Türkiye, dünyanin en kritik ve en stratejik cografyasinda yer almasinin getirmiş oldugu sikintilari çekmeye devam ediyor.
Geçmişe şöyle bir dönüp baktigimizda, kendini biraz güçlü, kuvvetli gören tüm devlet ve milletlerin, solugu hemen bu topraklarda aldigini görüyoruz. En somut örnegini birinci dünya savaşindan sonra yaşadik.
Bugün aralarina girmek için olmadik tavizler verdigimiz Ingilizler, Fransizlar, Italyanlar çapulcu sürüsü gibi en zayif animizda topraklarimizi paylaşmanin hesabina girdiler. Bu kirli hesaplar günümüzde de degişmiş degil.
Işte ABD...
Terör, özgürlük, kitle imha silahi gibi asilsiz gerekçelerle okyanus ötesinden gelip bu cografyaya yerleşti ve bir anda komşumuz oluverdi.
Şimdi ahkam kesip duruyor. Sinir ötesi operasyon yapamazsiniz, kendi sinirlariniz içindeki operasyonlar da insan haklarina uygun şekilde olmali.
Tolon Paşa'nın dediği gibi lütfetmişler. Stratejik Ortak! olmak da bunu gerektirir zaten. Lozan'a imza atmayıp doğu sınırlarımızı hala daha kabul etmeyen bir müttefik. Ankara-Washington ilişkilerinde son tartişma konusu şimdi sinir ötesi operasyon. Adeta bir sinir harbi yaşaniyor.
ABD stratejik ortagi olan Türkiye'yi köşeye sikiştirmak istercesine acz içinde gösterip, Türk Silahli Kuvvetlerinin sinir katsayisini ölçmeye çalişiyor. Orgeneral Ilker Başbug'un PKK liderleri için yakalama emri çıkartıldı açıklamasına hemen Washington'dan yalanlama veya daha yumuşak ifadeyle tekzip gelmesi de bu stratejinin bir parçasi.
Oysa herkes çok iyi bilir ki çok az konuşan ve her zaman tartip biçerek açiklama yapan Genelkurmay sözcülerinin olmayan bir şeyi onlarca basin mensubuna söylemelerine imkan yoktur.
Ve işin bir başka boyutu...
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarina göre terör örgütü PKK'ya yönelik bir sınır ötesi operasyon hakkımız çoktan doğmuş durumda.
1373 sayılı Güvenlik Konseyi kararına göre "Terör örgütlerine yönelik siyasal, finansal ve idari destek önlenmeli", "örgütün silah, patlayıcı madde ve malzeme kaynakları kesilmeli'' , "PKK'nin güvenli barınma, rahat hareket etme imkânları ve iletişim imkanları yok edilebilmeli'...
Yine 1546 sayılı kararda da "Özellikle Irak'tan diğer ülkelere yönelecek terörist faaliyetlerin engellenmesi" isteniliyor. Şimdi bu kararlar işiginda tekrar bir degerlendirme yapalim. Sinir ötesi bir operasyon uluslar arasi hukuka aykirimi? El cevap; Hayir...
ABD'nin tavrı teröre destek anlamına geliyor mu? El cevap: Geliyor...
Durum bu kadar net. Hoş AB'nin de ondan aşagi kalir yani yok.
Her gün teröre yeni canlar verilirken AB'den operasyonu durdurun çağrıları gelmeye devam ediyor.
Tekrar az önceki tespite dönersek.
Amaç Türkiye'yi ve özellikle de gözbebeğimiz olan Mehmetçiği köşeye sıkıştırmak, küçültmek, içte ve dışta saygınlığına gölge düşürmek.
Çok değil Irak işgalinden hemen önce, şu anda darmadağın olan kırmızı çizgilerimizi açıklarken bize rağmen K. Irak'ta kürt devleti kurulamaz dedik. Hemen ertesi günü içinde 34 özel birlik askerinin bulunduğu CASA uçağı düştü veya düşürüldü. Düşen uçakta bir orduya bedel 34 vatan evladı şehit oldu. Saddam'ı kontrol altında tutma bahanesiyle topraklarımıza yerleşen ABD güçlerinin terör örgütü PKK'ya lojistik yardım ettiğini bir zamanlar bu ülkede başbakanlık yapmış yöneticiler tarafından açıklandı. Benzer bir çok örnek daha vermek mümkün.
Geçen ay Van'da bir terörist cenazesinde yaşanan olaylari hatirliyorsunuz.
Mehmetçige kurşun sikarken öldürülen bir teröristin cenazesi çok açik bir şekilde terörist kalkişmaya dönüşmüştü.
Devletin resmi cenaze aracina PKK'yı temsil eden bez parçaları asılmış, Kürdistan ve APO lehine sloganlar atılmıştı.
Biz bu haberi Meltem Tv haber bültenlerinde verdikten sonra Van'dan bir çok telefon ve e-mail aldık.
Arayanlar ismini ve rütbesini söylemeyen subaylardı.
Hemen hepsi söze direkt, haberde kullandığınız üslup ve hassasiyetiniz için teşekkür ederiz diyerek başladılar.
Sözde PKK bayrağına bez parçası dememiz, bölücülere destek çıkan aydınlar için sözde aydın ifadeleri ve haberin veriliş şekli onları oldukça duygulandırmıştı. Hatta içlerinden biri, spiker arkadaş yanımda olsa alnından öperdim ifadesini kullandı. Peki bu askerlerimizi bu kadar duygulandıran sebep neydi. Telefonda bu soruya de cevap verdiler.
Burada neler çektiğimizi bilen yok. Biz bu bölgede halkın devlete olan sevgisini ve güvenini arttırmak için, hemen her gün eğitimden maddi yardımlara kadar bir çok kampanya düzenliyoruz. Bir çok yerde de ciddi başarılar elde ettik. Ancak özellikle AB uğruna verilen tavizler, bölgeyi ziyaret eden Avrupalı yetkililerin verdikleri mesajlar bizim birlik ve beraberlik uğruna yaptığımız mücadeleyi baltalıyor. Bölge halkı üzerinde büyük bir fitne ve bölücülüğe neden oluyor dediler.
Evet terörü bire bir yaşayan, hemen her günü bu teröre karşı mücadele vermekle geçen askerlerimizin dedikleri böyle.
Binbir türlü hedef ve amaçla terörün yeniden tırmanışa geçerken, zaman, devlete, millete ve o uğurda mücadele edenlere sahip çıkma zamanı.
BAKIŞ / Ruhi SARI
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012