" Yaklaşık bin yıl boyunca Hıristiyanlık âlemi İslamiyet'in sürekli tehdidi altında yaşadı. İlk İslami yayılma büyük ölçüde Hıristiyanların zararına gelişti. Suriye, Filistin, Mısır ve Kuzey Afrika bütünüyle Hıristiyan ülkelerdi. Bu süreçte toprakları fetihçi İslam ordularının eline geçerken, halkları da fatihlerin savaşçı dininin safında yer aldı. Müslümanların ilerleyişi tam üç kez Avrupa içlerine kadar sürdü. Birinci dalga 8. Yüzyılın ilk yıllarında başladı ve bir süre için İspanya, Portekiz, Güney İtalya hatta Fransa'nın bazı kesimlerini girdabı içine aldı. Batı Avrupa topraklarındaki son Müslüman devletin (Endülüs) yok edildiği 1492'ye kadar etkisi sürdü.İkinci dalga ise Altınordu Moğollarının İslam dinini kabul etmesiyle Doğu Avrupa'yı vurdu. Böylece Moskova ile öteki Rus prenslikleri Müslüman bir efendinin hükümdarlığını tanımak zorunda kaldılar. Bu durum Hıristiyanların yeniden bir fetih hareketine girişmesi ve Tatarların Rusya'dan çekilmesiyle son buldu.Üçüncü dalganın başını Selçuklu ve ardından Osmanlı Türkleri çekti. Bizans İmparatorluğu'ndan Anadolu'yu aldıktan sonra Avrupa'ya geçtiler. Bu ilerleme sürecinde Türk orduları Konstantinopolis'i ele geçirdi ve Viyana'yı iki kez kuşattılar. Berberi korsanlar (Barbaros, Turgut Reis vs.) denizdeki cihadı İngiltere'ye hatta bir keresinde İzlanda'ya kadar taşıdılar. İki din ve iki uygarlık arasındaki ilişkilerde gerçek dönüm noktası, İkinci Viyana kuşatması ve yenilgiye uğrayan Osmanlı kuvvetlerinin geri çekilmesi oldu. Avrupa'ya yönelik bin yıllık Müslüman tehdidi askeri ve dini olmak üzere iki yönlü, yani fethe ve din değiştirmeye dönük bir tehditti."B.O.P.'un teorisyenlerinden Bernard Lewis Batının içine işlemiş İslam korkusunu böyle açıklıyor. Gerçek şudur ki; Batı kimliği varoluşunu İslam düşmanlığına borçludur. Müslümanlığın zuhuru öncesinde kendini ifade edebilen bir Avrupalılık fikri yoktur. Hz. Peygamber (sav)'in ardından Arap yarımadasından çıkan ashabı kiram ve takipçileri doğuda Irak'ı, İran'ı aşıp Türkistan'a varırken, batıda Mısır'ı Kuzey Afrika'yı geçip İspanya'ya çıkmışlardır. Öncesinde Endülüs'ün fethiyle devamında ise Müslüman-Türk'ün durdurulamayan ilerlemesiyle bağlantılı olarak Avrupa kavramının kullanım sıklığı artmıştır. Papa 2. Pius İstanbul'un düşüşünü işittiğinde "şimdi gerçekten Avrupa'ya yani anayurdumuza kıstırıldık" demiştir. İşin daha da ilginç yanı, coğrafi keşifler aslında İslam Dünyası tarafından köşeye sıkışan Batının kendisine çıkış yolu aramasından kaynaklanmıştır. Bilinen yeryüzünün yaklaşık yarısına hükmeden Osmanlı Devleti; Avrupa'yı güneyi, batısı ve doğusu ile çevrelemiştir. Coğrafi keşiflerle Batı bir çıkış noktası bulmuştur. A. Tabakoğlu'nun ifadesiyle; dünya Avrupalılar için yuvarlak olmak zorundaydı?Özetle, Batıya kimlik kazandıran, barış ve dayanışma değil; İslam düşmanlığı, sömürgecilik ve işgaldir. Müslümanlar gittikleri yerlere inançlarını yaymak ve yeryüzünde zulme son vermek için gittiklerinden dolayı yendikleri ülkelerin halkları Müslüman olmuştur. Ecnebiler ise Hıristiyan yaptıklarını dahi sömürmekten geri durmamışlardır. Bu gün bile Batı'nın geçtiği yolları kan izlerini takip ederek bulabilirsiniz?Yüzyılların özlemi olarak Batı tarafından kurulan Avrupa Birliği daha ortak bir anayasa etrafında birleşememişken, mesele İslam ülkelerine saldırı düzenlemek olduğunda hemen bütünleşebilmiştir. Irak'ta, Afganistan'da, Libya'da sadece bir tane diktatör varken şimdi on binlerce Frenkli, Tanrılarının adına gelip, Müslüman'ın malına, canına, namusuna musallat olmakta, camileri bombalamakta, Kur'an'ları yakmaktadır.Üzücü olan ise ecnebileri tarihte Haçlı seferleriyle, Endülüs soykırımıyla, İnka, Maya, Aztek uygarlıklarını yok edişleriyle, Afrika'da köle ticareti, Çin'de afyon kaçakçılığı, Japonya'da silah tüccarlığı ile tanıyamayan Müslüman'ın bu aymaz halidir. Binlerce devşirilmiş mücahit(!), Amerikalıdan daha kapitalist, Avrupalıdan daha demokrat olarak "Son Haçlıların" (BOP) projelerinde görev almakta Mısır'ı, Suriye'yi ve kendilerini ateşe atmaktadırlar.Neden mi? Böylece Batı'ya karşı duydukları komplekslerini tatmin etmektedirler. İyi de ateşi tanımak için kaç kere yanmak lazım?!!
Mehmet Maruf / diğer yazıları
- Akrep kıskacı / 05.12.2019
- NATO "güvenilir" midir? / 15.10.2015
- Düşmanı tanımak / 19.01.2014
- Ajax Operasyonu-II / 14.01.2014
- Ajax Operasyonu-I / 13.01.2014
- Ali Napolyon, Hacı Wilhelm ve diğerleri / 30.11.2013
- Batı bizden korkar mı? / 23.11.2013
- Biz ancak bize benzeriz / 17.11.2013
- Biz kimiz? / 14.11.2013
- Bin yıllık korku / 10.09.2013
- NATO "güvenilir" midir? / 15.10.2015
- Düşmanı tanımak / 19.01.2014
- Ajax Operasyonu-II / 14.01.2014
- Ajax Operasyonu-I / 13.01.2014
- Ali Napolyon, Hacı Wilhelm ve diğerleri / 30.11.2013
- Batı bizden korkar mı? / 23.11.2013
- Biz ancak bize benzeriz / 17.11.2013
- Biz kimiz? / 14.11.2013
- Bin yıllık korku / 10.09.2013