ABD'nin gündeminde Libya var. Libya'ya karşı uygulanacak yaptırımları masaya yatıran Obama yönetimi, dünya liderlerini Libya'ya karşı ortak hareket etmeleri için organize etmeye başladı. Beyaz Saray'ın bu çalışmaları bize Irak işgali öncesini anımsattı
ABD Başkanı Barack Obama, Libya'da yaşanan "acı ve katliamın kabul edilemez olduğunu ve şiddetin durmasının şart olduğunu" belirterek, "Libya hükümeti, sorumluluklarını yerine getirmedeki başarısızlığından sorumlu tutulmalı ve devam eden insan hakları ihlallerinin bedeliyle yüzleşmeli" ifadesini kullanmıştı. İngiltere Başbakanı David Cameron, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile telefon görüşmesi yaparak, Libya'ya yönelik izlenebilecek olası seçenekleri konuşan Obama, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ı da Pazartesi günü Cenevre'de düzenlenecek BM İnsan Hakları Konseyi toplantısına gönderiyor. Clinton burada mutataplarını Libya'ya karşı tek ses olarak hareket etmeye çağıracak.
Askeri seçenek masadaObama'nın, "Libya hükümetine baskı yapmak için birlikte planlanmış, geniş tabanlı uluslararası çaba olmasını" istemesi, Libya'ya yönelik ortak bir askeri operasyon mu yapılacağı sorusunu akıllara getirdi. Washington'da bu sorulara yanıt arayan gazeteciler ABD yönetimi yetkililerinden kesin bir yanıt alamadı, ancak "tüm seçeneklerin masada" olduğunu teyit ettirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, askeri operasyonu kastederek, "hiçbir seçeneğin masadan kalkmadığını" söylerken, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, ABD yönetiminin Libya ile ilgili toplantılarının tamamına askeri kanadın da dahil olduğunu kaydetti.
Libya'ya yaptırımlar görüşülüyorBunun yanında, her gün yeni ölümlerin yaşandığı Libya'da şiddeti sona erdirmeye yönelik harekete geçmek için belirli bir takvim ortaya koymaktan kaçınan ABD yetkilileri, yine de Libya'ya yönelik adımların kısa zamanda atılacağını söylüyor. Libya'ya karşı önlemlerde, yeni yaptırımlar, uçuşa yasak bölge oluşturulması, Libya'nın BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğinden çıkarılması, insan hakları ihlalleri iddialarını içeren bağımsız soruşturma açılması, bazı Libyalı yetkililerin mal varlıkların dondurulması gibi konular üzerinde duruluyor.
Libya'daki Amerikalılar ne olacak?Aslında, ABD'nin "tüm seçenekler masada" demesine rağmen hala Libya'ya yönelik ne tür bir adım atacağının net olmaması ve ölçülü davranmasında iki ned enin ön plana çıktığı belirtiliyor. Bunlardan birincisi, ABD'nin süreçte tek başına hareket etmekten kaçınması. ABD, Libya'ya karşı atılacak bir adıma dair kararın uluslararası uzlaşıyla alınmasını istiyor. İkinci neden ise ABD'nin hala vatandaşlarını Libya'dan çıkaramamış olması ve bunun için Libya hükümetinin yardımına ihtiyaç duyması. Libya'daki 6 bin civarında ABD vatandaşının 600'ünü Libya'daki petrol şirketlerinde çalışan Amerikalılar oluştururken, geri kalanının çifte vatandaş olarak ABD pasaportuna sahip Libyalılar olduğu belirtiliyor. ABD'nin, Amerikan vatandaşı da olduğu için çift pasaportlu Libyalılara yönelik de sorumluluğu bulunuyor ama diğer ülke pasaportlarını tanımayan Libya'da bu insanların ülkeden dışarı çıkabilmesi için sadece Libya pasaportunu kullanması gerekiyor. Bu noktada ABD vatandaşı da olsa bu kişilerin ülkeden çıkması zor görünüyor.
ABD için petrolün önemi
ABD'de başlangıçta Mısır'daki protestolar kadar ilgi görmeyen Libya'da olayların, yönetimi hareket etmeye ve dünyayla ortak kararlar alma zorunluluğuna itmesinin nedenlerinden biri de petrol fiyatları. Tartışmalar, özellikle ABD'deki petrol fiyatlarında 2008 yılının Ağustos ayından bu yana en büyük artışın görülmesinin ardından yeni bir boyut kazandı. Ayrıca Libya'daki zengin petrol yataklarının kontrolünün ele geçirilmesi, Amerika yönetiminin masaya yatırdığı konular arasında yer almaktadır.
ABD Başkanı Barack Obama, Libya'da yaşanan "acı ve katliamın kabul edilemez olduğunu ve şiddetin durmasının şart olduğunu" belirterek, "Libya hükümeti, sorumluluklarını yerine getirmedeki başarısızlığından sorumlu tutulmalı ve devam eden insan hakları ihlallerinin bedeliyle yüzleşmeli" ifadesini kullanmıştı. İngiltere Başbakanı David Cameron, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile telefon görüşmesi yaparak, Libya'ya yönelik izlenebilecek olası seçenekleri konuşan Obama, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ı da Pazartesi günü Cenevre'de düzenlenecek BM İnsan Hakları Konseyi toplantısına gönderiyor. Clinton burada mutataplarını Libya'ya karşı tek ses olarak hareket etmeye çağıracak.
Askeri seçenek masadaObama'nın, "Libya hükümetine baskı yapmak için birlikte planlanmış, geniş tabanlı uluslararası çaba olmasını" istemesi, Libya'ya yönelik ortak bir askeri operasyon mu yapılacağı sorusunu akıllara getirdi. Washington'da bu sorulara yanıt arayan gazeteciler ABD yönetimi yetkililerinden kesin bir yanıt alamadı, ancak "tüm seçeneklerin masada" olduğunu teyit ettirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, askeri operasyonu kastederek, "hiçbir seçeneğin masadan kalkmadığını" söylerken, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, ABD yönetiminin Libya ile ilgili toplantılarının tamamına askeri kanadın da dahil olduğunu kaydetti.
Libya'ya yaptırımlar görüşülüyorBunun yanında, her gün yeni ölümlerin yaşandığı Libya'da şiddeti sona erdirmeye yönelik harekete geçmek için belirli bir takvim ortaya koymaktan kaçınan ABD yetkilileri, yine de Libya'ya yönelik adımların kısa zamanda atılacağını söylüyor. Libya'ya karşı önlemlerde, yeni yaptırımlar, uçuşa yasak bölge oluşturulması, Libya'nın BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğinden çıkarılması, insan hakları ihlalleri iddialarını içeren bağımsız soruşturma açılması, bazı Libyalı yetkililerin mal varlıkların dondurulması gibi konular üzerinde duruluyor.
Libya'daki Amerikalılar ne olacak?Aslında, ABD'nin "tüm seçenekler masada" demesine rağmen hala Libya'ya yönelik ne tür bir adım atacağının net olmaması ve ölçülü davranmasında iki ned enin ön plana çıktığı belirtiliyor. Bunlardan birincisi, ABD'nin süreçte tek başına hareket etmekten kaçınması. ABD, Libya'ya karşı atılacak bir adıma dair kararın uluslararası uzlaşıyla alınmasını istiyor. İkinci neden ise ABD'nin hala vatandaşlarını Libya'dan çıkaramamış olması ve bunun için Libya hükümetinin yardımına ihtiyaç duyması. Libya'daki 6 bin civarında ABD vatandaşının 600'ünü Libya'daki petrol şirketlerinde çalışan Amerikalılar oluştururken, geri kalanının çifte vatandaş olarak ABD pasaportuna sahip Libyalılar olduğu belirtiliyor. ABD'nin, Amerikan vatandaşı da olduğu için çift pasaportlu Libyalılara yönelik de sorumluluğu bulunuyor ama diğer ülke pasaportlarını tanımayan Libya'da bu insanların ülkeden dışarı çıkabilmesi için sadece Libya pasaportunu kullanması gerekiyor. Bu noktada ABD vatandaşı da olsa bu kişilerin ülkeden çıkması zor görünüyor.
ABD için petrolün önemi
ABD'de başlangıçta Mısır'daki protestolar kadar ilgi görmeyen Libya'da olayların, yönetimi hareket etmeye ve dünyayla ortak kararlar alma zorunluluğuna itmesinin nedenlerinden biri de petrol fiyatları. Tartışmalar, özellikle ABD'deki petrol fiyatlarında 2008 yılının Ağustos ayından bu yana en büyük artışın görülmesinin ardından yeni bir boyut kazandı. Ayrıca Libya'daki zengin petrol yataklarının kontrolünün ele geçirilmesi, Amerika yönetiminin masaya yatırdığı konular arasında yer almaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.