Baştan söyleyelim ki, cami olarak değil kilise olarak açabilir.AKP altı yıllık iktidarında kiliselerin tamiratı ve hizmete açılması ile beraber hatırlanır oldu. Belki Cumhuriyet hükümetleri arasında rekor bunlara aittir.Sayın başbakan İspanya seyahatinde kürsüden haykırarak söylemedi mi?Ermenilere jest olsun diye Van/Akdamar kilisesine devlet hazinesinden yaklaşık beş trilyon harcayarak hizmete açtık demedi mi?Benim hacım, hacı bacım bunları da duymamıştır herhalde.İşitme ve algılamada bir maraziyet söz konusu ise yapılacak bir şey kalmıyor.Bu satırların yazarı, 1980 ihtilaline kadar İstanbul'da, Sultanahmet meydanında, Beyazıt meydanında ve taksim meydanında yapılan mitinglere bizzat şahittir. Bu mitinglerin değişmez spikeri Recep Tayyip Erdoğan idi ve değişmez sloganlarından biri de; "Zincirler kırılsın/ Ayasofya açılsın" şeklinde idi. Kürsüye davet edeceği konuşmacıdan önce gür sesi ile okuduğu bir şiirin ardından, mikrofona daha da yaklaşarak bu sloganı patlatır ve ardından meydanlar inlerdi.O mitinglerde; "Zincirler kırılsın/Ayasofya açılsın" diye bağıranların samimi olarak, Fethin sembolü ve Fatih Sultan'ın armağanı olan Ayasofya'nın yüzyıllar boyunca olduğu gibi tekrar cami olması için bağırdıklarına inandım. Fakat kürsüde şiirler okuyarak, kitlelere slogan attırtarak onları coşturan sayın Erdoğan hakkındaki şüphelerim git gide derinleşiyor. Millet cami olarak açılsın diye bağırırken sanki o kilise olarak açılsın diye bağırmış ve bağırtmış.Altı yıllık iktidar sürecine ve son zamanlarda o doğrultudaki beyan ve gayretlerine bakarak diyoruz ki Ayasofya'yı da ancak AKP açabilir ama kilse olarak.Okuyalım:"NEREYE gitmekte olduğumuz artık iyice belirginleşti. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "Lozan Antlaşması delinir" gerekçesiyle Vakıflar Yasa Tasarısı'nı veto ettiğinde, "Sevr paranoyası"na tutulmakla suçlamışlardı adamcağızı...Kimler?Vakıflar Yasası'nın azınlıklara tanıdığı akıl almaz imtiyazlarla Türkiye'nin yabancılara peşkeş çekileceğini göremeyen veya görmek istemeyen gözler...İşte o gafil gözler, Sayın Sezer'in veto ettiği Vakıflar Yasa Tasarısı'nı TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşerek, aynen kabul ettiler.Tasarı, Meclis Genel Kurulu'na inmek için gün sayıyor. Gerisi kolay. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yıldırım hızıyla onaylayacağı tasarı, Resmi Gazete'de yayınlanarak yasalaşacak.Böylece yabancılar, Türkiye'de yeni vakıf kurabilecek. Vakıflar, izin almadan mal edinebilecek, malları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilecek.Cemaat vakıflarının taşınmazları iade edilecek.Vakıflar, uluslararası faaliyet ve işbirliğinde bulunabilecek, yurtdışında şube ve temsilcilik açabilecek, üst kuruluş kurabilecek ve yurtdışında kurulan kuruluşlara üye olabilecek.Yurtiçi ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan, ayni ve nakdi bağış ve yardım alabilecek, yurtiçi veya yurtdışındaki benzer amaçlı vakıf ve derneklere ayni ve nakdi bağış ve yardımda bulunabilecek. Amacını geliştirmeye yardımcı olmak veya gelir sağlamak amacıyla vakıflar, iktisadi işletme ve şirket kurabilecek, kurulmuş şirketlere ortak olabilecek. Geleceğimiz tehlikedeBU ne demektir biliyor musunuz?Yabancıların mülk edinmesini sağlayan yasa sayesinde yabancılar tarafından parsellenen Türkiye, Vakıflar Yasası sayesinde tümüyle işgal edilecek demektir.Yani Vakıflar Yasası, "Türkiye'yi işgal etme projesi"dir.Bunları, Cumartesi gecesi telefonla katıldığımız Meltem TV'nin "Diyalog" programında da söyledik.Vakıflar Yasası ile sadece Lozan delinmekle kalmıyor, Sevr'den de öte hükümler getiriliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve geleceği tehlikeye atılıyor.Lozan yerine Sevr mi?VAKIFLAR Yasa Tasarısı TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilirken, Yunanistan Başbakanı Kosta Karamanlis Türkiye'yi ziyaret ediyor.Zamanlama da ilginç değil mi?Yunanistan Başbakanı Karamanlis, "Heybeliada Ruhban Okulu açılsın" diye emrediyor. Sayın Başbakanımızın cevabı hazır:"1972'ye kadar açıktı, değerlendiriyoruz, karar vereceğiz."Karamanlis, Patrikhane'nin merkezinin Türkiye olması gerektiğini söylüyor. Sayın Başbakanımız, "Ekümeniklik Ortodoksların iç sorunudur" deyiveriyor. Yani, "Ortodokslar iç sorunlarını halletsin, biz patrikhaneye ekümeniklik tanırız" demeye getiriyor.Ruhban okulu açılacak, patrikhaneye ekümeniklik verilecek... Ne kaldı geride? Ayasofya... Rum-Yunan lobisi Ayasofya'nın kilise yapılması için 1 milyon imza toplamaya karar vermedi mi?Türkiye'nin "kırmızı çizgileri"ne ne oldu?Türkiye'nin tapusu olan Lozan Antlaşması rafa kalkıyor ve yerine Sevr mi geliyor?" (Sırrı Yüksel Cebeci; Tercüman,28 Ocak 08).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025