kurumları sattığın için KİT'lerden bir şey alamıyorsun. Madenleri bedavaya elinden çıkardın. Ne yapacaksın? Yoluna devam edeceksin. Vatandaşa da 'karnına taş bağla' diyeceksin. Sonucun bu olması kaçınılmazdır. Nasrettin Hoca, bindiği dalı kesen birisini görünce, 'kesme, düşeceksin.' Adam bir müddet sonra düşünce Nasrettin Hoca'nın peşine düşüp onu yakalayınca, "Hoca, benim düşeceğimi nereden bildin?" diye sormuş. Hocada, "Bindiğin dalı kesince, bunu farkettim" demiş. Şimdi Türkiye bindiği dalı kesiyor. Şimdi bir defa düştük, bir daha düşmeyelim. Arkasında ecnebi güçlerin bulunduğu siyasilere sakin selam bile vermeyin. Ruhu, fikri, gönlü, inancı, kültürü, medeniyeti sizinle olan yani her şeyi sizin gibi olanla beraber olacaksınız. Haktan yana olanlar, Hak ile beraber olanlar güçlüdür. Onlar zelil olmaya mahkumdur."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Ankara'da bir haftayı aşkın süredir eylem yapan TEKEL işçilerinin durumunu değerlendirdi. Başından beri Türkiye'de çok sayıda kurumun satışa arzedildiğini dile getirdiklerini vurgulayan Prof. Dr. Baş, "Avrupa Birliği Türkiye'den özelleştirme yapmasını istedi. Peki niye istedi? Bunun sonucunda tarıma dayalı sanayi kuruluşlarımız elimizden çıkarıldı. Geri kalanlar da çıkmaya devam ediyor" dedi.
Yüzbinler işini kaybettiÖzelleştirme sonucunda yüz binlerce çalışanın işinden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Baş, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: "Biz demedik mi, şayet bu özelleştirme bu şekilde devam ederse, hem işçilerimiz işsiz kalacak, hem de mağdur olacaklardır. Bunun önüne geçmeniz asla mümkün olmayacak. Biz şunu söyledik: 'Aklınızı başınıza alın. Oy sandığına giderken iyi düşünün. Bilhassa işçiler bu konuda sakin ha yanlış yapmasın. Dediklerimi aklına getirsin, oylarını ona göre kullansın.' Beni dinlediler ama güldüler. Şimdi benim esef ettiğim noktalardan birisi de budur. Hiç unutmuyorum, Konya'da bu konuları da içeren bir konuşma yapıyorum. Adamın birisi bize bakarak, alaycı bir tavır sergiledi. Dedim merak etmeyin, isteyen belasını da bulur. Arkadan da 'Bak Haydar Hoca millete beddua etti' dediler. Dedim ki, 'Sizin istediğin beladır, onu göreceksiniz'. Şimdi o insanların feryadını görüyorum. O gün ben onlara söyledim, tavırları bu oldu. Şimdi beni iyi dinlesinler: Bu hükümetin bir şey yapması asla mümkün değildir."
Bu mantıkla bu iş düzelmezHükümetin izlediği özelleştirme politikasının özünü 'kamu kurum ve kuruluşlarını elden çıkararak ekonomiyi düzene kavuşturmak' iddiasının oluşturduğuna işaret eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun olması mümkün mü? Elbette işçi sokağa dökülecek. Peki niye dökülecek? İşsiz, dolayısıyla parasız kaldığı için sokağa dökülecek. Orada yürüyen, bağıran, suya giren vatandaşlarımızda yanlışlık. Zamanında ektiler, şimdi biçiyorlar. Diyorum ki şimdi ekeceğinizi biçtiğiniz zaman yüzünüz gülsün, var mısınız buna? Kabul etseniz de, etmeseniz de bir tane hocanız var. Ben eserlerimle dünyanın huzuruna çıkıyorum. Milli Ekonomi Modeli ve Milli Devlet, Sosyal Devlet adlı eserlerimizi dünya ilim adamlarının önüne koyduk. A'dan Z'ye kadar kitapları incelediler ve "Bu eserler değil Türkiye'yi abat eder" dediler. Bu eserler dünyada 100'ün üzerinde ülkede uygulanmaya başlandı. Ben feryat ederek, 'fakirliğe son verelim' dedim. Neticede ben dedim, ben dinledim. Tekrar ediyorum, o gün sakalım vardı, bugün de var. İnşallah şimdi dinletiriz."
Devletin gelir kaynakları sona erdiAnkara'da eylem yapan TEKEL işçilerine 'geçmiş olsun' dileklerini ileten Prof. Dr. Baş, "Bu hükümetin bundan fazla yapacağı bir şey yok. Sen kar getiren bütün kurumları yani KİT'leri sattın. Devletin, hükümetin bir girdisi olmalı. Yer altı kaynaklarının da sattın. Zaten biz 3 koldan gelir temin ediyorduk. İkisi KİT'lerden olan gelirler, diğeri ise vergiler. Şimdi ne kaldı elinde. Vergi...Kar getiren bütün kurumları sattığın için KİT'lerden bir şey alamıyorsun. Madenleri bedavaya elinden çıkardın. Ne yapacaksın? Yoluna devam edeceksin. Vatandaşa da 'karnına taş bağla' diyeceksin. Sonucun bu olması kaçınılmazdır. Nasrettin Hoca, bindiği dalı kesen birisini görünce, 'kesme, düşeceksin.' Adam bir müddet sonra düşünce Nasrettin Hoca'nın peşine düşüp onu yakalayınca, "Hoca, benim düşeceğimi nereden bildin?" diye sormuş. Hocada, "Bindiğin dalı kesince, bunu farkettim" demiş. Şimdi Türkiye bindiği dalı kesiyor. Şimdi bir defa düştük, bir daha düşmeyelim. Arkasında ecnebi güçlerin bulunduğu siyasilere sakin selam bile vermeyin. Ruhu, fikri, gönlü, inancı, kültürü, medeniyeti sizinle olan yani her şeyi sizin gibi olanla beraber olacaksınız. Haktan yana olanlar, Hak ile beraber olanlar güçlüdür. Onlar zelil olmaya mahkumdur."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.