Belalar İmam’ın vasıtasıyla def edilir
İlim ve hidayet nuru, İmam’ın aracılığı ile insanlara ulaşır. Birçok hadisten de anlaşıldığına göre varlık âlemi imamların hürmetine yaratılmıştır. Eğer onlar olmasaydı, varlık nuru başkalarına ulaşmazdı. Belalar onların vasıtasıyla def edilir
21.05.2023 10:20:00





Süleyman A'meş diyor ki: "İnsanlar gayb İmam'ın varlığından nasıl faydalanabilirler?" diye sorduğumda İmam Zeynelâbidin (a.s.) şöyle buyurdu: Bulutların arkasında kalan güneşten faydalandıkları gibi."
Allame Meclisi Biharu'l-Envar kitabında, insanların gaybet döneminde İmam'dan faydalanmalarının, bulutların arkasında kalan güneşten yararlanmalarına benzetilmesini ve bu iki hususun ortak yönlerini geniş bir şekilde ele almış ve şu hususlara değinmiştir:
1- İlim ve hidayet nuru, İmam'ın aracılığı ile insanlara ulaşmaktadır. Birçok hadisten de anlaşıldığına göre varlık âlemi İmamların hürmetine yaratılmıştır. Eğer onlar olmasaydı, varlık nuru başkalarına ulaşmazdı. Onların bereketiyle, onların şefaatçiliğiyle, onların aracılığıyla ilim ve hikmet Allah tarafından insanlara ulaşır. Belalar onların vasıtasıyla def edilir. Aksi takdirde insanlar yapmış oldukları kötülüklere karşılık çeşitli azaplara yakalanırlardı. Nitekim Allah, Peygamberle ilgili şöyle buyuruyor: "Sen onların içinde bulundukça, Allah onlara azap edecek değildir." (Enfal, 33).
2- İnsanlar bulutların arkasında kalan güneşten faydalanmalarıyla birlikte sürekli olarak güneşin önünde engel olan bulutların çekilmesini ve güneşin tamamen ortaya çıkarak gözler ile görülmesini ve daha fazla faydalanılmasını beklerler. Gaybet döneminde de ihlaslı mü'minler, her an Hz. Mehdi'nin (a.s.) zuhur etmesini bekler ve hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmazlar.
3- Hz. Mehdi'yi (a.s) bu kadar alamet ve faydalarının olmasına rağmen inkâr etmeye kalkışan kimsenin durumu, bulutların arkasında olan güneşin varlığını inkâr eden kimseye benzer.
4- Bazen güneşin bulutların arkasında kalması, insanlar için daha faydalı olabilir. Bugün de Hz. Mehdi'nin (a.s) gaybette olmasının insanlar için birtakım faydaları olabilir.
5- Bulutların arkasından çıkan güneşe ancak bazı kimseler bakmaya muvaffak olurlar. Hz. Mehdi (a.s) da gaybet döneminde bazıları tarafından görülebilir ve ziyaretine erişilebilir.
6- Güneş, herkesin faydalanması içindir ama kör olan kimse güneşin ışığından faydalanamaz. Hz. Mehdi'nin (a.s) varlığından kalbi kör olan kimseler dışında herkes faydalanır.
7- Güneşin ışığı evlere kabiliyetleri, pencerelerinin büyüklüğü ve küçüklüğü oranında yansır. İnsanlar da, İmam'ın hidayet nurundan kendi kabiliyetleri oranında yararlanabilirler. Açık havada olup da vücudunu dört bir yandan güneşin ışığına sunan kimse ile güneşin ışığı ile kendi arasında engeller bulunan kimsenin ışıktan yararlanmaları elbette ki aynı oranda olamaz.
İnsanlar bütün engelleri kaldırmalıdırlar ki, hidayet nuru onları dört bir yandan kuşatsın. İmam'ın gerekliliği hüküm bildirmek ve hadleri uygulamak gibi görevlerle sınırlı değildir. Sahih hadislerden anlaşıldığına göre ve irfan ehli âlimlerin ortaklaşa kabullendikleri ilke üzere kesin ilahi irade gereği, gayb âlemiyle insanlar arasında aracı olması ve ilahi feyzlerin mecrası olması için sürekli olarak bir masum İmam'ın (insan-ı kâmilin) var olması bir zarurettir.
Allame Meclisi Biharu'l-Envar kitabında, insanların gaybet döneminde İmam'dan faydalanmalarının, bulutların arkasında kalan güneşten yararlanmalarına benzetilmesini ve bu iki hususun ortak yönlerini geniş bir şekilde ele almış ve şu hususlara değinmiştir:
1- İlim ve hidayet nuru, İmam'ın aracılığı ile insanlara ulaşmaktadır. Birçok hadisten de anlaşıldığına göre varlık âlemi İmamların hürmetine yaratılmıştır. Eğer onlar olmasaydı, varlık nuru başkalarına ulaşmazdı. Onların bereketiyle, onların şefaatçiliğiyle, onların aracılığıyla ilim ve hikmet Allah tarafından insanlara ulaşır. Belalar onların vasıtasıyla def edilir. Aksi takdirde insanlar yapmış oldukları kötülüklere karşılık çeşitli azaplara yakalanırlardı. Nitekim Allah, Peygamberle ilgili şöyle buyuruyor: "Sen onların içinde bulundukça, Allah onlara azap edecek değildir." (Enfal, 33).
2- İnsanlar bulutların arkasında kalan güneşten faydalanmalarıyla birlikte sürekli olarak güneşin önünde engel olan bulutların çekilmesini ve güneşin tamamen ortaya çıkarak gözler ile görülmesini ve daha fazla faydalanılmasını beklerler. Gaybet döneminde de ihlaslı mü'minler, her an Hz. Mehdi'nin (a.s.) zuhur etmesini bekler ve hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmazlar.
3- Hz. Mehdi'yi (a.s) bu kadar alamet ve faydalarının olmasına rağmen inkâr etmeye kalkışan kimsenin durumu, bulutların arkasında olan güneşin varlığını inkâr eden kimseye benzer.
4- Bazen güneşin bulutların arkasında kalması, insanlar için daha faydalı olabilir. Bugün de Hz. Mehdi'nin (a.s) gaybette olmasının insanlar için birtakım faydaları olabilir.
5- Bulutların arkasından çıkan güneşe ancak bazı kimseler bakmaya muvaffak olurlar. Hz. Mehdi (a.s) da gaybet döneminde bazıları tarafından görülebilir ve ziyaretine erişilebilir.
6- Güneş, herkesin faydalanması içindir ama kör olan kimse güneşin ışığından faydalanamaz. Hz. Mehdi'nin (a.s) varlığından kalbi kör olan kimseler dışında herkes faydalanır.
7- Güneşin ışığı evlere kabiliyetleri, pencerelerinin büyüklüğü ve küçüklüğü oranında yansır. İnsanlar da, İmam'ın hidayet nurundan kendi kabiliyetleri oranında yararlanabilirler. Açık havada olup da vücudunu dört bir yandan güneşin ışığına sunan kimse ile güneşin ışığı ile kendi arasında engeller bulunan kimsenin ışıktan yararlanmaları elbette ki aynı oranda olamaz.
İnsanlar bütün engelleri kaldırmalıdırlar ki, hidayet nuru onları dört bir yandan kuşatsın. İmam'ın gerekliliği hüküm bildirmek ve hadleri uygulamak gibi görevlerle sınırlı değildir. Sahih hadislerden anlaşıldığına göre ve irfan ehli âlimlerin ortaklaşa kabullendikleri ilke üzere kesin ilahi irade gereği, gayb âlemiyle insanlar arasında aracı olması ve ilahi feyzlerin mecrası olması için sürekli olarak bir masum İmam'ın (insan-ı kâmilin) var olması bir zarurettir.
HAKAN AKKUŞ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.