"Hüseynî duruş" diye adlandırılan erdemli, onurlu ve delikanlıca duruşu, canı pahasına insanlığa armağan etmiş olan Hz. Hüseyin'in destanlaşan mücadelesini tek cümle ile ifade edersek böyle diyebiliriz:
"Başımı alabilirsiniz ama benden biat alamazsınız."
Nitekim, aile fertlerinden bir çoğunu, kundaktaki çocuğunu şehit vermiş ve en sonunda da başını vermiş ama zalim Yezid'e biat etmemiştir.
Zalimler güruhu, karşısına on binlerce donanımlı askeri yığmışlar, gözdağı vererek, yüreğine korku salarak ondan biat almak istemişler ama asla alamamışlar.
Biat etmek suretiyle bir zalimin işlediği ve daha sonra işleyeceği zulümleri onaylamaktansa zalimlerle mücadele yolunda şehadeti tercih etmiştir.
Vahyin merkezi, vahiy meleği Cebrail aleyhisselam'ın uğrak yeri olan bir evde büyümüş ve "ilim şehrinin kapısı" bir babanın rahle-i tedrisinde yetişmiş, Peygamber kızı bir ananın eğitiminden geçmiş bir delikanlıdan "zalimlere biat etmesini" beklemek elbette beyhude bir bekleyişti ve haliyle boşa çıktı.
Zulmü ve zalimleri baş düşman olarak ilan etmiş olan bir kitabın inzal olduğu bir evin evladından biri olarak Hz. Hüseyin, zulme onay almak için karşısına dikilen on binlere meydan okuyarak, bütün insanlığın iftiharla ve gıpta ile kıyamete kadar okuyacağı bir destan yazmıştır.
Evet, o zalimlere canı pahasına meydan okudu şimdi bizler onun kanı ile, canı ile yazdığı o eşsiz destanı okuyoruz.
"Hüseynî duruş" onun insanlığa armağan ettiği ve dünyalar dolusu altın yığınlarından çok daha kıymetli eşsiz bir hazine ve emsalsiz bir destandır.
Şehadetinin yıldönümünde, yine bir matem ayı Muharrem'de onu ve beraberindeki kutlu şehitler kafilesini minnetle, şükranla ve gıpta ile yad ediyoruz.
On bin sayfayı aşkın onlarca cilt tutan Ehl-i Beyt Külliyatının müellifi Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Kerbela" üzerine yaptığı değerlendirmeler elbette bir birinden değerlidirler, sözün burasında onun makalelerinden sadece birisine bir göz atmakta sayısız faydalar var:
"Kerbela vahşetinin iki yönü vardır.
Bir tanesi, kan ve zulüm yönü, bir diğeri ise o zulüm karşısında sabırla verilen bir mücadele, büyük bir kararlılık ve tahammül, fedakârlık, kahramanlık, şecaat ve bunların yaşandığı anlarda Cenab-ı Hakk'a olan yakınlık ve muhabbet?
En önemlisi ulvi bir nefis muhasebesi?
Resûlullah'ın rıhletinden henüz yarım asır geçmişken meydana gelen bu vahşet, İslam ümmetinin rayından çıkışının da ispatıdır.
Hz. Hüseyin'in canı ile verdiği mücadele, halifeye karşı başlattığı silahlı kıyam, helalin ve haramın birlikte yaşandığı bir zamanda doğruların ortaya çıkması için gerçekleştirilmiştir.
Bilerek ölüme gitmesi, kendisine nasb edilen imamet makamı konusunda halkı ayıktırmak içindir.
İmamet makamının mutlak sahibi olmasından ve kendinin dışındakilerin mutlak bâtılda olmasındandır.
Nasb edilmiş imam olduğunun ispatı, kanı ile verdiği bu mücadele ve şehadetidir."
"Başımı alabilirsiniz ama benden biat alamazsınız."
Nitekim, aile fertlerinden bir çoğunu, kundaktaki çocuğunu şehit vermiş ve en sonunda da başını vermiş ama zalim Yezid'e biat etmemiştir.
Zalimler güruhu, karşısına on binlerce donanımlı askeri yığmışlar, gözdağı vererek, yüreğine korku salarak ondan biat almak istemişler ama asla alamamışlar.
Biat etmek suretiyle bir zalimin işlediği ve daha sonra işleyeceği zulümleri onaylamaktansa zalimlerle mücadele yolunda şehadeti tercih etmiştir.
Vahyin merkezi, vahiy meleği Cebrail aleyhisselam'ın uğrak yeri olan bir evde büyümüş ve "ilim şehrinin kapısı" bir babanın rahle-i tedrisinde yetişmiş, Peygamber kızı bir ananın eğitiminden geçmiş bir delikanlıdan "zalimlere biat etmesini" beklemek elbette beyhude bir bekleyişti ve haliyle boşa çıktı.
Zulmü ve zalimleri baş düşman olarak ilan etmiş olan bir kitabın inzal olduğu bir evin evladından biri olarak Hz. Hüseyin, zulme onay almak için karşısına dikilen on binlere meydan okuyarak, bütün insanlığın iftiharla ve gıpta ile kıyamete kadar okuyacağı bir destan yazmıştır.
Evet, o zalimlere canı pahasına meydan okudu şimdi bizler onun kanı ile, canı ile yazdığı o eşsiz destanı okuyoruz.
"Hüseynî duruş" onun insanlığa armağan ettiği ve dünyalar dolusu altın yığınlarından çok daha kıymetli eşsiz bir hazine ve emsalsiz bir destandır.
Şehadetinin yıldönümünde, yine bir matem ayı Muharrem'de onu ve beraberindeki kutlu şehitler kafilesini minnetle, şükranla ve gıpta ile yad ediyoruz.
On bin sayfayı aşkın onlarca cilt tutan Ehl-i Beyt Külliyatının müellifi Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Kerbela" üzerine yaptığı değerlendirmeler elbette bir birinden değerlidirler, sözün burasında onun makalelerinden sadece birisine bir göz atmakta sayısız faydalar var:
"Kerbela vahşetinin iki yönü vardır.
Bir tanesi, kan ve zulüm yönü, bir diğeri ise o zulüm karşısında sabırla verilen bir mücadele, büyük bir kararlılık ve tahammül, fedakârlık, kahramanlık, şecaat ve bunların yaşandığı anlarda Cenab-ı Hakk'a olan yakınlık ve muhabbet?
En önemlisi ulvi bir nefis muhasebesi?
Resûlullah'ın rıhletinden henüz yarım asır geçmişken meydana gelen bu vahşet, İslam ümmetinin rayından çıkışının da ispatıdır.
Hz. Hüseyin'in canı ile verdiği mücadele, halifeye karşı başlattığı silahlı kıyam, helalin ve haramın birlikte yaşandığı bir zamanda doğruların ortaya çıkması için gerçekleştirilmiştir.
Bilerek ölüme gitmesi, kendisine nasb edilen imamet makamı konusunda halkı ayıktırmak içindir.
İmamet makamının mutlak sahibi olmasından ve kendinin dışındakilerin mutlak bâtılda olmasındandır.
Nasb edilmiş imam olduğunun ispatı, kanı ile verdiği bu mücadele ve şehadetidir."
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Hangi hakla ve ne yüzle? / 14.01.2025
- Bin yalanın ardından… / 13.01.2025
- Gözleri yaş dolu yaşlı insanlar / 12.01.2025
- OĞUL / 11.01.2025
- Aile yılı mı dediniz? Eyvahlar olsun! / 10.01.2025
- Farklı bir ses farklı bir soluk / 08.01.2025
- Sebep ne ki, kimine bin kimine de bir verile? / 07.01.2025
- Hayret! Bunca minareye kılıf mı yetişir? / 06.01.2025
- 2025 geldi hoş geldi / 02.01.2025
- Cümle yolsuzluğu yol eylemişler / 01.01.2025
- Bin yalanın ardından… / 13.01.2025
- Gözleri yaş dolu yaşlı insanlar / 12.01.2025
- OĞUL / 11.01.2025
- Aile yılı mı dediniz? Eyvahlar olsun! / 10.01.2025
- Farklı bir ses farklı bir soluk / 08.01.2025
- Sebep ne ki, kimine bin kimine de bir verile? / 07.01.2025
- Hayret! Bunca minareye kılıf mı yetişir? / 06.01.2025
- 2025 geldi hoş geldi / 02.01.2025
- Cümle yolsuzluğu yol eylemişler / 01.01.2025