Bir anne, yangın yerine dönmüş olan yüreğini bir an sindirerek ve susturarak; 'dilerim ki benim yandığım yerden yansınlar' diyor.
Bir annenin âhı, hiç abartısız diyebiliriz ki, milyonlarca ton petrolden daha yakıcıdır.
Ne zamandan beridir bilinmez ama, sanki koca dünya, yürekleri kor haline dönmüş annelerin ki, sayıları milyarları aşıyor, Arşa yükselen âhlarından ötürü sanki dönemiyor, döner gibi yapıyor.
Ciğerparelerinin acılarından ötürü âh çeken nice anneler için bu dünyanın geceleri sanki bazen tam gün oluyor, bazen haftaları, ayları geçiyor bazen de yıl oluyor, gündüzleri ise bir avuç…
Bir düşünelim, anaların ağlamadığı bir yer, bir diyar, bir köşe-bucak, bir
Neden, niçin ve nasıl ki, dünyanın her yerinde, dört bir köşesinde annelerin payına, annelerin hissesine hep ağlamak düşer, hep âh çekmek düşer?
Sürekli anneleri ağlatan vicdansızların, merhametsizlerin ve utanmazların dahi anneleri yok mudur?
Bilmezler mi ki, annelerin 'ahını alan, anneleri ağlatan hiç bir kimse, hiç bir toplum, hiç bir devlet tarih boyunca hiç gülmemiş, gülememiş, akıtılmasına sebep oldukları annelerin gözyaşları zaman zaman alev topuna dönmüş yakmış onları, bazen de sel olmuş 'Arim' seli gibi silip-süpürmüş eserleri ile beraber.
İşiten her vicdan sahibini tir tir titreten âhlar, âh çekmeler, 'dilerim benim yandığım yerden yansınlar' cümlesi, ilenç olarak, bela olarak, müsebbiplerin her birini per perişan etmeye yetmez mi?
Annelerin acıları ile adeta dalga geçen etkililer, yetkililer, söz sahipleri, makam ve mevki sahipleri, masa-kasa sahipleri, çok çok etkili imza sahipleri, bilmezler mi ki; 'mazlumun bedduası ile Allah arasında perde yoktur'.
Sürekli âh çeken annelerin âhlarından ötürü, ahu eninlerinden ötürü, elem ve kederlerinden ötürü, sanki koa dünya, sanki ihtiyar dünya ağır-aksak dönüyor, topal topal dönüyor, karanlık geceleri, uzun süren karanlık geceleri sanki bir türlü gündüzlere eriştiremiyor.
Sadece bir annenin değil, bin annenin, binlerce, milyon, hatta milyarlarca annenin arşa yükselen âhlarından ötürü güneşin dahi feri-fesi kesilmiş gibi…
- Gözü açlarda da, karnı açlarda da bir değişme yok / 28.12.2024
- Bir yolsuzluk bir yoksulluk bir yasak / 26.12.2024
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024