Birlik ve beraberlik ama nasıl?

Bir ve beraber olmamız gerekiyor! Hiçbir zaman olamadığımız kadar bir ve beraber olmaya muhtacız. Plan yapanların planlarını kafalarına geçirebilmek için, daha huzurlu ve mutlu bir hayat yaşayabilmemiz için.

Efendimiz (s.a.a.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyorlar "Mü'min mü'mine karşı, parçaları birbirini bağlayıp tahkim eden bina gibidir" buyurdu ve bu bağlılığı göstermek için Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.a.) parmaklarını birbirinin arasına geçirip kenetledi. (Buhârî, Salât 88, Mezâlim 5; Müslim, Birr  65; Tirmizî, Birr 18)

Binaların taşları birbirlerinin üzerine nasıl ölçülüp biçilip konuluyorsa, insan da, İslam'ın ölçüleri ile yontulup düzgünleştirilip, toplumun ve toplulukların içinde yerini, düzgünce alması lazım!

Ama nasıl? 

Biz müminler olarak, sağlam bir duvar olabilmemiz için nasıl bir birlik ve beraberlik hukuku içinde olmalıyız?

Şimdi bir kaide, bir ölçü paylaşalım; Müslüman, dilinden ve elinden insanların selamette olduğu kişidir. Mümin ise insanların canları ve malları konusunda kendilerine zarar vermeyeceğinden emin oldukları kişidir. 

Müslüman ile Mümin arasındaki farkı bilmem anlatmaya gerek var mı?

Birlik ve beraberliği isteyen, genelinde insanlar, özelinde müminler, ilk başta, birbirlerini kendilerinin rakipleri olarak, karşılarında duran kişiler değil de, bir duvarı oluşturmak için yan yana, alt alta dizilen taşlar gibi görmelidirler.

Birlik ve beraberlik içinde olmak isteyenler, Hakka ve Hukuka riayet etmek zorundadırlar.  

Birlik ve beraberlik içinde olmak isteyenler birlik ve beraberlik içinde oldukları insanların haklarına, hukuklarına, kendi haklarına ve hukuklarına sahip çıktıkları gibi sahip çıkmaları, beraber oldukları insanların, mallarını, canlarını, namuslarını, kendi canlarını, mallarını ve namuslarını korudukları gibi korumaları gerekmektedir.

Birlik ve beraberliği isteyenlerin, uymaları gereken olmazsa olmaz şart, beraber oldukları insanların hak ve hukuklarını gözetip kollamalarıdır.

İmam Ali (a.s.) o veciz ifadesi ile "İnsanlar ya senin dinde kardeşin veya yaratılışta senin eşindir."

Birlik ve beraberliği sağlayabilirsek gerçek kardeşliği yaşamış ve Allah-ü Teâlâ'nın ahiret gününde müjdelediği kendi gölgesi ile gölgeleyeceği o bahtiyar zümreden biri olan "Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları ve ayrılmaları Allah için olan iki insan" olabilmemiz mümkün olur. (Buhari, Ezan 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudüd 19;) 

Hak ve hukuktan mahrum olan birlik ve beraberlik, ancak ve ancak sömürüden aldatmadan başka hiçbir şey değildir.

Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli ile Rabbim, devletimize ve milletimize gerçek birlik ve beraberliği yaşatsın.