Resûlullah (s.a.a.) cehennem ateşinin şiddetiyle ilgili olarak buyurdu ki: "Bu yaktığınız ateş, cehennem ateşinin yetmiş parçasından bir parçadır." "Vallahi, bu ateş de yeter, ey Allah Resûlü!" dediler. Şöyle buyurdu: "Cehennem ateşi, öbüründen altmış dokuz parça fazladır. Her parçanın sıcaklığı, bu (dünya ateşi) kadardır." (Mâlik, cehennem 1, s.994; Buhârî, bed'ul-halk 10, IV, 90 ve Müslim, cennet 30, s.2184). "Cehennemin ateşi bin yılda yakıldı, sonunda kıpkırmızı kesildi. Bin yıl daha yakıldı, bembeyaz kesildi. Bin yıl daha yakıldı, simsiyah oluverdi. Şimdi kapkaranlıktır." (Mâlik, cehennem 2, s.994). Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraberdik, bir düşme sesi duydu ve sordu: "Bu nedir, biliyor musunuz?" "Allah ve Resûlü daha iyi bilir" dedik.Şöyle buyurdu: "Bu, cehenneme atılan bir taştır. Yetmiş yıl önce cehenneme atılmış, henüz şimdi düşüyor. Dibine ancak ulaşabildi." (Müslim, cennet 31, s.2184). "Veyl, cehennemde bir vâdidir ki kâfir oraya atıldığı zaman, kırk sonbahar aşağıya doğru gider de ancak dibine ulaşır." (Tirmizî, 3164). "Cehennem, Rabbine, 'Bir kısmım, bir kısmımı yemektedir' diye yakındı. Bunun üzerine Allah biri kışın, diğeri yazın olmak üzere iki nefes (almasına) müsaade etti. O (nefes), karşılaştığınız sıcak ile soğuğun en şiddetlisidir." (Buhârî, bed'ul-halk 10, IV, 89 ve Müslim, mesâcid 185, s. 431-2).Allah Resûlü'ne (sallallahu aleyhi ve sellem) soruldu: "Ey Allah Resûlü! Yaratıklar neden yaratıldılar?" "Sudan." "Cennetin yapısı nedir?" "Bir kerpici gümüş, bir kerpici altın, harcı keskin kokulu misk, döşemesi inci ve yakut, toprağı ise za'feran (safran) olup, oraya giren mutlu olur, umutsuz olmaz, ebedî olur, ölmez. Ne giydikleri eskir, ne de gençlikleri tükenir" buyurdu. (Tirmizî, 2526). "Kapları ve içindekileri gümüş olan gümüşten iki cennet, kapları ve içindekiler altın olan iki de altın cennet vardır. Adn cennetinde insanlarla Rableri arasında, Rablerini görmeyi engelleyen bir kibriyâ perdesi olacaktır." (Buhârî, bed'ul-halk 8, IV, 86; tefsîr Rahman 1-2, VI, 56; tevhîd 24, VIII, 185; Müslim, cennet 23, s. 2182 ve Tirmizî, 2528). "Cennette her bir derecenin, arası gökle yer kadar olan tam yüz derece vardır. Firdevs bunların en üst derecesidir ki, oradan dört nehir fışkırıp akar. Arş ise onun üstündedir. Allah'tan dilekte bulunduğunuz zaman, Firdevs cennetini dileyin!" (Tirmizî, 2531). Sa'd'den (radiyallahu anh) rivayetle; Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu: "Eğer cennette olan şeylerden bir tırnaklık miktar görünseydi, yer ile gök arasını süse boğardı. Eğer cennet ehlinden bir adam görünüp bileziklerini gösterseydi, güneşin yıldızların ışıklarını bastırdığı gibi güneşin ışığını bastırırdı." (Tirmizî, 2538).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016