Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin katılımıyla asgari ücrete ek zammı görüşmek üzere bugün toplanacak.
Malum, komisyonda, işçileri temsilen Türk-İş'ten 5 kişi, işverenleri temsilen TİSK'ten 5 kişi, hükümet yetkililerinden de 5 kişi toplam 15 kişi bulunuyor.
İşin garip tarafı şu: Bugün ülkemizde 7 milyon ailenin geliri açlık sınırının altında konumlanan 'asgari ücret' iken, bu asgari ücreti belirleyen bu 15 kişinin hiçbirinin geliri asgari ücret değil.
Bence, "Neden asgari ücret hep açlık sınırının altında kalıyor?" sorusunun cevabı da burada saklı; atalarımız ne demiş, "Tok açın halinden anlamaz."
Asgari ücret, 2021 yılında brüt 3 bin 577 lira, net 2 bin 825 lira idi. 2022 yılı başında yüzde 50'lik bir artışla brüt 5 bin 4 lira, net 4 bin 253 liraya çıkartıldı.
Çıkartıldı çıkartılmasına ama daha yılbaşı gecesi yağan zam sağanağı ile daha vatandaşın cebine girmeden asgari ücret buhar oldu, yine açlık sınırının altına düştü.
Şimdi asgari ücrete ek zam için görüşmeler bugün başlayacak ama açıklamalara göre karar bugün açıklanmayacak. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Çalışma Bakanım, Asgari Ücret Tespit Komisyonuyla bir araya gelecekler ve bu çalışmayı da bu hafta sonuna varmadan inşallah bitirecekler" ifadelerini kullanmıştı.
Asgari ücretle ilgili yapılan yorumlarda, konuşulanlar var, beklentiler var ve de açlık-yoksulluk rakamlarına göre değerlendirmeler var. Daha somut ifadeyle; 5 bin lira olur diyenler var, hükümete yakın medya organlarında 6 bin lira olur diyenler var, komisyonda işçileri temsil eden Türk-İş'in açlık yoksulluk sınırı çalışması var.
Türk-İş dün Haziran ayına ilişkin "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması"nın sonuçlarını açıkladı. Buna göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 6 bin 391 liraya, yoksulluk sınırı ise 20 bin 818 liraya yükseldi.
Bildiğiniz gibi açlık sınırı, 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını; yoksulluk sınırı ise, gıda ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarını ifade ediyor. Türk-İş, bekar bir işçinin tek başına yaşama maliyetini ise aylık 8 bin 313 lira olarak belirledi.
Ama ne hikmetse, ben hiçbir hikmetinin olduğunu da düşünmüyorum, asgari ücret ne yoksulluk sınırına göre ne de işçinin yaşam maliyetine göre belirleniyor.
Her seferinde, komisyon her toplandığında taraflar açlık sınırının bir tık üstünde bir maaşa evet diyor, milyonlarca işçi ailesi yine sürünmeye devam ediyor.
Yazımın başlığında çok net bir şekilde, "Asgari ücreti 6 bin 500 TL yapacaklar" dedim, "Bu kadar nasıl emin olabiliyorsun?" diye sorabilirsiniz, haklısınız.
Emin olmamın nedeni, bugüne kadar aldıkları kararlarla alakalı.
Dedik ya, hep Türk-İş'in açıkladığı 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının bir tık üstü olarak belirliyorlar diye, aynen öyle; Türk-İş açlık sınırını ne olarak açıklamıştı, 6 bin 391 lira, bunun bir tık üstü ne yapar, 6 bin 500 lira… İşte bu sebeple asgari ücreti 6 bin 500 TL yapacaklar ve bunu da çok büyük bir iş yapmışlar gibi lanse edecekler.
Halbuki yaptıkları şey, 6 aydır yüksek enflasyon karşısında eridikçe eriyen asgari ücretin alım gücünü yeniden, 1 Ocak 2022 sabahındaki seviyesine getirmek. O da TÜİK'in verilerine göre… Bundan sonra yılsonuna kadar asgari ücret erimeye devam edecek, işçi aileleri yine mağdur…
Mevcut durumu değerlendirdikten sonra, dilerseniz bir de asgari ücretin gerçekten olması gereken seviyesinden bahsedelim.
Ülkemizde, bir asgari ücretli, ortalamada 3 kişiye bakmakla yükümlü. Yani asgari ücret dediğimiz zaman, 4 kişilik bir ailenin aylık gelirinden bahsediyoruz.
Elbette ki bu aile elde edilen gelirle sadece karnını doyurmayacak, kirası var, faturaları var, ulaşımı, iletişimi var, eğitim ve sağlığı var…
Yani asgari ücret açlık sınırı seviyesinde değil, en az yoksulluk sınırı seviyesinde olması gerekiyor. Türk-İş'in yoksulluk sınırı verilerine göre bu rakam en az 20 bin 818 liradır. Mevcut ekonomik sistemde, bu rakamı ne işveren verebilir, ne de hükümet bunu sübvanse edebilir.
Bu sebeple Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, "Ekonomik sistemin değişmesi lazım, sistem olarak Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamamız lazım" demektedir.
MEM'de, asgari ücretin yoksulluk sınırının üstüne çıkartılması bir sosyal devlet projesidir. Bunun bir kısmını işveren verecektir ama büyük bir kısmını, devlet ürettiği yeni gelir kalemleriyle sübvanse edecektir.
Örneğin asgari ücret yoksulluk sınırı olan 20 bin liraya yükseltilirse, bunun 5 bin lirasını işveren, 15 bin lirasını devlet verecek. Bunun kaynağı için MEM, birçok yeni gelir kalemini bilimsel gerçeklerle, formülüne varıncaya kadar saymaktadır.
Yazımızı BTP lideri Hüseyin Baş'ın şu cümleleriyle bitirelim:
"Biz 30 yaşında kalktık Türkiye'yi dolaşıyoruz Mevzu Ekonomi diyerek. Size şu anda hangi siyasi parti lideri ekonomiyi anlatıyor, ekonomiye dair çözüm anlatıyor ve Türkiye'nin asıl sorununun ekonomi olduğunu anlatıyor? Hiç kimse anlatmıyor! Hangi birisi, sizin herhangi bir meselenizi çözebilir. Niye anlatmıyorlar, bilmedikleri için anlatmıyorlar. Adam ekonomiyi bilmiyor ki, ne söyleyecek ekonomiyle ilgili!"
"Bağımsız Türkiye Partisi'nin arkasında Haydar Hocanın fikri var. Bağımsız Türkiye Partisi'nin arkasında Haydar hocanın zikri var, söylemi var."
"Biz diyoruz ki, 'Bu ülkenin ne kadar zenginliği varsa, bu ülkenin ne kadar üretim gücü varsa bu bizim elimizde kalacak ve bu milletin faydasına işleyecek. Ne kadar fabrika özelleştirildiyse geri alacağız, ne kadar fabrika kapatıldıysa tekrar açacağız, ne kadar madenin varsa milletin lehine biz kullanacağız."
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025