İslam hukukunun muhtevasına baktığımızda herhangi bir hakka tecavüzün yorumsuz ve karşılıksız bırakılmadığını görüyoruz. İslam'ın gayesi beş önemli varlığı korumaktır.
Bu varlıklar şunlardır:1. Canı korumak2. Malı korumak3. Dini korumak4. Namusu korumak5. Aklı korumakBu beş mukaddes değerin korunması, Hakk'a kulluk yolunda engellerin izalesi anlamına gelir. Bunun teminatı İslam'dır.İslam binasında önemli bir bölümü teşkil eden muamelatın bir dalı olan hukuk, bütün İsblamî bünyeyi koruyarak, kulluk yolunda Allah'a gidişin emniyetle ve selametle gerçekleşmesine zemin hazırlar ve bu zemini muhafaza eder. Allah'a kulluk yolunda dış tabiatın disiplin altına alınarak, engelleyici faktörlerin kaldırılmasının önemini İslamî bünyenin tetkikinden açıkça görüyoruz.İslam hukukunun muhtevasına baktığımızda herhangi bir hakka tecavüzün yorumsuz ve karşılıksız bırakılmadığını görüyoruz. Boyutu ne olursa olsun, bir hakka tecavüz ya Allah hakkını, ya kul hakkını veya hayvan hakkını ihlal anlamına gelir. Veya insan herhangi bir şekilde kendi nefsine zulmeder, bu da yasaklanmış ve kişi, İslam hukukunun teminatı altına alınmıştır. Bu tecavüzler ya had, ya kısas ya tazir veya diğer şekillerde cezalandırılmak suretiyle hakkın iadesi veya caydırıcılık hedeflenmiştir. Hepsinin neticesi adalettir. Adaletin mutlak anlamda, zerre kadar hata yapmadan edileceği yer ise Mahkeme-i Kübra'dır. Görülüyor ki, İslam hukukunun temel gayesi, insanın önünden zahiri ve batınî engelleri kaldırarak onu Allah'a vasıl etmektir.
Bu varlıklar şunlardır:1. Canı korumak2. Malı korumak3. Dini korumak4. Namusu korumak5. Aklı korumakBu beş mukaddes değerin korunması, Hakk'a kulluk yolunda engellerin izalesi anlamına gelir. Bunun teminatı İslam'dır.İslam binasında önemli bir bölümü teşkil eden muamelatın bir dalı olan hukuk, bütün İsblamî bünyeyi koruyarak, kulluk yolunda Allah'a gidişin emniyetle ve selametle gerçekleşmesine zemin hazırlar ve bu zemini muhafaza eder. Allah'a kulluk yolunda dış tabiatın disiplin altına alınarak, engelleyici faktörlerin kaldırılmasının önemini İslamî bünyenin tetkikinden açıkça görüyoruz.İslam hukukunun muhtevasına baktığımızda herhangi bir hakka tecavüzün yorumsuz ve karşılıksız bırakılmadığını görüyoruz. Boyutu ne olursa olsun, bir hakka tecavüz ya Allah hakkını, ya kul hakkını veya hayvan hakkını ihlal anlamına gelir. Veya insan herhangi bir şekilde kendi nefsine zulmeder, bu da yasaklanmış ve kişi, İslam hukukunun teminatı altına alınmıştır. Bu tecavüzler ya had, ya kısas ya tazir veya diğer şekillerde cezalandırılmak suretiyle hakkın iadesi veya caydırıcılık hedeflenmiştir. Hepsinin neticesi adalettir. Adaletin mutlak anlamda, zerre kadar hata yapmadan edileceği yer ise Mahkeme-i Kübra'dır. Görülüyor ki, İslam hukukunun temel gayesi, insanın önünden zahiri ve batınî engelleri kaldırarak onu Allah'a vasıl etmektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.