Tasavvuf, insanın Yaratıcı'sının yolunda olması hadisesidir. Kulun Rabb'ini bilmesi, bulmasıdır. Bu manada tasavvuf bir hal ilmidir. Bu halde asıl iktidar mümindedir; zira o, baki olan Hakk'a dayanmıştır Esasen Hakk'tan olan insan ruhunun, Hakk'tan gayrisinde huzur bulması mümkün değildir. Bu huzur kaynağının en umumi ifadesi ve en anlaşılır tarzdaki adresi İslam'dır. Dolaysıyla insanın İslam'dan başka yollarda anlayış ve arayışlarda huzur bulması imkansızdır. Bu meyanda Cenabı Hakk'ın, "Allah'ın katında makbul olan din ancak İslam'dır" (Ali İmran, 19) tarzındaki ayeti kerimesi, huzurun kaynağını göstermesi bakımından dikkat çekicidir.Bu ifadedeki işaret ve delalet, "İnsan ruhu Allah'a ancak İslam yolu ile vuslat eder" manasıdır.Haddi zatında Peygamber Efendimizin (sav), "Her insanın kalbinden Allah'a bir yol vardır" buyurması, inasının fıtratını tespit bakımdan önemlidir. Kafir ve münafık kendindeki bu yolu; küfür, şirk, nifak, günah ve hatalar ile tıkamaktadır; mümin ise kalbindeki bu yoldan Hakk'a seyir eder. Hakk'ın yoluna girer. Başka bir ifade ile, kalbiyle Allah'a vuslat eder, huzura erişir. Bu suretle Hakk'a vuslatın ilmini ve pratiğini sunan tasavvuf insanın huzur eğitimidir.Tasavvuf insanoğlunun yaratıcısının yolunda olması hadisesidir. Kulun Rabb'ini bilmesi, bulması, kendi aczini idrak ederek bâki olan Cenabı Hakk'ın kudrret ve azametini önce kendi nefsinde ve nefsinin uzandığı bütün ferdi ve sosyal boyutlarda ilan etmiş halidir. Bu manada tasavvuf bir hal ilmidir. Bu halde asıl iktidar mümindedir; zira o, baki olan Hakk'a dayanmıştır.