Başkan Kılıç'ın yaptığı, sürpriz değil; adamlık

Ocak 2010'da düğmeye basılan TSK'ya Balyoz indirme serencamını hatırlayın. Genelkurmay Başkanı, Kuvvet komutanları ve ordunun kurmay kadrosu Silivri'ye tıkıldı.Genelkurmay Başkanı ve kurmay kadro, darbecilik ve terör örgütü kurmakla suçlandı, fatura kesildi.  Genelkurmay Başkanı Silivri'ye yollandıktan 1 yıl sonra Başbakan, Genelkurmay Başkanıma terör örgütü mensubu diye tutuklayanları tarih affetmez, çıkışları yaptı.Derken keser döndü, sap döndü; AKP'nin 12 yıldan beri işbirliği içinde olduğu ve işleri birlikte yürüttükleri The Cemaat "paralel yapı" olup çıktı.Başbakan'ın Başdanışmanı "Orduya kumpas kuruldu" diyerek kuyuya bir taş attı. Aynı minval üzere Erdoğan, meydanda gürledi, "Balyoz davasını alelacele hallettiler. Ergenekon'da halen gerekçeli karar hazırlanmadı. Burada bir katakulli olduğu çok açık? Bu davalarda haksızlığa uğrayan insanlar var. Kısacası paralel yapı bu davalarda görevini icra etti" türünden beyanatlarla mangalda kül bırakmadı.Derken AKP döneminin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, bombayı patlattı; balyoz tutuklamalarının Başbakanın talimatıyla yapıldığını ifade ederek "Ergenekon'da Başbakan'ın talimatı hep 'aman ha tutuklansınlar' olmuştur. Başbakan Erdoğan'a rağmen tutuklama olmamıştır. İlker Başbuğ ile ilgili dosya Başbakan'a arz edildi. Başbakanın talimatı 'mutlaka tutuklansın' olmuştur" deyiverdi.Başbakan ise "Emekliliğini isteyen ahlaksız seviyesiz biri diyor ki 'Bu tutuklamayı başbakan istedi' diyor. A'dan Z'ye bunların hepsi yalan. Bunlar takiyeyi, yalanı leblebi çekirdek gibi yerler. Sen benimle kaç kere görüştün. 2-3 kere görüştün. Bunun bedelini ödeyecek" diyerek karşılık verdi, dava açtı.Bu Balyoz serencamı, daha çok su kaldıracağa benziyor.Özel Yetkili Mahkemenin Balyoz kararının Yargıtay tarafından onanmasının ardından hükümlü subaylar,  Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurmuşlardı.Bu Balyoz sürecinin son kertesinde, hükümlü Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp, Mamak Cezaevi'nde geçirdiği beyin kanamasının ardından hayatını kaybetti. Avukatı Şule Nazlı Erol, AYM kararının çabuklaştırılması talebiyle yüksek mahkeme binası önünde "Adalet Nöbeti" tutmaya başladı.Meslektaşları ve adalete duyarlı insanlar, münavebeli nöbete başladılar.Hükümetin, Taksim uygulaması ve sicili göre; yapılması gereken biber gazı sıkmak, TOMA'larla müdahale etmektir.AYM'nin 52. Kuruluş yıldönümü törenlerinde Türk milletinin gözlüne adalet suyu serpen Başkan Haşim Kılıç, devlet adamlığını AYM Nöbeti'nde de gösterdi.AKP yandaşı medya bile, Kılıç sürprizi, diye verdi.Çünkü onlar, biber gazı ve TOMA'ya endeksli çalışıyordu.Başkan Kılıç, Anayasa Mahkemesi önünde başlatılan "Adalet Nöbeti"nin dördüncü gününde, nöbet tutanları makamına davet etti, ağırladı, görüştü, görüş alış-verişinde bulundu. Başkan Kılıç, Balyoz'la ilgili bireysel başvuruların "ivedilikle" karara bağlanacağını söyledi.  Tatlıya bağladı.Avukat Şule Nazlıoğlu Erol, "Asıl çözüm beklediğim yer hükümettir" açıklaması yaptı.Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, olması gereken ve milletin özlediği devlet adamlığını yaşattı. Sürpriz yapmadı.Türkiye işte bu adalet güvenine ve kuşatıcı devlet adamlığına hasret? Örnek davranışınız ile bu hasreti giderdiniz sayın Kılıç, Türk milleti adına şükranlarımı sunuyorum.