Siz bu yazıyı okurken sabotaja uğramamışsa, gece yarısından itibaren Suriye'de ateşkes resmen yürürlüğe girmiş olacak.
3 milyondan fazla Suriyelinin Avrupa'ya geçmemesi için NATO'yu Ege'ye diken Batılı devletler, Türkiye'nin sırtlandığı bu sığınmacı yüküne ortak olmaya hiç de niyetli değiller.
Sığınmacı akınına engel olunması karşılığında 3 milyar euro yardım sözü ve Türklerin AB'de serbest dolaşımı da dahil, Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye verdiği sözlerin tutulacağını zanneden herkes, büyük bir aldanış içersinde.
"Brüksel Türklere tutamayacağımız veya tutmak istemediğimiz sözler veriyor" diyen Macaristan Başbakanı Victor Orban çok açık konuşuyor ve "Türkiye'den yüz binlerce mülteciyi alıp AB ülkeleri arasında dağıtma planı hayalden ibaret. Bu anlaşmanın altına imzamı atarsam beni Budapeşte'de bayrak direğine bağlarlar" diyor.
Yani sayıları artmaya devam eden Suriyeli sığınmacılar Türkiye'nin yükü olmaya devam edecek.
Resmi rakamlara göre Türkiye, sığınmacılar için yaklaşık 10 milyar dolar harcadı. Bu sadece sığınmacılar için harcanan para.
Ya isyancılara verilen TIR TIR desteklerin tutarı ne kadar?
Tam olarak bilemiyoruz ama Türkiye'nin bir 10 milyar dolar da bunun için harcamış olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Suriye krizi yüzünden Türkiye'ye ödediği bedel, şüphesiz sadece parasal değil, aynı zamanda başka sorunlarla da yüzleşmek zorunda kaldı ülkemiz.
En önemlisi de terör saldırılarındaki artış.
Türkiye'nin kalbi mesabesindeki Ankara defalarca terör saldırısına maruz kaldı. Tüm Türkiye genelinde yaşanan terör saldırılarında asker, polis ve sivil can kayıplarımız büyük oldu.
Her ne kadar hükümet övünç vesilesi saysa da, nüfusundan çok daha fazla Suriyeli sığınmacıyı ağırlayan Kilis ilimiz gibi, Suriyelilerin adeta işgal ettiği kentlerimizde değişen demografik yapı, telafi edilmesi zor, belki de imkânsız ahlaki çöküntüyü de beraberinde getiriyor.
Suriye krizinin Türkiye'ye ödettiği ve ödeteceği bedelleri daha da sayabiliriz, ama gereği yok.
Bütün bu gerçekler, Suriye'de zor da olsa sağlanan ateşkesin çıkarlarına hizmet eden ülkelerden birinin Türkiye olduğunu gösteriyor.
AKP hükümeti, sadece Türkiye'nin çıkarları için iş görüyor olsa, bu gerçeğe göre açıklamalarda bulunur ve Davutoğlu'nun ifade ettiği, 'Türkiye'nin güvenliği söz konusu olduğunda bu ateşkes bizim için bağlayıcı değildir' gibi cümleler kurmak yerine ateşkese uyulmasını desteklemek için elinden geleni yapar.
Kimsenin ortak olmadığı sırtındaki sığınmacı kamburundan Türkiye'nin kurtulması için yegâne yol, ateşkesin Suriye'de sürdürülebilir kılınmasıdır.
Rusya'dan "Suriye'de ateşkes kararı Türkiye'nin pozisyonu ve çıkarları da düşünülerek alındı" açıklaması geldi.
5 yıldır Suriye konusunda takip ettiği politikaların tamamı yanlış olan AKP hükümeti, bıçak kemiğe dayandığı bu son noktada umarım yanlış değil, ateşkese tam destek vererek doğru yapmayı seçer.
Aksi takdirde bu son yanlışın bedeli çok daha ağır olacaktır.
3 milyondan fazla Suriyelinin Avrupa'ya geçmemesi için NATO'yu Ege'ye diken Batılı devletler, Türkiye'nin sırtlandığı bu sığınmacı yüküne ortak olmaya hiç de niyetli değiller.
Sığınmacı akınına engel olunması karşılığında 3 milyar euro yardım sözü ve Türklerin AB'de serbest dolaşımı da dahil, Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye verdiği sözlerin tutulacağını zanneden herkes, büyük bir aldanış içersinde.
"Brüksel Türklere tutamayacağımız veya tutmak istemediğimiz sözler veriyor" diyen Macaristan Başbakanı Victor Orban çok açık konuşuyor ve "Türkiye'den yüz binlerce mülteciyi alıp AB ülkeleri arasında dağıtma planı hayalden ibaret. Bu anlaşmanın altına imzamı atarsam beni Budapeşte'de bayrak direğine bağlarlar" diyor.
Yani sayıları artmaya devam eden Suriyeli sığınmacılar Türkiye'nin yükü olmaya devam edecek.
Resmi rakamlara göre Türkiye, sığınmacılar için yaklaşık 10 milyar dolar harcadı. Bu sadece sığınmacılar için harcanan para.
Ya isyancılara verilen TIR TIR desteklerin tutarı ne kadar?
Tam olarak bilemiyoruz ama Türkiye'nin bir 10 milyar dolar da bunun için harcamış olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Suriye krizi yüzünden Türkiye'ye ödediği bedel, şüphesiz sadece parasal değil, aynı zamanda başka sorunlarla da yüzleşmek zorunda kaldı ülkemiz.
En önemlisi de terör saldırılarındaki artış.
Türkiye'nin kalbi mesabesindeki Ankara defalarca terör saldırısına maruz kaldı. Tüm Türkiye genelinde yaşanan terör saldırılarında asker, polis ve sivil can kayıplarımız büyük oldu.
Her ne kadar hükümet övünç vesilesi saysa da, nüfusundan çok daha fazla Suriyeli sığınmacıyı ağırlayan Kilis ilimiz gibi, Suriyelilerin adeta işgal ettiği kentlerimizde değişen demografik yapı, telafi edilmesi zor, belki de imkânsız ahlaki çöküntüyü de beraberinde getiriyor.
Suriye krizinin Türkiye'ye ödettiği ve ödeteceği bedelleri daha da sayabiliriz, ama gereği yok.
Bütün bu gerçekler, Suriye'de zor da olsa sağlanan ateşkesin çıkarlarına hizmet eden ülkelerden birinin Türkiye olduğunu gösteriyor.
AKP hükümeti, sadece Türkiye'nin çıkarları için iş görüyor olsa, bu gerçeğe göre açıklamalarda bulunur ve Davutoğlu'nun ifade ettiği, 'Türkiye'nin güvenliği söz konusu olduğunda bu ateşkes bizim için bağlayıcı değildir' gibi cümleler kurmak yerine ateşkese uyulmasını desteklemek için elinden geleni yapar.
Kimsenin ortak olmadığı sırtındaki sığınmacı kamburundan Türkiye'nin kurtulması için yegâne yol, ateşkesin Suriye'de sürdürülebilir kılınmasıdır.
Rusya'dan "Suriye'de ateşkes kararı Türkiye'nin pozisyonu ve çıkarları da düşünülerek alındı" açıklaması geldi.
5 yıldır Suriye konusunda takip ettiği politikaların tamamı yanlış olan AKP hükümeti, bıçak kemiğe dayandığı bu son noktada umarım yanlış değil, ateşkese tam destek vererek doğru yapmayı seçer.
Aksi takdirde bu son yanlışın bedeli çok daha ağır olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024