Bizler belirli yaşa gelmiş insanlarız. Çocukluğumuzda gençliğimizde bizden büyükler ablamızdı, ağabeyimizdi. Her aile komşusunun fertlerine güvenir hatta çocuğunu onlara emanet ederdi. Kimse kimsenin çocuğuna tecavüz etmeyi ya da öldürmeyi aklından bile geçirmezdi.
Peki, bize ne oldu da toplumsal ahlaksızlığa yöneldik? Bu toplum neden bunalıma düştü? Bu sorularımızın yanıtlarını elbette ki "Toplum Bilimciler" vereceklerdir. Ama ben bir eğitimci olarak diyorum ki suçlu devlettir. Yanlış ekonomiyi benimsemek ve toplumu bencilleştirmek bizi ahlaki çöküntüye götürdü. Bunun yanında dünyanın hiçbir yerinde olmayan veya olsa da sonradan terk edilen Taşımalı Eğitim sapıklar için düğün bayram oldu.
Köyünden okul kaldırılan aile, çocuğunu okutmak için arayış içine girdi. Parası olanlar araç tuttular çocuklarını belirli okullara taşıyarak okuttular. Fakir aileler ise "Ensar Vakfı" gibi yuvalar aradılar. Çocuklarını orada sözüm ona emin ellere teslim ettiler. Çünkü veli her öğretmeni baba, anne, ağabey, abla görmüştür. Kendileri kadar onlara güvenerek köylerine dönmüşlerdir.
Temiz, saf, hileyi hurdayı bilmeyen çocuklarımız onlara sarılmışlar onlardan anne, baba sevgisini tatmak istemişlerdir. Çocuklarımızın bu temizliklerini kirleten sapıklar ortaya çıkmış ve maalesef utanç duyulan bir tablo ile karşı karşıya kalmışızdır.
Karaman, Manisa, Antalya, Çorum, Yalova, Kocaeli, Adana? Liste uzun, yazmak istemiyorum hepsini. Çünkü yazdıkça sinirleniyorum doğrusu. Düşünebiliyor musunuz yalnızca Nisan ayında 131 kız öğrencimiz tacize uğramıştır. Suçlananlar ise öğretmen, müdür, müdür yardımcısı, servis şoförü kantin işletmecisi kısaca çocuklarla iç içe olanlar.
Ne yazık ki sistemi silkelemek yerine kutuplaşmayı veya günlük siyasi malzeme yapmayı yeğledik. Vicdanı küflenmiş demeçlerle gündemden düşürülmek istendi. Kafalar kuma sokuldu ve bu iğrenç olay üzerine gidilemedi.
Bana göre Çocuk Esirgeme Kurumları, Bazı Vakıflar, Yatılı Bölge Okulları darmadağın edilmesi ve yeni kadro ile yeniden kurulması gerekirken gündemden düşürmek için gösterilen gayrete şaşıp kalıyorum.
Sapıklar bu toplumda yer bulduğu sürece unutmayalım ki sıra bizim çocuklarımıza da gelecektir. Onun için tüm devlet yetkililerini göreve çağırıyorum. Aksi halde geleceğin genci, acımasız, kindar ve kendine yapılanı tekrarlayan insanlar olacaktır. Camilerde din adamları, meydanlarda siyasetçiler, okullarda öğretmenler bu utanç verici olayları işlemeli ve temiz toplum için gayret etmelidirler.
Taciz edilmiş çocuklarımız, yaşamları boyunca dik yürüyemeyecekler, suçlu başkaları olmasına karşın hep kendilerini suçlu hissedecekledir. Çocuklarımızı dik yürüyemeyecek hale getiren sisteme de sistemi savunanlara da yazıklar olsun demek istiyorum.
Hele Kutsal Dinimizi buna alet etmek isteyen ve din içinde bunun varlığını savunan sözüm ona din adamlarına ne demeli?
Ta Ortaçağ'da Yunan Geleneğinde var olan ve "Girit Halkası" adıyla anılan oluşumu getirip kendi dinimizle bütünleştirmek isteyenler, ya dinimizi iyi bilmiyorlar veya onlar da sapıktır.
Başa dönmek istiyorum. Çocuklarımız, akşamleyin evine, annesinin, babasının yanına gidebilecek olanak hazırlanmalı ve çocuklar değil de öğretmenler köylerdeki okullara taşınmalıdırlar. Aksi halde bu sapıklar çok daha çocuklarımıza utanç halkasını asarlar.
Benden söylemesi..
Peki, bize ne oldu da toplumsal ahlaksızlığa yöneldik? Bu toplum neden bunalıma düştü? Bu sorularımızın yanıtlarını elbette ki "Toplum Bilimciler" vereceklerdir. Ama ben bir eğitimci olarak diyorum ki suçlu devlettir. Yanlış ekonomiyi benimsemek ve toplumu bencilleştirmek bizi ahlaki çöküntüye götürdü. Bunun yanında dünyanın hiçbir yerinde olmayan veya olsa da sonradan terk edilen Taşımalı Eğitim sapıklar için düğün bayram oldu.
Köyünden okul kaldırılan aile, çocuğunu okutmak için arayış içine girdi. Parası olanlar araç tuttular çocuklarını belirli okullara taşıyarak okuttular. Fakir aileler ise "Ensar Vakfı" gibi yuvalar aradılar. Çocuklarını orada sözüm ona emin ellere teslim ettiler. Çünkü veli her öğretmeni baba, anne, ağabey, abla görmüştür. Kendileri kadar onlara güvenerek köylerine dönmüşlerdir.
Temiz, saf, hileyi hurdayı bilmeyen çocuklarımız onlara sarılmışlar onlardan anne, baba sevgisini tatmak istemişlerdir. Çocuklarımızın bu temizliklerini kirleten sapıklar ortaya çıkmış ve maalesef utanç duyulan bir tablo ile karşı karşıya kalmışızdır.
Karaman, Manisa, Antalya, Çorum, Yalova, Kocaeli, Adana? Liste uzun, yazmak istemiyorum hepsini. Çünkü yazdıkça sinirleniyorum doğrusu. Düşünebiliyor musunuz yalnızca Nisan ayında 131 kız öğrencimiz tacize uğramıştır. Suçlananlar ise öğretmen, müdür, müdür yardımcısı, servis şoförü kantin işletmecisi kısaca çocuklarla iç içe olanlar.
Ne yazık ki sistemi silkelemek yerine kutuplaşmayı veya günlük siyasi malzeme yapmayı yeğledik. Vicdanı küflenmiş demeçlerle gündemden düşürülmek istendi. Kafalar kuma sokuldu ve bu iğrenç olay üzerine gidilemedi.
Bana göre Çocuk Esirgeme Kurumları, Bazı Vakıflar, Yatılı Bölge Okulları darmadağın edilmesi ve yeni kadro ile yeniden kurulması gerekirken gündemden düşürmek için gösterilen gayrete şaşıp kalıyorum.
Sapıklar bu toplumda yer bulduğu sürece unutmayalım ki sıra bizim çocuklarımıza da gelecektir. Onun için tüm devlet yetkililerini göreve çağırıyorum. Aksi halde geleceğin genci, acımasız, kindar ve kendine yapılanı tekrarlayan insanlar olacaktır. Camilerde din adamları, meydanlarda siyasetçiler, okullarda öğretmenler bu utanç verici olayları işlemeli ve temiz toplum için gayret etmelidirler.
Taciz edilmiş çocuklarımız, yaşamları boyunca dik yürüyemeyecekler, suçlu başkaları olmasına karşın hep kendilerini suçlu hissedecekledir. Çocuklarımızı dik yürüyemeyecek hale getiren sisteme de sistemi savunanlara da yazıklar olsun demek istiyorum.
Hele Kutsal Dinimizi buna alet etmek isteyen ve din içinde bunun varlığını savunan sözüm ona din adamlarına ne demeli?
Ta Ortaçağ'da Yunan Geleneğinde var olan ve "Girit Halkası" adıyla anılan oluşumu getirip kendi dinimizle bütünleştirmek isteyenler, ya dinimizi iyi bilmiyorlar veya onlar da sapıktır.
Başa dönmek istiyorum. Çocuklarımız, akşamleyin evine, annesinin, babasının yanına gidebilecek olanak hazırlanmalı ve çocuklar değil de öğretmenler köylerdeki okullara taşınmalıdırlar. Aksi halde bu sapıklar çok daha çocuklarımıza utanç halkasını asarlar.
Benden söylemesi..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023