Firavun... Yaşadığı çağda zorbalığın, gaddarlığın, şirkin, zulmün, bozgunculuğun, alın teri sömürücülüğünün, sadistliğin sembolü bir adam. Kendisine kul köle yaptığı insan kitlelerinin, kendisinin de bir kul olduğunu anlamaması için akıl almaz fırıldaklar çeviren, foyaları açığa çıktığında da tevhid davetçisi Musa Peygambere saldıran, peygamberin davetine gönlü kaynayanları da acımasızca kesip doğrayan eli kanlı bir kral...
Böyle bir portrenin, böyle bir tipin taşıdığı endişeye bakın da, çağımızdaki takipçileri ile ne kadar aynı olduğunu, bu günlerin onu adım adım, santim santim nasıl izlediğini görün.
"Firavun, bırakın beni de Musa'yı öldüreyim, o varsın Rabbini yardıma çağırsın. Ben de O'nun, dininizi değiştirmesinden yahut ülkede fesat çıkarmasından korkuyorum dedi" (Mümin: 26).
Kim olduğunu, ne mal olduğunu bilmeyenler de zanneder ki; bu adam ne kadar dindar bir adam, yönettiği toplumun dini hakkında ne kadar da hassasiyet gösteren bir kral. Huzura, barışa, kardeşçe yaşamaya ne kadar da aşık bir yönetici! Dinlerini değiştirir yahut ülkede fesat çıkarır endişesi ile Allah'ın peygamberini öldürmeyi göze alacak kadar güya insanları düşünüyor!
Firavun efeleniyor, "Tutmayın beni, Musa'yı öldüreyim!"
Niye, ne oldu, Musa ile ne alıp veremediğin var? O aranızda yaşamaya ve konuşmaya devam ederse, korkuyorum ki dininizi değiştirecek ya da ülkede fesat çıkaracak!
Gerekçeler ne kadar masum, ne kadar tutarlı değil mi? Bir toplumun dini ve huzuru ile oynayan biri varsa o öldürülmeyi çoktan hak etmiştir. İyi de senin değiştirilmesinden korktuğun din ne? İnsanlara ne emrediyor, neler vaat ediyor? Açıkça dese ki: "Bu Musa benim de sizin gibi insan olduğumu, kul olduğumu söylüyor, uykuya, açlığa mahkum biri olduğum iddia ediliyor. Olur mu canım, yılların kralı bir beşer olur mu?"
Böyle dese, insanlardan bir kısmının beyninde şimşekler çakacak, acabalar başlayacak. Ne diyor: "Dininizi değiştirmesinden korkuyorum." Bizatihi şirkin, tağutun merkezi, kaynağı olan bu adam, güya din koruyuculuğuna soyunuyor, tıpkı fesadın, bozgunculuğun, huzursuzluğun kaynağı olduğu halde; Musa'nın fesat çıkarmasından korktuğun gibi.
Bu fotoğrafı çıkarın ve onun yerine bugün bu çerçeveye koyabileceğiniz fotoğrafları bir gözden geçirin. Bush'u koyun, kaldırın Şaron'u koyun. Ne kadar da çokmuş değil mi? Görünürde masum gerrekçelerle, insanlığın en doğal haklarına saldıran çağdaş cellatlar ile Firavun'un arasında ne çok benzerlikler var?
Firavun'un yanında bir Hâmân bir Bel'am, bir Karun olmaktan Allah'a sığınırız.
Böyle bir portrenin, böyle bir tipin taşıdığı endişeye bakın da, çağımızdaki takipçileri ile ne kadar aynı olduğunu, bu günlerin onu adım adım, santim santim nasıl izlediğini görün.
"Firavun, bırakın beni de Musa'yı öldüreyim, o varsın Rabbini yardıma çağırsın. Ben de O'nun, dininizi değiştirmesinden yahut ülkede fesat çıkarmasından korkuyorum dedi" (Mümin: 26).
Kim olduğunu, ne mal olduğunu bilmeyenler de zanneder ki; bu adam ne kadar dindar bir adam, yönettiği toplumun dini hakkında ne kadar da hassasiyet gösteren bir kral. Huzura, barışa, kardeşçe yaşamaya ne kadar da aşık bir yönetici! Dinlerini değiştirir yahut ülkede fesat çıkarır endişesi ile Allah'ın peygamberini öldürmeyi göze alacak kadar güya insanları düşünüyor!
Firavun efeleniyor, "Tutmayın beni, Musa'yı öldüreyim!"
Niye, ne oldu, Musa ile ne alıp veremediğin var? O aranızda yaşamaya ve konuşmaya devam ederse, korkuyorum ki dininizi değiştirecek ya da ülkede fesat çıkaracak!
Gerekçeler ne kadar masum, ne kadar tutarlı değil mi? Bir toplumun dini ve huzuru ile oynayan biri varsa o öldürülmeyi çoktan hak etmiştir. İyi de senin değiştirilmesinden korktuğun din ne? İnsanlara ne emrediyor, neler vaat ediyor? Açıkça dese ki: "Bu Musa benim de sizin gibi insan olduğumu, kul olduğumu söylüyor, uykuya, açlığa mahkum biri olduğum iddia ediliyor. Olur mu canım, yılların kralı bir beşer olur mu?"
Böyle dese, insanlardan bir kısmının beyninde şimşekler çakacak, acabalar başlayacak. Ne diyor: "Dininizi değiştirmesinden korkuyorum." Bizatihi şirkin, tağutun merkezi, kaynağı olan bu adam, güya din koruyuculuğuna soyunuyor, tıpkı fesadın, bozgunculuğun, huzursuzluğun kaynağı olduğu halde; Musa'nın fesat çıkarmasından korktuğun gibi.
Bu fotoğrafı çıkarın ve onun yerine bugün bu çerçeveye koyabileceğiniz fotoğrafları bir gözden geçirin. Bush'u koyun, kaldırın Şaron'u koyun. Ne kadar da çokmuş değil mi? Görünürde masum gerrekçelerle, insanlığın en doğal haklarına saldıran çağdaş cellatlar ile Firavun'un arasında ne çok benzerlikler var?
Firavun'un yanında bir Hâmân bir Bel'am, bir Karun olmaktan Allah'a sığınırız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025