'Allah'ın elçisi Muhammed'den Cebel oğlu Muâz'a'
Resulullah salla'llahu aleyhi ve alih'in, oğlunun ölümü münasebetiyle Muâz'a yazmış olduğu tesliyet mektubu
12.01.2025 08:04:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Resulullah salla'llahu aleyhi ve alih'in, oğlunun ölümü münasebetiyle Muâz'a yazmış olduğu tesliyet mektubu:
"Allah'ın elçisi Muhammed'den Cebel oğlu Muâz'a.
Selâmunaleyk. Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a hamd ederim.
Allah'ın emriyle ölen oğlun için sabırsızlık yaptığını duydum. Oğlun, Allah'ın tatlı bağışı ve sana verilen emanetlerinden biriydi.
Bir müddet seni ondan faydalandırdı, belirli süresi dolunca da ruhunu aldı. İnna lillah ve inna ileyhi raciûn. (Hiç şüphesiz biz Allah'tanız ve dönüşümüz de O'nadır.)
Sabırsızlık yapıp sevabını yok etmekten sakın. Eğer musibetin sevabına bakmış olsaydın, Allah-u Teâla'nın, teslim olan ve sabreden kimselere verdiği o kadar büyük mükâfatın karşısında, bu musibetlerin çok küçük olduğunu anlardın.
Bil ki, sabırsızlık yapmak ölüyü diriltmediği gibi, kaza ve kaderi de geri çevirmez. Öyleyse, güzel bir şekilde yas tut ve Allah'ın vaat ettiği şeye kavuş. Sana ve bütün insanlara Allah'ın takdiri ile inecek olan şeye eseflenme. Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketleri üzerine olsun.
Kur'ân okuyanların çoğalıp fakihlerin azalması, emir sahiplerinin fazlalaşıp emin insanların azalması, yağmurların bollaşıp bitkilerin kıt olması, kıyametin alametlerindendir.
Hacetini bana ulaştıramayan kimselerin, ihtiyaçlarını bana ulaştırın. Kim ihtiyacını kudret sahibi bir kimseye ulaştırmaya gücü yetmeyen bir kimsenin ihtiyacını ona ulaştırırsa, Allah-u Teâla kıyamet günü, onun ayaklarını sırat köprüsü üzerinde sabit kılar.
İki söz gariptir (ilginçtir): Cahilden hikmetli söz; onu kabul edin ve hekimden faydasız laf; ondan vazgeçin.
Tembelin alameti üçtür: İşte tefrit derecesinde gevşeklik yapar; (sonra) işi zayi edecek derecede tefrit eder ve (sonunda) günaha düşecek derecede işi eder.
Kim helal bir kazançtan (işten) utanmazsa, kendisini faydalandırır, gideri hafif olur ve kibir de ondan uzaklaşır.
Kim, Allah'ın az rızkına razı olursa, Allah da onun az ameline razı olur.
Kim, dünyaya ilgi gösterir, arzusu da uzun olursa, Allah-u Teâla onun, dünyaya ilgi gösterdiği miktarda kalbini kör eder.
Kim, dünyaya ilgi göstermez, arzusunu da azaltırsa, Allah-u Teâla ona ders okumaksızın ilim bağışlar; onu kılavuzsuz hidayete kavuşturur ve körlüğünü giderip basiretli kılar.
Benden sonra bir kavim gelir ki onlar, ancak cinayet ve zorbalıkla saltanata ulaşırlar; cimrilik yapmakla zengin olurlar; halkın sevgisini, heva ve hevese uymak ve dinde laubalilik yapmakla kazanırlar.
Bilin ki, kim o devirde olur ve sırf Allah'ın rızası ve ahiret sevabına ulaşmak için zengin olmaya kadir olduğu hâlde fakirliğe, izzetli olmaya gücü yettiği hâlde hakirliğe ve muhabbet kazanmaya kudreti olduğu hâlde halkın buğzuna ve öfkesine sabrederse, Allah-u Teâla, elli sıddıkın sevabını ona verir.
Münafıkça huşudan (Allah karşısında eğilmekten) sakının. Münafıkça huşu etmek; bedenin huşulu göründüğü hâlde kalbin ondan yoksun olmasıdır.
Yaptığı iyi işten dolayı (haksız yere) kınanan bir kimse, Allah'ın rahmetini kazanır.
Hediyeyi kabul edin. En güzel hediye, taşıması kolay ve güzel kokulu olan ıtırdır.
İyilik, dindar ve soylu kimseye yapılır. Güçsüzlerin cihadı, hacdır. Kadının cihadı, kocasına iyi eş olmasıdır (ona karşı güzel davranmasıdır).
Şefkatli olmak, dinin yarısıdır. İktisatlı olan (savurgan olmayan) bir kişi, asla fakir olmaz. Sadaka vermekle, rızkın (gökten) inmesini sağlayın. Allah-u Teâla, mümin kullarının rızkını, zannettikleri yoldan ulaştırmayı istememiştir.
Hiçbir kul, sakıncalı şeylere bulaşmamak amacıyla sakıncasız şeylerden kaçınmadıkça takvalı kimselerin makamına erişemez." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)
"Allah'ın elçisi Muhammed'den Cebel oğlu Muâz'a.
Selâmunaleyk. Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a hamd ederim.
Allah'ın emriyle ölen oğlun için sabırsızlık yaptığını duydum. Oğlun, Allah'ın tatlı bağışı ve sana verilen emanetlerinden biriydi.
Bir müddet seni ondan faydalandırdı, belirli süresi dolunca da ruhunu aldı. İnna lillah ve inna ileyhi raciûn. (Hiç şüphesiz biz Allah'tanız ve dönüşümüz de O'nadır.)
Sabırsızlık yapıp sevabını yok etmekten sakın. Eğer musibetin sevabına bakmış olsaydın, Allah-u Teâla'nın, teslim olan ve sabreden kimselere verdiği o kadar büyük mükâfatın karşısında, bu musibetlerin çok küçük olduğunu anlardın.
Bil ki, sabırsızlık yapmak ölüyü diriltmediği gibi, kaza ve kaderi de geri çevirmez. Öyleyse, güzel bir şekilde yas tut ve Allah'ın vaat ettiği şeye kavuş. Sana ve bütün insanlara Allah'ın takdiri ile inecek olan şeye eseflenme. Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketleri üzerine olsun.
Kur'ân okuyanların çoğalıp fakihlerin azalması, emir sahiplerinin fazlalaşıp emin insanların azalması, yağmurların bollaşıp bitkilerin kıt olması, kıyametin alametlerindendir.
Hacetini bana ulaştıramayan kimselerin, ihtiyaçlarını bana ulaştırın. Kim ihtiyacını kudret sahibi bir kimseye ulaştırmaya gücü yetmeyen bir kimsenin ihtiyacını ona ulaştırırsa, Allah-u Teâla kıyamet günü, onun ayaklarını sırat köprüsü üzerinde sabit kılar.
İki söz gariptir (ilginçtir): Cahilden hikmetli söz; onu kabul edin ve hekimden faydasız laf; ondan vazgeçin.
Tembelin alameti üçtür: İşte tefrit derecesinde gevşeklik yapar; (sonra) işi zayi edecek derecede tefrit eder ve (sonunda) günaha düşecek derecede işi eder.
Kim helal bir kazançtan (işten) utanmazsa, kendisini faydalandırır, gideri hafif olur ve kibir de ondan uzaklaşır.
Kim, Allah'ın az rızkına razı olursa, Allah da onun az ameline razı olur.
Kim, dünyaya ilgi gösterir, arzusu da uzun olursa, Allah-u Teâla onun, dünyaya ilgi gösterdiği miktarda kalbini kör eder.
Kim, dünyaya ilgi göstermez, arzusunu da azaltırsa, Allah-u Teâla ona ders okumaksızın ilim bağışlar; onu kılavuzsuz hidayete kavuşturur ve körlüğünü giderip basiretli kılar.
Benden sonra bir kavim gelir ki onlar, ancak cinayet ve zorbalıkla saltanata ulaşırlar; cimrilik yapmakla zengin olurlar; halkın sevgisini, heva ve hevese uymak ve dinde laubalilik yapmakla kazanırlar.
Bilin ki, kim o devirde olur ve sırf Allah'ın rızası ve ahiret sevabına ulaşmak için zengin olmaya kadir olduğu hâlde fakirliğe, izzetli olmaya gücü yettiği hâlde hakirliğe ve muhabbet kazanmaya kudreti olduğu hâlde halkın buğzuna ve öfkesine sabrederse, Allah-u Teâla, elli sıddıkın sevabını ona verir.
Münafıkça huşudan (Allah karşısında eğilmekten) sakının. Münafıkça huşu etmek; bedenin huşulu göründüğü hâlde kalbin ondan yoksun olmasıdır.
Yaptığı iyi işten dolayı (haksız yere) kınanan bir kimse, Allah'ın rahmetini kazanır.
Hediyeyi kabul edin. En güzel hediye, taşıması kolay ve güzel kokulu olan ıtırdır.
İyilik, dindar ve soylu kimseye yapılır. Güçsüzlerin cihadı, hacdır. Kadının cihadı, kocasına iyi eş olmasıdır (ona karşı güzel davranmasıdır).
Şefkatli olmak, dinin yarısıdır. İktisatlı olan (savurgan olmayan) bir kişi, asla fakir olmaz. Sadaka vermekle, rızkın (gökten) inmesini sağlayın. Allah-u Teâla, mümin kullarının rızkını, zannettikleri yoldan ulaştırmayı istememiştir.
Hiçbir kul, sakıncalı şeylere bulaşmamak amacıyla sakıncasız şeylerden kaçınmadıkça takvalı kimselerin makamına erişemez." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)