AKP hükümeti, sahip olduğu kapitalist ekonomi bakış açısıyla ekonomiyi yanlış okumaya devam ediyor.
Ülkemizde dolar kuru artışı, faiz yükü, hammaddede, enerjide, ara mallarında hatta nihai ürünlerde ithalatçı bir politika izlenmesi, yüksek vergiler ve daha nice yanlışlar sebebiyle maliyet kaynaklı bir enflasyon olmasına rağmen, hala inatla ve ısrarla talep enflasyonu varmış gibi politikalar üretiyor.
Enflasyonun sebebi "talep" kabul edilince, doğal olarak talebi baskılamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Açlık sınırında konumlanmış olan ve hatta nisan ayından itibaren açlık sınırının altına düşen asgari ücrete ara zam planlamıyorlar. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan da söyledi, Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan da söyledi.
Emekliler seyyanen zam bekliyorlardı, buna da 'hayır' dendi ve sadece TÜİK'in açıkladığı resmi enflasyon oranında bir enflasyon farkı ekleneceği belirtildi. O da yine kök aylıklara. Yani milyonlarca emeklinin maaşı temmuzda yapılan enflasyon farkı zammından sonra da yine en düşük maaş olan 10 bin lira olmaya devam edecek.
Her zaman ifade ediyoruz; açlık sınırının Türk-İş'in nisan verilerine göre 17 bin 725 liraya yükseldiği bir atmosferde 17 bin liralık bir asgari ücret ya da 10 bin liralık bir emekli maaşı nasıl bir talep enflasyonu oluşturabilsin? Bu açlığa mahkum edilmiş olan vatandaşlarımız karınlarını doyuramıyor ki, enflasyona sebep olsunlar.
Ülkemizdeki enflasyonun talep kaynaklı olmadığını başka bir örnekle daha izah etmeye çalışalım.
1 Ocak 2024 itibarıyla zamlı haliyle asgari ücret ne kadardı? 17 bin lira. Bugün 3 Nisan, asgari ücret ne kadar? Yine 17 bin lira. TÜİK'in verilerine göre, aylık enflasyon ocak ayında yüzde 6,5, şubatta yüzde 4,53 ve mart ayında da yüzde 3,16 oldu.
Enflasyon yılın ilk 3 ayında toplamda yüzde 15,06 oranında artmış. Peki, asgari ücret ne kadar artmış yüzde 0. Asgari ücret hiç artmadığı halde enflasyon artıyorsa, yaşadığımız enflasyona nasıl 'talep kaynaklıdır' diyebilirsiniz?
Yaşanan bu enflasyona talep enflasyonu demek; akılsızlıktır, mantıksızlıktır, aptallıktır, ahmaklıktır…
Ülkemizdeki enflasyonist ortamda, ülkeyi yönetenler itibarlarından, lüks hayatlarından tasarruf etmezlerken, vatandaşlara olan yükleri katlanarak artarken, bankalar kâr üstüne kâr açıklarken, yandaşlar aldıkları ihalelerle mutluluklarına mutluluk katarken, yabancılar millete ait olan maden kaynaklarını daha fazla hortumlarken… Birilerinin kalkıp da enflasyonun artış nedenini dar gelirlinin maaşındaki artış olarak göstermesi kesinlikle art niyetlidir.
Millet olarak artık bu oyunlara kanmamalıyız. Talep enflasyonu var diyerek sizi soyuyorlar, yaptıkları bütün yanlışların faturasını sizin sırtınıza yıkıyorlar.
Nisan itibarıyla asgari ücret, açlık sınırının 725 lira altına düştü. Peki, kalan 8 ay ne olacak? Eğer herhangi bir zam yapılmazsa, yıl sonuna doğru açlık sınırının yarısı kadar olan bir asgari ücreti göreceğiz.
Yerel seçimlerden ders almamış bir ekonomi yönetimi, bir hükümet var.
Özellikle hükümete oy veren milyonlarca vatandaşın sandığa gitmemesinin, iktidar partisini ikinciliğe düşürmesinin sebebi yaşadıkları ekonomik zorluklardı.
Emekliler, asgari ücretliler, işsizler, esnaf, iş adamları ve daha niceleri istediklerini alamadılar ve hükümeti sandıkta cezalandırdılar. Yerel seçimlerdeki sonucu geçim belirledi ve seçmen, sorunlara çözüm üretmediği için iktidarı cezalandırdı. Bundan sonraki süreçte artık iktidar olmak isteyenler, ekonomik bir çözümleri yoksa o koltukta fazla duramayacaklar.
Kalıcı bir iktidar ancak, yapısal ve kalıcı çözümle mümkün olacak.
Yerel seçimlerde iktidara olan tepki, ana muhalefeti ön plana çıkardı ama ana muhalefet bir çözüm sunamazsa –ki pek çözüm sunabilecek gibi gözükmüyor- yaşadıkları zafer sarhoşluğu çok kısa ömürlü olacaktır.
Milletimizin sorunlarına ta kurulduğundan beri çözüm üreten ve bunun kitabını yazan tek siyasi hareket Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
BTP'nin Ebedi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli dünyada eşi ve benzeri olmayan mükemmel bir modeldir.
Hakkında 10 uluslararası kongre yapılan ve 2008 krizinde Batılı ülkeler de dahil 120'yi aşkın ülkenin tüketimi teşvik projelerini hayata geçirdiği Milli Ekonomi Modeli, milletimizin aradığı ve iktidara taşıdığı takdirde asla bırakmayacağı bir modeldir.
Bu eşsiz modelle buluşmak için Bağımsız Türkiye Partisi'ne (BTP) ve lideri Hüseyin Baş'a fırsat vermeliyiz.
- ‘Bugün ithal ettiğin et, yarını yok eder’ / 22.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024