Bunca yanlışları bir hükümet politikası, bir koalisyon programı gibi bir bir yerine getiren hükümetimiz bir tarihi yanlışa daha imza attı.
Afganistan'a Türk birliği göndermek.
Başka hiçbir delil olmasa bile medyanın bu karara çıktığı destek, bu kararın ne kadar yanlış olduğunu ispata yeter.
"ABD asker istiyor."
"Cepheye gidiyoruz."
"Altı özel tim hazır."
"Özel birlik emir bekliyor."
Medya başlıklarından bazıları.
Bu tarihi hatanın bir benzerini 1951'de Kore Savaşı için de yapmış, bizimle hiç bir ilgisi olmamasına rağmen, aynen bugün gibi, NATO aşkına Kore'ye asker göndermiştik.
Yığınla Kore gazimiz oldu.
721 askerimizi de şehit vermiştik.
Bunlardan bir tanesi de benim deyimdir.
Yıllarca kendisine Koreli diye takılırlardı.
Çocukluğumda bunun ne anlama geldiğini bilmez, merak ederdim.
Hasan dayım niye Koreli olsun.
Başka komşularımız da vardı Kore savaşına katılan.
Beşköy'de yıllarca kahvecilik yapan Koreli amcayı da tanırım.
Koreli aşağı, Koreli yukarı.
Kendilerinden Kore hatıraları dinlenirdi.
"İnsanları aynı insanlar, hayvanları aynı hayvanlar..."
seklinde başlayan konuşmaları halk dilinde bir eğlence konusu idi.
Öyle ya, o zaman şimdiki gibi TV yoktu, Kore neresi, Koreli nasıl bir millet, kim bilecekti?
Afganistan'a birlik gönderme gerekçemiz de çok komik.
Bu savaşı bazıları "Dinler/medeniyetler savaşı" seklinde yayıyor. Türk askeri bu savaşta yer aldığı zaman bu savaş medeniyetler arasında olmaktan çıkıp madeniyetler arası savaş oluyormuş.
Peh peh peh.
Yani biz, topyekün İslam alemini temsilen Müslüman bir millet olarak içinde olacağımız bu savaşla İslam alemini rahatlatacağız.
Aksi görüş belirtildiğinde; "Yanlış düşünüyorsunuz, bu savaş dinlerarası bir savaş değil, çünkü Türkiye de bu savaşta yer alıyor" denecek ve İslam aleminin sinirleri yatışacak.
Peki bizimkileri her fırsatta kendilerini İslam aleminden dışlayan hal ve hareketleri bu kanaatin oluşmasını olumsuz etkilemez mi?
Müslüman dünyanın tek laik ülkesi olarak övünmemiz,
İslam ülkelerine arabulucu olarak, Batı dünyasına parabulucu olarak gitmemiz.
Her fırsatta İslam dünyasının karşı safında yer almamız.
Akşamdaaaaan, akşamaaaaaa, seyrek seyrek gidip geldiğimiz Batı dünyasına rağmen bayramdan bayrama, bayramdan bayrama (musahhih bu kelimeleri ayrıştırma) sık sık uğradığımız İslam alemi bu temsiliyeti kabul eder mi?
Zor eder.
Bizim İslam aleminden daha yüzlerce alameti farıkamız/belirgin farkımız var.
Otuz sene önce bir milyon adet alabildiğim parayla bugün ben bir tek ekmek alabiliyorum.
1977'de bir liraya sattığımız ekmeği ben bugün bir milyona alabiliyorum.
Üç senedir Hac sezonu gittiğim Suud'da ekmek "Vahit Riyal/bir Riyal."
Üç senedir 100 dolara 372 Riyal alabiliyorsunuz.
İslam aleminden çok farklıyız biz, bu farklılığımız temsil kabiliyetimizi sekteye uğratır.
Başka farklarımız daha var.
Yine Suud'dan bir misal, 1 Suudi Riyali alabilmemiz için 425 bin tane Türk Lirası vermemiz gerek.
Peki bir Kuveyt Dinarı için ne vermemiz gerek?
5 milyon 153 bin lira. (Yazı ile; beş milyon yüz elli üç bin lira)
İslam ülkelerinden parası bizim paradan daha değersiz ülke var mi bilmiyorum?
Ama Yüce Allah'a binlerce şükür ki, biz Laik bir ülkeyiz.
Laik olduğumuz için de layık olduğumuz şekilde yönetiliyoruz.
Simdi bütün bir İslam alemini temsilen Afganistan'a gönderilecek bu milletin gözbebeği Mehmetçik, şayet savaşa katılırsa, Türkiye'yi bölüp parçalamak isteyen vatan hainlerine karşı savaşırken sahip olduğu iman ve moral gücüne, hiç bir hakli sebep yokken sırf ABD istedi diye Afgan halkına karşı savaşırken de sahip olabilecek mi?
O giyecek elbisesi, yiyecek bir lokma ekmeği olmayan, ne 11 Eylül'le, ne de 11 Ekim'le uzaktan yakından bir ilgisi bulunmayan Afganlıya karşı savaşırken.
Biz merhamet timsali bir milletiz.
Bizde acıma hissi, düşküne yardım etmek, acı doyurmak, çıplağı giydirmek bir iman gereğidir.
Bu gerekçe şayet doğru ise;
Biz bu savaşta ABD'den çok önce yer aldık.
Belki de ABD'yi bu savaşı başlatmaya bizim Reha, Ali, Mithat ve isimlerini henüz ezberleyemediğimiz o yeni yetme haber spikerleri mecbur etti.
Günlerce; koro halinde hadi ABD saldır, vur, kir, yok et diye tempo tutmadık mi?
Biz bu medeniyetler savaşında ülke olarak, halk istemese de çoktan yerimizi aldık, bir de asker niye yollayalım ki?
Sunu da soralım; 10 yıl sağ-sol adli terörden çektik.
Sonuç; ortalama 10 bin genç.
15 yıl PKK ile savaştık. Sonuç 35 bin insanımızı kaybettik.
Bize bu kadar pahalıya mal olan terörle savaşta, hangi Batı ülkesi bize yardım etti.
ABD ne kadar yanımızda yer aldı.
İki de bir Güneydoğu'da kaybolan Batılı turistler, on beş gün sonra sağ salim nasıl birden ortaya çıkıyordu? Bu on beş gün zarfında neredeydiler?
Yoksa terör konusunda uzmanlaşıyorlar mıydı?
Bilemeyiz.
Sakin bu savaşa, canları çok kıymetli Coni'lerin yerine ve yararına girmeye zorlanmayalım.
Yeter bu ülke insaninin kanının bunca yıl aktığına,
Anaların ağlayıp,
Gelinlerin dul, çocukların yetim kaldığına.
Basından:
Türk halkının %85'ine rağmen hükümet Afganistan'a asker gönderiyor. (medya)
Bunda kızacak ne var? Hükümetin halk desteği de %15 değil mi?
***
ABD Ramazan için formül arıyor. (medya)
Önce iftar için kumanya atin, sonra da bomba. Böylelikle de dine ne kadar saygılı olduğunuzu ispatlamış olursunuz
***
Hacizli şirketin büyük ortağı Erdal İnönü. (medya)
Ne tesadüf, batıran hükümetin büyük ortağı da bir sosyal demokrat.
***
New York Post Gazetesinin köse yazarı Peyser CNN'in savaş muhabiri Christiane Amanpour'a köşesinde "Savaş Sürtüğü" demiş. (medya)
Bu Peyser denen adamın bir de Türk medyasında köşe yazarlığı yaptığını düşünün.
Afganistan'a Türk birliği göndermek.
Başka hiçbir delil olmasa bile medyanın bu karara çıktığı destek, bu kararın ne kadar yanlış olduğunu ispata yeter.
"ABD asker istiyor."
"Cepheye gidiyoruz."
"Altı özel tim hazır."
"Özel birlik emir bekliyor."
Medya başlıklarından bazıları.
Bu tarihi hatanın bir benzerini 1951'de Kore Savaşı için de yapmış, bizimle hiç bir ilgisi olmamasına rağmen, aynen bugün gibi, NATO aşkına Kore'ye asker göndermiştik.
Yığınla Kore gazimiz oldu.
721 askerimizi de şehit vermiştik.
Bunlardan bir tanesi de benim deyimdir.
Yıllarca kendisine Koreli diye takılırlardı.
Çocukluğumda bunun ne anlama geldiğini bilmez, merak ederdim.
Hasan dayım niye Koreli olsun.
Başka komşularımız da vardı Kore savaşına katılan.
Beşköy'de yıllarca kahvecilik yapan Koreli amcayı da tanırım.
Koreli aşağı, Koreli yukarı.
Kendilerinden Kore hatıraları dinlenirdi.
"İnsanları aynı insanlar, hayvanları aynı hayvanlar..."
seklinde başlayan konuşmaları halk dilinde bir eğlence konusu idi.
Öyle ya, o zaman şimdiki gibi TV yoktu, Kore neresi, Koreli nasıl bir millet, kim bilecekti?
Afganistan'a birlik gönderme gerekçemiz de çok komik.
Bu savaşı bazıları "Dinler/medeniyetler savaşı" seklinde yayıyor. Türk askeri bu savaşta yer aldığı zaman bu savaş medeniyetler arasında olmaktan çıkıp madeniyetler arası savaş oluyormuş.
Peh peh peh.
Yani biz, topyekün İslam alemini temsilen Müslüman bir millet olarak içinde olacağımız bu savaşla İslam alemini rahatlatacağız.
Aksi görüş belirtildiğinde; "Yanlış düşünüyorsunuz, bu savaş dinlerarası bir savaş değil, çünkü Türkiye de bu savaşta yer alıyor" denecek ve İslam aleminin sinirleri yatışacak.
Peki bizimkileri her fırsatta kendilerini İslam aleminden dışlayan hal ve hareketleri bu kanaatin oluşmasını olumsuz etkilemez mi?
Müslüman dünyanın tek laik ülkesi olarak övünmemiz,
İslam ülkelerine arabulucu olarak, Batı dünyasına parabulucu olarak gitmemiz.
Her fırsatta İslam dünyasının karşı safında yer almamız.
Akşamdaaaaan, akşamaaaaaa, seyrek seyrek gidip geldiğimiz Batı dünyasına rağmen bayramdan bayrama, bayramdan bayrama (musahhih bu kelimeleri ayrıştırma) sık sık uğradığımız İslam alemi bu temsiliyeti kabul eder mi?
Zor eder.
Bizim İslam aleminden daha yüzlerce alameti farıkamız/belirgin farkımız var.
Otuz sene önce bir milyon adet alabildiğim parayla bugün ben bir tek ekmek alabiliyorum.
1977'de bir liraya sattığımız ekmeği ben bugün bir milyona alabiliyorum.
Üç senedir Hac sezonu gittiğim Suud'da ekmek "Vahit Riyal/bir Riyal."
Üç senedir 100 dolara 372 Riyal alabiliyorsunuz.
İslam aleminden çok farklıyız biz, bu farklılığımız temsil kabiliyetimizi sekteye uğratır.
Başka farklarımız daha var.
Yine Suud'dan bir misal, 1 Suudi Riyali alabilmemiz için 425 bin tane Türk Lirası vermemiz gerek.
Peki bir Kuveyt Dinarı için ne vermemiz gerek?
5 milyon 153 bin lira. (Yazı ile; beş milyon yüz elli üç bin lira)
İslam ülkelerinden parası bizim paradan daha değersiz ülke var mi bilmiyorum?
Ama Yüce Allah'a binlerce şükür ki, biz Laik bir ülkeyiz.
Laik olduğumuz için de layık olduğumuz şekilde yönetiliyoruz.
Simdi bütün bir İslam alemini temsilen Afganistan'a gönderilecek bu milletin gözbebeği Mehmetçik, şayet savaşa katılırsa, Türkiye'yi bölüp parçalamak isteyen vatan hainlerine karşı savaşırken sahip olduğu iman ve moral gücüne, hiç bir hakli sebep yokken sırf ABD istedi diye Afgan halkına karşı savaşırken de sahip olabilecek mi?
O giyecek elbisesi, yiyecek bir lokma ekmeği olmayan, ne 11 Eylül'le, ne de 11 Ekim'le uzaktan yakından bir ilgisi bulunmayan Afganlıya karşı savaşırken.
Biz merhamet timsali bir milletiz.
Bizde acıma hissi, düşküne yardım etmek, acı doyurmak, çıplağı giydirmek bir iman gereğidir.
Bu gerekçe şayet doğru ise;
Biz bu savaşta ABD'den çok önce yer aldık.
Belki de ABD'yi bu savaşı başlatmaya bizim Reha, Ali, Mithat ve isimlerini henüz ezberleyemediğimiz o yeni yetme haber spikerleri mecbur etti.
Günlerce; koro halinde hadi ABD saldır, vur, kir, yok et diye tempo tutmadık mi?
Biz bu medeniyetler savaşında ülke olarak, halk istemese de çoktan yerimizi aldık, bir de asker niye yollayalım ki?
Sunu da soralım; 10 yıl sağ-sol adli terörden çektik.
Sonuç; ortalama 10 bin genç.
15 yıl PKK ile savaştık. Sonuç 35 bin insanımızı kaybettik.
Bize bu kadar pahalıya mal olan terörle savaşta, hangi Batı ülkesi bize yardım etti.
ABD ne kadar yanımızda yer aldı.
İki de bir Güneydoğu'da kaybolan Batılı turistler, on beş gün sonra sağ salim nasıl birden ortaya çıkıyordu? Bu on beş gün zarfında neredeydiler?
Yoksa terör konusunda uzmanlaşıyorlar mıydı?
Bilemeyiz.
Sakin bu savaşa, canları çok kıymetli Coni'lerin yerine ve yararına girmeye zorlanmayalım.
Yeter bu ülke insaninin kanının bunca yıl aktığına,
Anaların ağlayıp,
Gelinlerin dul, çocukların yetim kaldığına.
Basından:
Türk halkının %85'ine rağmen hükümet Afganistan'a asker gönderiyor. (medya)
Bunda kızacak ne var? Hükümetin halk desteği de %15 değil mi?
***
ABD Ramazan için formül arıyor. (medya)
Önce iftar için kumanya atin, sonra da bomba. Böylelikle de dine ne kadar saygılı olduğunuzu ispatlamış olursunuz
***
Hacizli şirketin büyük ortağı Erdal İnönü. (medya)
Ne tesadüf, batıran hükümetin büyük ortağı da bir sosyal demokrat.
***
New York Post Gazetesinin köse yazarı Peyser CNN'in savaş muhabiri Christiane Amanpour'a köşesinde "Savaş Sürtüğü" demiş. (medya)
Bu Peyser denen adamın bir de Türk medyasında köşe yazarlığı yaptığını düşünün.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024