‘And olsun ki, bunun ötesi cennet’
Yaralandığında Hz. Ali’nin yanında bulunan Asbag anlatıyor: "Mü’minlerin Emiri, bir yastığa dayanmıştı. Pek çok kan zayi etmişti, yüzü sararmıştı. Eğilip yüzünü öptüm, ağladım. ‘Ey Asbag, ağlama, and olsun Allah’a, bunun ötesi cennet’ dedi"
21.02.2025 12:03:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Nubate oğlu Asbag der ki:
"Hz. Ali yaralanınca ben, Haris ve Süveyd, bir toplulukla gittik. İçeriden ağlama sesleri geliyordu. Biz de ağlamaya başladık. Hz. Hasan kapıdan çıktı, 'Mü'minlerin Emiri, evlerinize gitmenizi emretti' dedi. Topluluk dağıldı, yalnız ben kaldım. Derken içeride ağlama sesleri fazlalaştı ben de dayanamayıp ağlamaya başladım. Hz. Hasan gene çıktı, 'Size evlerinize gidin demedim mi' dedi.
'Vallahi ey Resûlullah'ın oğlu, Mü'minlerin Emiri'ni görmeden ayaklarım gitmiyor' dedim, tekrar ağlamaya başladım. Hz. Hasan eve girdi, pek fazla durmadan dışarıya çıktı, 'gir' dedi.
Huzuruna girdim. Mü'minlerin Emiri, bir yastığa dayanmıştı. Başına bir sarı bez bağlanmıştı. Pek çok kan zayi etmişti, yüzü sararmıştı. Yüzü mü daha sarı, başına bağlanan bez mi daha sarı, fark edemedim. Eğilip yüzünü öptüm, ağladım.
'Ey Asbag, ağlama, and olsun Allah'a, bunun ötesi cennet' dedi. 'Ben, sana feda olayım, gerçekten de biliyorum, vallahi sen cennete gideceksin fakat ben seni kaybediyorum, senden ayrılıyorum diye ağlıyorum ey Mü'minler Emiri' dedim."
Kutbüddin Said ibn-i Hibetullahi'r-Ravendi, "Kitab'ül-Haraic"de Hamık oğlu Amr'dan rivayet eder:
"Yaralandıktan sonra Hz. Ali'nin huzuruna girdim. Bir şey yok, bir yaradan ibaret dedim. Hz. Ali, 'Ömrüme and olsun, sizden ayrılıyorum' buyurdu. Sonra kendinden geçti. Ümmü Külsüm ağlamaya başladı. Kendine gelince, 'Ey Ümmü Külsüm, beni incitme. Gördüklerimi bir görseydin. Yedi göğün meleklerini görüyorum, birbirinin ardınca durmuşlar; Peygamber (s.a.a.), gel ya Ali, karşındaki âlem, bulunduğun âlemden daha hayırlıdır, diyorlar' dedi."
İbn-i Esir'in rivayetine göre Zimur oğlu Amr, Hz. Ali'nin yanına girmiş, "Ey Mü'minlerin Emiri, yaranı göreyim" deyip bağı çözmüş, yarayı gördükten sonra da "hiçbir şey değil" demiştir. Hz. Ali, "Ben sizden ayrılıyorum" deyince Ümmü Külsüm ağlamaya başlamış, Hz. Ali, "Sus, benim gördüklerimi görseydin ağlamazdın" demişti.
Amr, "Ne görüyorsun ey Mü'minlerin Emiri" deyince, Hz. Ali, "Şunlar, bölük bölük melekler, şunlar da peygamberler... İşte Muhammed (s.a.a.); diyor ki: Ya Ali, müjde olsun sana, geleceğin yer bulunduğun yerden hayırlıdır."
Şeyh Ebu Ca'fer Tusi de bunu "Emali" kitabında zikreder.
"Hz. Ali yaralanınca ben, Haris ve Süveyd, bir toplulukla gittik. İçeriden ağlama sesleri geliyordu. Biz de ağlamaya başladık. Hz. Hasan kapıdan çıktı, 'Mü'minlerin Emiri, evlerinize gitmenizi emretti' dedi. Topluluk dağıldı, yalnız ben kaldım. Derken içeride ağlama sesleri fazlalaştı ben de dayanamayıp ağlamaya başladım. Hz. Hasan gene çıktı, 'Size evlerinize gidin demedim mi' dedi.
'Vallahi ey Resûlullah'ın oğlu, Mü'minlerin Emiri'ni görmeden ayaklarım gitmiyor' dedim, tekrar ağlamaya başladım. Hz. Hasan eve girdi, pek fazla durmadan dışarıya çıktı, 'gir' dedi.
Huzuruna girdim. Mü'minlerin Emiri, bir yastığa dayanmıştı. Başına bir sarı bez bağlanmıştı. Pek çok kan zayi etmişti, yüzü sararmıştı. Yüzü mü daha sarı, başına bağlanan bez mi daha sarı, fark edemedim. Eğilip yüzünü öptüm, ağladım.
'Ey Asbag, ağlama, and olsun Allah'a, bunun ötesi cennet' dedi. 'Ben, sana feda olayım, gerçekten de biliyorum, vallahi sen cennete gideceksin fakat ben seni kaybediyorum, senden ayrılıyorum diye ağlıyorum ey Mü'minler Emiri' dedim."
Kutbüddin Said ibn-i Hibetullahi'r-Ravendi, "Kitab'ül-Haraic"de Hamık oğlu Amr'dan rivayet eder:
"Yaralandıktan sonra Hz. Ali'nin huzuruna girdim. Bir şey yok, bir yaradan ibaret dedim. Hz. Ali, 'Ömrüme and olsun, sizden ayrılıyorum' buyurdu. Sonra kendinden geçti. Ümmü Külsüm ağlamaya başladı. Kendine gelince, 'Ey Ümmü Külsüm, beni incitme. Gördüklerimi bir görseydin. Yedi göğün meleklerini görüyorum, birbirinin ardınca durmuşlar; Peygamber (s.a.a.), gel ya Ali, karşındaki âlem, bulunduğun âlemden daha hayırlıdır, diyorlar' dedi."
İbn-i Esir'in rivayetine göre Zimur oğlu Amr, Hz. Ali'nin yanına girmiş, "Ey Mü'minlerin Emiri, yaranı göreyim" deyip bağı çözmüş, yarayı gördükten sonra da "hiçbir şey değil" demiştir. Hz. Ali, "Ben sizden ayrılıyorum" deyince Ümmü Külsüm ağlamaya başlamış, Hz. Ali, "Sus, benim gördüklerimi görseydin ağlamazdın" demişti.
Amr, "Ne görüyorsun ey Mü'minlerin Emiri" deyince, Hz. Ali, "Şunlar, bölük bölük melekler, şunlar da peygamberler... İşte Muhammed (s.a.a.); diyor ki: Ya Ali, müjde olsun sana, geleceğin yer bulunduğun yerden hayırlıdır."
Şeyh Ebu Ca'fer Tusi de bunu "Emali" kitabında zikreder.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.