Bayramlar biraz da küs olup barışmak için fırsat bekleyenlere gelirmiş yeni farkettik. Hani bir insanla aranızda bir dargınlık vardır, hem üzülürsünüz hem de barışmak istersiniz. Birbirinize söyleyeceğiniz sözler sanki havada asılı kalır, onları ellerinizle alıp avuçlarınızın içinde eritmek yok etmek istersiniz, karşınızdaki insan da böyle düşünüyorsa ne mutlu. Yaşadıklarımızdan bir kez daha öğrendik ki kırılan bir kalbi tamir etmek çok zordur. Böyle olaylar bize, duygularımıza ve en önemlisi öfkemize sahip çıkmamız geektiğini öğretir. Öfkemize sahip çıkmak deyince onu ulu orta sarfetmemek, yumuşatılmış kelimelere dökmek şeklinde anlatabiliriz. İnsanların öfke ile söyledikleri şeyler, karşı tarafta bir anlama, yardımcı olma isteği uyandırmaz ki... Öfke insana yardım etmez çoğu zaman, bir çıkış kapısı açmaz ki... "Her işte bir hayır vardır" der bakmasını ve görmesini bilenler, hayrı aramak gerekir titizlikle ve bulunca da ondan ders almak gerekir. Dikkat edersek öfke de insana birşeyler öğretir. Biz size hep bunun gibi şeyler söylüyoruz fakat kendimiz bile uygulayamıyoruz bazen... Öğüt vermek kolay da, tutmak biraz zor. Herbirimizin kaderi sevgilerle, sevinçlerle, üzüntülerle, ölümlerle öyle bir güzel örülmüş ki, bir sanat eserinden nasıl bir tat alınırsa biz de öyle bir tat alıyoruz yaşadıklarımızdan, kaderimizden. Ölümden tat almak size yabancı gelebilir, fakat ölünün ardında bıraktığı anılar, söylediği sözler ve söyleyemediği sözler sizde öyle bir iz bırakır ki... Gözleriniz dolunca, kalbiniz bir kuş gibi kanatlanıp, o diyarlara uçmak isteyince, evet gerçekten bir tat alırsınız, ama acı, ama buruk... Bayramlar bize ölülerimizi de hatırlatır. Bir bayram sabahı babanızın elini öpersiniz, sonraki bayram belki bir Yasin-i Şerif okuyup gönderirsiniz makamına... Ölünün söyledikleri ve içinde saklayıp biriktirdikleri bir hüzün olup akar gözlerinizden. Ya sizin söylemeyip de içinizde sakladıklarınız... Sevgi sözcüklerini sarfetmek için yakınlarınızın ölmesini beklemeyin. Bir bayram daha böyle, dolu dolu geçti. Ben size kendimin tutamayacaği öğütler vermezden evvel yazıyı bitiriyorum ve sizleri Allah'a (cc) emanet ediyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022