"Asker dinsizdir" diyenler hangi dindendir acaba' 

'Size -asker dinsizdir- diyeceklerdir. Hayır! Asker dinsiz değildir. Bu asker Hacı İsmail Efendi'lerin torunlarıdır.. Ben dindarım, arkadaşlarım da dindardır. Size -asker türbana karşıdır- diyeceklerdir. Hayır! Asker türbana karşı değildir, türbanı kullananlara karşıdır.' Bu sözler Org. Edip Başer'e ait. Paşanın 2. Ordu komutanı iken sanırım 2002 yılındaydı, bir köy okulu açılışında sarfettiği sözlerden hatırladıklarım. Bu sözlerin söylenmesinin üzerinden fazla bir zaman geçmeden teamüllere göre Kara Kuvvetleri Komutanı olması beklenirken emekliye sevkedilen Edip Başer Paşa'nın cümleleri?Din üzerinden 'rant' hesapları yapanların kovanına yukarıdaki sözlerle çomak sokan Başer Paşa'nın... Hani bazılarının bugünlerde bilmeden, incelemeden PKK Koordinatörü yaftası yapıştırdığı Paşanın... (Bu konuya başka bir yazıda değineceğim). Hatırlamak gerek, 'bazı kaynaklar' Başer Paşa'nın bu duruşundan rahatsız olan çeşitli güç odaklarının atamalar öncesi üçlü koalisyona Paşanın 'emekli olması' yönünde baskı yaptığını belirtmişlerdi. Bunların doğruluğunu bilemem. Ama şunu iyi biliyorum ki paşanın o sözleri Ordu'nun 'din' ve 'başörtüsü' düşmanı olduğu söylentisinin yayılmaya çalışıldığı  ve bundan siyasi rant elde etmek isteyenlerin olduğu  bir seçim öncesi ortamda söylenen anlamlı, dikkate değer, ibret vesikası sözlerdir. Neden ibret vesikası diyorum? O günlerde ordu üzerinden 'başörtüsü siyaseti' yapanların iktidara geldikten sonra gerçekte türban gibi bir 'hassasiyetlerinin' olmadığını o zamanlar Kadıköy İHL'nin bahçe demirlerine 'başörtüsü zulmü' sloganıyla kendisini zincirleyen kızlar dahi anladılar. Olayın senaristleri ve baş aktörleri (AKP- Bkz. Abant Kabinesi Partisi) şimdilerde iktidardalar ve bugünlerde ABD ve İsrail ile kapalı kapılar arkasında 'stratejik ortaklık' imzaları atıyorlar. Aynı 'Hocaları' gibi..3 Kasım 2002 öncesi 'zincire bağlanan kızlar' ise son zamanlarda yine aynı nakaratı söylüyorlar:Kullanıldık!Maalesef onları kullananlar bu aralar yine el altından 'orduyu' hedef gösteriyor ve yine milleti aynı oyunlara çekmeye çalışıyorlar. İşte bu oyunu çok önceleri fark etmiş olan gerçek vatansever Prof. Dr. Haydar Baş, milli duruşunun gereği olarak 'asker dinsizdir ve din düşmanıdır' propagandasına karşı yıllardır 'Hayır benim Askerim dinsiz değil dindardır. Atatürk de böyledir. Benim ordum İslam'a bayraktarlık etmiş yüce milletimin şerefli ordusudur. Benim ordum dünyanın en güçlü ordusudur ve bunun korunması için gereken ne varsa yapılacaktır' mesajını veriyor.Kime karşı?'Dinsiz asker-dindar millet' ayrımı yaparak bu milleti askerine düşman etmek ve bölmek isteyen 'içerideki ve dışarıdaki' bazı güç odaklarına karşı.  İşte bu güç odakları şimdilerde İsmailağa vb. gibi suni gündemler oluşturuyor. Neden mi?Millet Askeri ile kucaklaştı da ondan. Bundan müthiş rahatsızlar da ondan. El altından tekrar "Bu olayların müsebbibi askerdir. Zaten asker de din düşmanıdır" propagandası pompalanıyor. Hem de okyanus ötesinde sürekli ağlayan 'Hocaefendi've 'avanesi' desteğiyle. Ama tutmadı, artık tutmayacak. Kucaklaşma gerçekleşmiştir.İşte bu kucaklaşmaya vesile olan lider sadece Prof. Haydar Baş'tır. Hem de ne pahasına biliyor musun ey okuyucu?Sanırım canı pahasına?