Böyle olacağı belliydi

Şemdinli iddianamesini hazırlayan Van cumhuriyet Savcısının Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a iddianamesi Ankara'yı karıştırdı.Savcının, müstakbel Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'a yönelik sağlam temellerden yoksun iddiaları yenilir yutulur cinsten değil.Savcı, Orgeneral Büyükanıt'ı "yargıyı etkilemeye çalışmakla, örgüt kurmakla, sahte belge düzenlemek ve görevini kötüye kullanmakla" suçlamasının Genelkurmay başta olmak üzere, tüm askeri cenahı ayağa kaldırması normal.Önceki akşam, kuvvet komutanlarının kendi aralarında net bir tutum belirledikten sonra ve Çankaya'yı bilgilendirdikten sonra bizzat Başbakanın yüzüne dönerek, "rahatsızlıklarını belirtmeleri" ile gerilim dineceğe benzemiyor.Genelkurmay Başkanı,100 sayfalık iddianamenin 20 sayfasının bir işadamının iddialarından oluşması ve Meclis Şemdinli Komisyonunun maksadını ve haddini aşan tutanaklarına dayanmasından hareketli bu girişimin Türk Ordusunu yıpratmaya dönük siyasi bir hareket olduğunu Başbakana ifade etmesinin ne anlama geldiğini hükümet anlamazlıktan geliyor.Kuvvet komutanlarını ayağa kaldıran savcının iddianamesiyle ilgili olarak Genelkurmay Başkanı Çankaya'ya çıkana kadar Başbakandan "tık" yok. Ardından sokaktaki adama yüz yüze cevap yetiştirmekle maruf Başbakan son dakikada lütfedip basın sözcüsü M. Akif Beki aracılığıyla hükümetle bu konunun bir alakasının olmadığını açıklamakla yetiniyor.Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar hesabı Bakanlar Kurulunda iddianameye üstü örtülü sahip çıkıyor.Bakanlar Kurulundaki havaya bir bakar mısınız?"Bu ülkede başbakanlar, bakanlar hakkında iddianameler hazırlandı. Sözkonusu iddianamenin de bu iddianamelerden bir farkı yok. Yargının normal işleyişi olarak görmek lazım. Yargının bağımsız olması gerektiği söylenir. Şimdi bizden yargıya müdahale etmemiz mi isteniyor? (Askerin) değerlendirmeleri oldukça abartılı. Siyasi davranıldığı iddiaları ile haksızlık yapılıyor."Bakanlar Kurulundaki bu ortak kanaat ile hükümet, iddianameyi sahiplenirken, hükümet sözcüsü ve Adalet Bakanı ise "Hükümetler, siyasetçiler eleştirilir ama Türkiyenin bir ordusu var. Sayın Büyükanıt'la ilgili iddialar mesnetsiz" diyor.Anlayacağınız hükümet içerde ayrı telden çalıp savcıya arka çıkıyor, hükümet sözcüsü ise dışarda kamuoyunun ve askerin gönlünü okşayan samimiyetsiz beyanlarla farklı telden çalıyor.Şemdinli hadiselerinin ardından PKK'lı kitapçıyı ziyaret eden Başbakan, "Nereye uzanırsa uzansın, sorumluların üzerine gideceğiz" dememiş miydi?Hükümetin Mecliste oluşturduğu Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu, savcının iddianamesini aşan iddialarla komutanları hedef almamış mıydı? Ülkede oluşan, kendisinin rahatsız olduğu her hadisedeki gibi Şemdinli olaylarını da AB yürüyüşüne karşı olan derin operasyonlar olarak görmemiş miydi?Savcı, "Hükümet sözcülerinin demeçlerine, Meclis tutanaklarına dayanarak bu iddianameyi hazırladım" dese, bu hükümet ne diyecekti?Öyle içerde başka, dışarda başka konuşarak, aradan sıyrılabileceklerini sanıyorlar. Fena halde yanılıyorlar. Bunun siyasi bir tertip olduğunu Başbakanıın yüzüne söyleyen askerler AB şımarıklığı ile askere çuval geçirme hayalleri ile tertip içine giren hükümetin samimiyetsiz ve kişiliksiz duruşunu Türk milleti de, asker gibi not etmiş durumda. Hükümetin başından beri izlediği basiretsiz, kaçak güreş taktikleri devletin ve milletin tasfiyesine doğru gidiyor.