Haziran’ın bilmem kaçında “Türkçe olimpiyatlarının” finali Erzurum’da yapılacakmış.Ben şimdi Erzurumlu hemşehrilerime buradan soruyorum; bu kaçıncı dolma, bunu da yutacak mısınız?İsmine savaş açtıkları bir milletin dili üzerinden pirim yapmaya çalışan bu oyunpiyatçılara sormayacak mısınız, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye?Son on yılın Türkiye’sinde bu olimpiyatçı, bu Abantçı arkadaşların mühürleri yok mudur?Bugün, bebek katilinin ağzına baktırılan bir Türkiye, eli kanlı terör örgütünün dayatması ile sözde Anayasa yazmaya çalışan bir Türkiye, gırtlağına kadar borca batmış bir Türkiye, tüm kamu kurumlarını, yer altı ve yerüstü kaynaklarını kaybetmiş bir Türkiye bu arkadaşların eseri değil midir?Erzurumlu hemşehrilerimden hasseten rica ediyorum; son Abant toplantısı sonrası açıklanan kararları lütfen bir incelesinler, öncekileri de incelesinler, bu günlerin taşlarının nasıl döşendiğini lütfen anlasınlar da hangi hakla Türkçe olimpiyatları yaptıklarını sorsunlar.Gerçekten hangi yüzle?Türk yoksa Türkçe de yoktur, öyle değil mi?Türk kelimesinin hayatın tüm alanlarından çekilmesini teklif edip sonra da dönüp “Türkçe olimpiyatı” düzenlemek nasıl bir aymazlığın, nasıl bir pişkinliğin, nasıl bir utanmazlığın dışa vuru mudur?Bırakın kendileri çalıp kendileri oynasınlar.Erzurum’dan katılımın sıfır olması bunlara en güzel cevap olacaktır.Hazırlanan her dolma itirazsız yutuldukça ardından daha büyükleri hazırlanıyor.Bu milletin, benim hemşehrilerimin hazmetme kapasitesi bu kadar mı geniştir, bu kadar mı sınırsızdır?Lütfen şu satırları dikkatle okuyunuz: “Yeni” anayasa konusunda Abant toplantısında alınan kararlar ve kısa yorumları şöyle:“Anayasa’nın başlangıç kısmı: Dibace: İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan onuruna saygı dışında, Anayasa’nın dibacesinde herhangi bir ifade olmamalıdır.” İyi de bu anayasa hangi millete ve devlete aittir? Uganda’ya mı? Gücünü ve meşruiyetini hangi kültür ve medeniyetten alıyor? Egemenliğin tapusu kime aittir? Türk milleti neden saf dışı ediliyor? “Vatandaşlık ve kimlikler: Üç madde tartışılmış ve ağırlıklı olarak ilk 2 madde benimsenmiştir.Birinci öneri: Anayasa’da vatandaşlığı tanımlamaya gerek yoktur.İkinci öneri: Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümran olduğu mahallerde doğan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümran olmadığı mahallerde vatandaş anne ya da babadan olanların vatandaşlığı kanunla düzenlenir.Üçüncü öneri: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı anne ya da babadan olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.” Devletin kimliği kurucusu millete aittir. Vatandaş da bu kimliği taşır. Aynen Fransız, Alman, İspanyol, Amerikan vatandaşı gibi. “Türkiye” veya “Anadolu”, coğrafyanın adıdır, sosyolojik ve siyasi kimliği yoktur ki vatandaşa versin. Adını da milletten almıştır. Anlaşılan bütün yollar, ırkçı bir fanatizmle, Türk Milletini saf dışı etmeye çıkıyor. Neden?”***“Sonuç: Alenen; kimliğiyle, adıyla, diliyle, din ve özerk yapısıyla, çok ortaklı yeni bir devlet isteniyor. Sahi AKP, ABD ve PKK ne diyordu?” (Sadi Somuncuoğlu, Yeni Çağ, 17 Mart 2013)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025