Türkiye de milli olan, doğal olan, gelenek ve göreneklerimizde bulunan düşünce, davranış, ne varsa yavaş yavaş yok edildi. Sıra, geçmişten gelen bitkisel destek tedavi yöntemlerine geldi. Bitkisel destek ürünleri üzerinde oynanan oyunlara bir de bu açıdan bakmakta fayda vardır.
Kamuoyuna yansıyan bir haberde “Sağlık Bakanlığı, birçok bitkiyi ‘tıbbi bitki’ kapsamına alarak, bunların aktarlarda satışını yasaklıyor” şeklindedir.
Gerekçe olarak da bitkilerin bilinçsiz olarak kullanılmasının önüne geçileceği savunuluyor. Bu gerekçe, görünen gerekçedir. Farklı metotlarla vatandaşın en yakın yardımcısı, sıkıştığında veresiye bir ekmek, bir kaşık yağ, şeker alabildiği, mahallesinin koruyucu melekleri bakkalları nasıl ortadan kaldırdılarsa şimdi de sıra aktarlara mı geldi?
Sağlık sorunları olduğu zaman bitkilerin sihirli gücüne başvurulan hem de bu tip hizmetleri çok ucuza alarak şifa bulan bu kadar kimse varken, bir kaşık suda fırtına koparılmasının arkasında başka sebepler aramak lazımdır.
Dünyada yaygın olarak kullanılan bitkisel destek ürünleri, ülkemizde vatandaşın gündemine girmeye başlayınca ve alınan desteklerden fayda görülünce, küresel ilaç devlerini bir telaş aldı. Bu sayede elde ettikleri Pazar payını kaybetmek işlerine gelmediği, yıllardır kurdukları tezgâhları bozulacağı için farklı metotlar uygulamaya çalışmaktadırlar.
Sağlık bakanlığı ve diğer bakanlıklar, bitkisel ürünleri yasaklamak gibi satışını daraltmak gibi bir yola başvuracağına, bu işle uğraşan kimselerle bir araya gelip daha sistemli ve daha disiplinli bir halde vatandaşa hizmet sunulmasına gayret etmelidir.
Devletin görevi, işin ehli olmadığı halde şarlatanlık edenleri, sahteciliğe başvuranları, tespit edip cezalandırmak olmalı; işin ehli olan ve vatandaşa hizmeti gaye edinen dürüst ve bilimsel olarak çalışanlara da elinden gelen her türlü desteği vermek olmalıdır.
Bu konuda en fazla bilgi ve becerisine başvurulacak kimseler, Mustafa Eraslan, ekibi ve Kibarlı firması yetkilileridir. Onlar bu konuda vatandaşa hizmeti, bakanlık onayı ile ürettikleri ve satışı için kurdukları yetkili bayilik sistemleriyle çok güzel bir şekilde yürütmektedirler.
Bitkileri yasaklamak yerine daha etkin faydalanmanın yolu açılmalıdır…
Kamuoyuna yansıyan bir haberde “Sağlık Bakanlığı, birçok bitkiyi ‘tıbbi bitki’ kapsamına alarak, bunların aktarlarda satışını yasaklıyor” şeklindedir.
Gerekçe olarak da bitkilerin bilinçsiz olarak kullanılmasının önüne geçileceği savunuluyor. Bu gerekçe, görünen gerekçedir. Farklı metotlarla vatandaşın en yakın yardımcısı, sıkıştığında veresiye bir ekmek, bir kaşık yağ, şeker alabildiği, mahallesinin koruyucu melekleri bakkalları nasıl ortadan kaldırdılarsa şimdi de sıra aktarlara mı geldi?
Sağlık sorunları olduğu zaman bitkilerin sihirli gücüne başvurulan hem de bu tip hizmetleri çok ucuza alarak şifa bulan bu kadar kimse varken, bir kaşık suda fırtına koparılmasının arkasında başka sebepler aramak lazımdır.
Dünyada yaygın olarak kullanılan bitkisel destek ürünleri, ülkemizde vatandaşın gündemine girmeye başlayınca ve alınan desteklerden fayda görülünce, küresel ilaç devlerini bir telaş aldı. Bu sayede elde ettikleri Pazar payını kaybetmek işlerine gelmediği, yıllardır kurdukları tezgâhları bozulacağı için farklı metotlar uygulamaya çalışmaktadırlar.
Sağlık bakanlığı ve diğer bakanlıklar, bitkisel ürünleri yasaklamak gibi satışını daraltmak gibi bir yola başvuracağına, bu işle uğraşan kimselerle bir araya gelip daha sistemli ve daha disiplinli bir halde vatandaşa hizmet sunulmasına gayret etmelidir.
Devletin görevi, işin ehli olmadığı halde şarlatanlık edenleri, sahteciliğe başvuranları, tespit edip cezalandırmak olmalı; işin ehli olan ve vatandaşa hizmeti gaye edinen dürüst ve bilimsel olarak çalışanlara da elinden gelen her türlü desteği vermek olmalıdır.
Bu konuda en fazla bilgi ve becerisine başvurulacak kimseler, Mustafa Eraslan, ekibi ve Kibarlı firması yetkilileridir. Onlar bu konuda vatandaşa hizmeti, bakanlık onayı ile ürettikleri ve satışı için kurdukları yetkili bayilik sistemleriyle çok güzel bir şekilde yürütmektedirler.
Bitkileri yasaklamak yerine daha etkin faydalanmanın yolu açılmalıdır…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025