Hiçbir yaratık kendi yavrusunu boğmaz. Eğer böyle bir durum olsaydı, canlıların soyları devam etmezdi. Devlet, ana-baba mesabesinde olduğuna göre, vatandaşlar onun evladı gibidir.
Devlet hamidir, devlet anadır, devtlet babadır. Vatanadaşını korur, besler, eğitir zaman gelir adaletle muamele eder ve cezalandırır. Cezada mantık, adalet ve ıslah amacı vardır. Cezalananlar inkar edilip, kaldırılıp atılmaz.
Bu anlayış korunduğu sürece, toplumlar güçlenmiş, yücelmiş ve uzun ömürlü olmuşlardır. Aksine, toplumlar fesada uğramış, zayıflamış ve dağılmışlardır.
Uzun bir zamandan beri "vatandaşa okulunu kendin yap" kampanyası yapılmış, hayli alaka görmüştür. Sırf vatandaş parası ile bir hayli okul kurulmuştur. Fakat daha sonra bu okulların bir kısmının içi boşaltılmış, atıl binalar kalmıştır.
İstanbul'da yapılan bir uygulama hem devlet geleneğimize, hem hukuka ve hem de kişi haklarına karşı bir saldırı niteliği taşıyor. Meltem okulları devletin onayı ile 1995 yılından beri eğitim yapan özel okullardır. Fiziki şartları, belediyeden, itfaiyeden, sağlıktan, bayındırlıktan ve nihayet İlçe ve İl Milli Eğitim teftişinden olur almış, Özel Öğretim Genel Müdürlüğünün mühür ve imzalarıyla hizmete girmiştir.Mezun ettiği öğrenciler de hep pekiyi not almış, üniversite sınavlarında da iyi dereceler almışlardır.
Durum bu olduğu halde, standartlar yönergesi bahane edilip, önceden verilen müsbet raporlar çiğnenerek okulların yeni bina tutup, mevcut binaları terk etmesi istiyor.
Tutulan bir eski okul binası da sudan bahanelerle reddediliyor. Mesele yargıya intikal ediyor. Bir de ne görelim, sekiz tane öğretmen adına sahte şikayet dilekçeleri düzenlenmiş. Güya bu okullarda çalışan sekiz öğretmen, bu okulları şikayet etmiş.
Şikayetin içeriği, yapılan düzmece rapor ve hazırlanan dosyalar hukuk açısından hiç bir yere sığacak cinsten değil. Yalan, iftira, dediği-kodu ve insan haklarına saldırıdan başka bir şey taşımıyor.
Meseleyi bir kaç açıdan sorgulayarak makalemizi tamamlayalım.
Birincisi, tam altı yıl eğitim yapan bu okullar devletin oluru ile açılmamış mıydı? Evet devlet oluru ile açılmıştı. Öyleyle devlet adına bir çelişki vardır. Ya altı yıl önce yanlış olur verilmiş, ya da şimdi yanlış yapılmaktadır.
İkincisi, sekiz öğretmen adına verilen sahte şikayet dilekçelerini kim hazırlamıştır. Bu şahısların acilen ortaya çıkarılıp gereği neden yapılmıyor.
Üçüncüsü; devlet erki, yani devlete ait bir yetki, bir güç nasıl şahsi kin ve düşmanlığa alet edilmiştir. Bundan dolayı bir kanun davası ve takibatı zorunludur.
Evet, devlet hepimizin anası, hepimizin babasıdır. O üstün bir otoritedir. Güçlüdür, adildir, hamidir, geneldir, objektiftir, kişi haklarını korumakla yükümlüdür.
Bu üst kurumu, kendi arzu ve isteklerine alet edenlere gereği yapılmalı, insanımızı eğitmekte bir katkı sağlama gayreti güden Meltem Okullarımızın hem itibarı ve hem de hakkı bir an önce iade edilmelidir.
Devlet hamidir, devlet anadır, devtlet babadır. Vatanadaşını korur, besler, eğitir zaman gelir adaletle muamele eder ve cezalandırır. Cezada mantık, adalet ve ıslah amacı vardır. Cezalananlar inkar edilip, kaldırılıp atılmaz.
Bu anlayış korunduğu sürece, toplumlar güçlenmiş, yücelmiş ve uzun ömürlü olmuşlardır. Aksine, toplumlar fesada uğramış, zayıflamış ve dağılmışlardır.
Uzun bir zamandan beri "vatandaşa okulunu kendin yap" kampanyası yapılmış, hayli alaka görmüştür. Sırf vatandaş parası ile bir hayli okul kurulmuştur. Fakat daha sonra bu okulların bir kısmının içi boşaltılmış, atıl binalar kalmıştır.
İstanbul'da yapılan bir uygulama hem devlet geleneğimize, hem hukuka ve hem de kişi haklarına karşı bir saldırı niteliği taşıyor. Meltem okulları devletin onayı ile 1995 yılından beri eğitim yapan özel okullardır. Fiziki şartları, belediyeden, itfaiyeden, sağlıktan, bayındırlıktan ve nihayet İlçe ve İl Milli Eğitim teftişinden olur almış, Özel Öğretim Genel Müdürlüğünün mühür ve imzalarıyla hizmete girmiştir.Mezun ettiği öğrenciler de hep pekiyi not almış, üniversite sınavlarında da iyi dereceler almışlardır.
Durum bu olduğu halde, standartlar yönergesi bahane edilip, önceden verilen müsbet raporlar çiğnenerek okulların yeni bina tutup, mevcut binaları terk etmesi istiyor.
Tutulan bir eski okul binası da sudan bahanelerle reddediliyor. Mesele yargıya intikal ediyor. Bir de ne görelim, sekiz tane öğretmen adına sahte şikayet dilekçeleri düzenlenmiş. Güya bu okullarda çalışan sekiz öğretmen, bu okulları şikayet etmiş.
Şikayetin içeriği, yapılan düzmece rapor ve hazırlanan dosyalar hukuk açısından hiç bir yere sığacak cinsten değil. Yalan, iftira, dediği-kodu ve insan haklarına saldırıdan başka bir şey taşımıyor.
Meseleyi bir kaç açıdan sorgulayarak makalemizi tamamlayalım.
Birincisi, tam altı yıl eğitim yapan bu okullar devletin oluru ile açılmamış mıydı? Evet devlet oluru ile açılmıştı. Öyleyle devlet adına bir çelişki vardır. Ya altı yıl önce yanlış olur verilmiş, ya da şimdi yanlış yapılmaktadır.
İkincisi, sekiz öğretmen adına verilen sahte şikayet dilekçelerini kim hazırlamıştır. Bu şahısların acilen ortaya çıkarılıp gereği neden yapılmıyor.
Üçüncüsü; devlet erki, yani devlete ait bir yetki, bir güç nasıl şahsi kin ve düşmanlığa alet edilmiştir. Bundan dolayı bir kanun davası ve takibatı zorunludur.
Evet, devlet hepimizin anası, hepimizin babasıdır. O üstün bir otoritedir. Güçlüdür, adildir, hamidir, geneldir, objektiftir, kişi haklarını korumakla yükümlüdür.
Bu üst kurumu, kendi arzu ve isteklerine alet edenlere gereği yapılmalı, insanımızı eğitmekte bir katkı sağlama gayreti güden Meltem Okullarımızın hem itibarı ve hem de hakkı bir an önce iade edilmelidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002






























































































