Ayette şöyle buyuruluyor: "... Namaz kılarlar...". İlk olarak namazı kılacaksın. Hakikaten gönül boyutunda yüce yaratıcı ile irtibatını kurup eğer alış veriş yapabiliyor isen, o namazdan ciddi derecede istifade edip feyz alabileceksin ve o namaz sana gerçek kulluğu öğretecek ve Rabb'ı tanıtacaktır. Hem Alemlerin Rabb'ını, hem kulu tanıtacaktır. Yine, "...Kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda infak ederler."Ayet şöyle devam ediyor: "İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır." (Bakara,2/5). Bu sıralamadan da görüldüğü gibi Cenab-ı Hak, ortaya bir model koyuyor. Buna göre insan kendini yargılayabilir. Hangi derecede bir imana malik olduğuna dair notunu kendi kendine çok rahat verir. Ölçü Kur'an ayetleridir. Bir sonraki ayette şöyle buyuruluyor: "Gerçek şu ki; kâfir olanları (azap ile) korkutsan da, korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler." (Bakara, 2/6). İnsan kendine soracak;"Allah bana şu yaptığım iş mukabilinde şu mükafatı verecek. Yapmam gerekeni yapmadığım zaman da şu cezayı verecek." Bu soruları sorduğun zaman eğer hakikaten alacağın cezanın mukabilinde tüylerin diken oluyorsa, bil ki çok iyi iman ehlisin. Ama aşırı günah yaptın, hiç kılın kıpırdamadı ise, bil ki sen kaygan bir zemin üzerindesin. İmanın aksiyon haline gelmesi budur. Kendini yargılayacaksın. Hesaba çekeceksin. "Hesaba çekilmeden evvel hesaba çekiliniz" hadisi var ya. Birisi sana gelip, "Niye bunu böyle yapıyorsun? Ahiret hayatı var. Hesap var" da diyebilir. Bu muhasebeyi kendi kendine sen de yapabilirsin.Peki bazı insanlar niye korkmazlar? Allah bu konuda şöyle buyuruyor: "Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır." (Bakara, 2/7). Ayette ifade edilen şudur. Bakarsın, baktığın şeyi görmezsin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.