"Terör örgütlerinin aynı anda harekete geçirilmesi Türkiye'mizin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında hedefe oturtulduğunu gösteriyor.
Böyle bir ortamda Türkiye'yi yönetenlerin yapması gereken şey; geçmişte yapılan hataların gözden geçirilmesi ve aynı hataların bundan sonraki süreçte tekrarlanmamasıdır.
Türkiye'yi uçurumun kenarına kadar getiren bu hataların tekrarlanmaması ise ancak ve ancak sağlam bir kılavuz ile mümkündür.
Bizler Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) olarak iktidar partisini daha kurulma aşamasından itibaren milli ve dini bütünlüğümüze zarar verecek adım ve ittifaklardan uzak durmaları konusunda uyarmaktayız.
Gelinen noktada bu uyarılarımızın ne kadar haklı olduğu bir bir ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'nin içine sokulduğu bu terör batağından biran evvel çıkması için sorumluluk sahibi olanların BTP'ye kulak vermesi kaçınılmazdır.
BTP ekonomiden eğitime, dış politikadan tarıma kadar her alanda ortaya koyduğu ve Milli Ekonomi Modeli ile ete kemiğe büründürdüğü yüzde yüz milli ve yüzde yüz yerli projelerle bu ülkenin tek kurtuluş yoludur.
Unutulmamalıdır ki İslam dünyasını kan deryasına çeviren küresel güçler aynı kanlı potaya Türkiye'yi de sokmak istemektedir.
Bu sinsi eller ülkemizde uzun yıllardır Alevi-Sünni, Kürt-Türk, asker-millet çatışması kurguluyor.
Bu hain planların boşa çıkarılması için Türkiye'nin en acil ihtiyacı birlik ve beraberliktir. Onun için bizler yıllardır 'milli bütünlük' diyoruz, 'dini bütünlük' diyoruz.
Milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzün, dini bütünlüğümüz de milli bütünlüğümüzün teminatıdır.
Unutmayalım bölünürsek, birbirimize düşersek yok oluruz!
Türkiye olarak ülkemiz üzerinde hesabı olan ülkelerle değil üzerimizde sinsi hesaplar yapmayan ülkelerle bir ve beraber olmalıyız.
İç ve dış politikamızı sadece ve sadece ülkemizin çıkarlarını merkeze oturtarak şekillendirmeliyiz?
Cennet vatanımızın karanlık günlerden çıkması dileğiyle..!"
Bu tarihi ifadeler elbette ki bana ait değil.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın, 20 Ağustos 2016 tarihinde Gaziantep'te gerçekleşen ve 52 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 94 vatandaşımızın da yaralandığı terör saldırısından sonra yaptığı bir terör değerlendirmesi?
Kısa bir değerlendirme ama hem terörün arkasındaki kirli elleri ve gerçek amaçlarını ifade etmesi, hem terör meselesi halledilmezse ülkemizin ve milletimizin nasıl bir karanlık tabloyla karşılaşacağını tasvir etmesi, hem de mükemmel bir çözümü ortaya koyması açısından çok önemli?
Gerçi Sayın Baş'ın terör konusunda bu tarihi değerlendirmesi ne ilk ne de son; o aidiyet duygusuna sahip bir lider olarak, sahip olduğu özel ilimle, yıllardır yaşanan ve yaşanacak olan tehlikeler konusunda uyarıyor, yıllar öncesinden yaptığı uyarılar aynen çıkıyor ve hiçbir siyasi liderin yapmadığı şekilde bu badireden çıkış yollarını, çözümlerini bir bir sıralıyor.
Ama maalesef gerek siyasilerimiz gerekse milletimiz tarafından görmezden geliniyor, duymazdan geliniyor.
Siyasilerimizin bu "dahi" lideri görmemeleri, duymamaları mümkün değil, çünkü Sayın Baş'a ait birçok projeyi aşırdılar, kendilerine yonttular. Bunun en son örneği "milli para" ve "milli paralarla ticaret" konusunda yaşandı.
Halbuki Sayın Baş'a danışarak, Milli Ekonomi Modeli'nin bütüncül kuralları çerçevesinde bu projeleri hayata geçirseler, Rusya ve BRICS örneğinde olduğu gibi, ülkenin ekonomisi düzelecek, vatandaş huzura kavuşacak, hepimiz bu geminin içindeyiz, hepimiz rahatlayacağız.
Siyasilerimiz kapitalizmin gemisinde durarak, Milli Ekonomi Modeli'nin, Prof. Dr. Haydar Baş'ın projelerini, O'nun ismini zikretmeden söyleyip duruyorlar. Bunun elbette ki hiçbir faydası olmayacak, hatta yarayı daha da derinleştirecek.
Aynı vurdumduymazlık maalesef terör konusunda da yaşanıyor.
Söyler misiniz Prof. Dr Baş'ın yazımızın başında aktardığımız tarihi tespitlerinin hangisine "bu yanlış" diyebilirsiniz? Hepsi doğru, hepsi mantıklı ve hepsi apaçık gerçek?
Cenab-ı Hakk'ın Kur'an'ında ifade ettiği hakikatleri reddeden, hatta kendine göre yorumlayıp batıla sürüklenenleri dikkate aldığımızda, Prof. Dr. Baş'ın yaşadıklarını da anlayabiliyoruz.
Çoğunluğun batılda olduğunu Cenab-ı Hak birçok ayetle bize bildirmektedir.
Unutmayalım ki, Nuh'un gemisi, bir hikmet gemisidir; binenler kurtulur, binmeyenler helak olur gider.
Böyle bir ortamda Türkiye'yi yönetenlerin yapması gereken şey; geçmişte yapılan hataların gözden geçirilmesi ve aynı hataların bundan sonraki süreçte tekrarlanmamasıdır.
Türkiye'yi uçurumun kenarına kadar getiren bu hataların tekrarlanmaması ise ancak ve ancak sağlam bir kılavuz ile mümkündür.
Bizler Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) olarak iktidar partisini daha kurulma aşamasından itibaren milli ve dini bütünlüğümüze zarar verecek adım ve ittifaklardan uzak durmaları konusunda uyarmaktayız.
Gelinen noktada bu uyarılarımızın ne kadar haklı olduğu bir bir ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'nin içine sokulduğu bu terör batağından biran evvel çıkması için sorumluluk sahibi olanların BTP'ye kulak vermesi kaçınılmazdır.
BTP ekonomiden eğitime, dış politikadan tarıma kadar her alanda ortaya koyduğu ve Milli Ekonomi Modeli ile ete kemiğe büründürdüğü yüzde yüz milli ve yüzde yüz yerli projelerle bu ülkenin tek kurtuluş yoludur.
Unutulmamalıdır ki İslam dünyasını kan deryasına çeviren küresel güçler aynı kanlı potaya Türkiye'yi de sokmak istemektedir.
Bu sinsi eller ülkemizde uzun yıllardır Alevi-Sünni, Kürt-Türk, asker-millet çatışması kurguluyor.
Bu hain planların boşa çıkarılması için Türkiye'nin en acil ihtiyacı birlik ve beraberliktir. Onun için bizler yıllardır 'milli bütünlük' diyoruz, 'dini bütünlük' diyoruz.
Milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzün, dini bütünlüğümüz de milli bütünlüğümüzün teminatıdır.
Unutmayalım bölünürsek, birbirimize düşersek yok oluruz!
Türkiye olarak ülkemiz üzerinde hesabı olan ülkelerle değil üzerimizde sinsi hesaplar yapmayan ülkelerle bir ve beraber olmalıyız.
İç ve dış politikamızı sadece ve sadece ülkemizin çıkarlarını merkeze oturtarak şekillendirmeliyiz?
Cennet vatanımızın karanlık günlerden çıkması dileğiyle..!"
Bu tarihi ifadeler elbette ki bana ait değil.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın, 20 Ağustos 2016 tarihinde Gaziantep'te gerçekleşen ve 52 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 94 vatandaşımızın da yaralandığı terör saldırısından sonra yaptığı bir terör değerlendirmesi?
Kısa bir değerlendirme ama hem terörün arkasındaki kirli elleri ve gerçek amaçlarını ifade etmesi, hem terör meselesi halledilmezse ülkemizin ve milletimizin nasıl bir karanlık tabloyla karşılaşacağını tasvir etmesi, hem de mükemmel bir çözümü ortaya koyması açısından çok önemli?
Gerçi Sayın Baş'ın terör konusunda bu tarihi değerlendirmesi ne ilk ne de son; o aidiyet duygusuna sahip bir lider olarak, sahip olduğu özel ilimle, yıllardır yaşanan ve yaşanacak olan tehlikeler konusunda uyarıyor, yıllar öncesinden yaptığı uyarılar aynen çıkıyor ve hiçbir siyasi liderin yapmadığı şekilde bu badireden çıkış yollarını, çözümlerini bir bir sıralıyor.
Ama maalesef gerek siyasilerimiz gerekse milletimiz tarafından görmezden geliniyor, duymazdan geliniyor.
Siyasilerimizin bu "dahi" lideri görmemeleri, duymamaları mümkün değil, çünkü Sayın Baş'a ait birçok projeyi aşırdılar, kendilerine yonttular. Bunun en son örneği "milli para" ve "milli paralarla ticaret" konusunda yaşandı.
Halbuki Sayın Baş'a danışarak, Milli Ekonomi Modeli'nin bütüncül kuralları çerçevesinde bu projeleri hayata geçirseler, Rusya ve BRICS örneğinde olduğu gibi, ülkenin ekonomisi düzelecek, vatandaş huzura kavuşacak, hepimiz bu geminin içindeyiz, hepimiz rahatlayacağız.
Siyasilerimiz kapitalizmin gemisinde durarak, Milli Ekonomi Modeli'nin, Prof. Dr. Haydar Baş'ın projelerini, O'nun ismini zikretmeden söyleyip duruyorlar. Bunun elbette ki hiçbir faydası olmayacak, hatta yarayı daha da derinleştirecek.
Aynı vurdumduymazlık maalesef terör konusunda da yaşanıyor.
Söyler misiniz Prof. Dr Baş'ın yazımızın başında aktardığımız tarihi tespitlerinin hangisine "bu yanlış" diyebilirsiniz? Hepsi doğru, hepsi mantıklı ve hepsi apaçık gerçek?
Cenab-ı Hakk'ın Kur'an'ında ifade ettiği hakikatleri reddeden, hatta kendine göre yorumlayıp batıla sürüklenenleri dikkate aldığımızda, Prof. Dr. Baş'ın yaşadıklarını da anlayabiliyoruz.
Çoğunluğun batılda olduğunu Cenab-ı Hak birçok ayetle bize bildirmektedir.
Unutmayalım ki, Nuh'un gemisi, bir hikmet gemisidir; binenler kurtulur, binmeyenler helak olur gider.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025