Avrupa Birliği'nin (AB) Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, Türkiye'nin AB için "çok önemli" bir komşu olduğu vurgusundan sonra, bir süre önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un seslendirdiği Türkiye ve AB'nin gelecek yıllarda AB'ye üyeliğinden ziyade "stratejik bir ortaklığa yoğunlaşması gerektiğini" söylemiş.
Şu 'stratejik ilişki' ibaresinin Türkiye'deki siyasilerin aklını başından aldığını artık Avrupalı dostlarımız da fark etmiş görünüyor.
Çünkü terör örgütleriyle iş tutan, PKK-YPG'ye 5 bin tır ve 2 bin kargo uçağı silah veren, ABD'den bir yetkilinin ağzında bir kerecik 'Türkiye stratejik ortağımız' ifadeleri duyulduğunda bizim siyasilerin aklı başlarından tümden gidiyor.
ABD'nin yıllardır sömürdüğü Türk siyasetinin bu zaafını kullanmak isteyen
Avrupalı dostlarımız da artık, 'şu tam üyelik sözünü unutun, 'stratejik ortak olalım' diyor.
Şimdi, Türkiye siyaseti mutluluktan dört köşe olmuştur. Neden öyle olmasın ki, stratejik ortağımız birken AB'nin de eklenmesiyle iki oluyor.
Abdülhamid ne icat ettiğini bilseydi
Uzmanlık sahası tarih olan Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, "Google'ı kullanan, ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han'dır" iddiasında bulunmuş.
'Hz. Nuh cep telefonuyla görüştü' diyen sonra eleştiriler ayyuka çıkınca da "Bıraksalardı ispatlardım" diyenlerin hala akademisyen olduğu bir dönemde "Google'ı icat eden Abdülhamid'dir" denmesine şaşmamak lazım.
Sofuoğlu bu iddiasını şu sözlerle ispatlamaya çalışıyor:
"Google'ı kullanan, ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han'dır. Gidemiyor, ulaşım imkânları yok, gitse sorun olacak payitahtta. Ne yapıyor; fotoğrafını çektiriyor, izliyor. Oradan bir şey üretiyor. Google'ın ilk mucidi bu anlamda Sultan Abdülhamid Han'dır."
Bu mantık abidesi izaha saatlerce gülmek geliyor insanın?
Bu tarihçiye sormak lazım, nü resimler yapan son devrin padişahlarından Abdülmecid neyi icat etmiştir?
Oğlunu boğduran Kanuni ya da beşikteki şehzadelerin bile öldürülmesini kanun haline getiren Fatih ney icat etmiştir?
Maalesef ülkemizde ortaya koyduğu akademik çalışmalarla değil, siyasetin söylemini savunarak böyle gülünç durumlara düşen akademisyenlerle daha sık karşılaşır olduk.
Bilimsel çalışması siyasetin esiri haline böyle gelmesin isteniyorsa, üniversitelerde yetkili makamlara, torpille değil, liyakat ile atama yapılması gerekiyor.
Yoksa bu icat meselesi ateşin bulunmasına kadar gidecek ona göre?
Şu 'stratejik ilişki' ibaresinin Türkiye'deki siyasilerin aklını başından aldığını artık Avrupalı dostlarımız da fark etmiş görünüyor.
Çünkü terör örgütleriyle iş tutan, PKK-YPG'ye 5 bin tır ve 2 bin kargo uçağı silah veren, ABD'den bir yetkilinin ağzında bir kerecik 'Türkiye stratejik ortağımız' ifadeleri duyulduğunda bizim siyasilerin aklı başlarından tümden gidiyor.
ABD'nin yıllardır sömürdüğü Türk siyasetinin bu zaafını kullanmak isteyen
Avrupalı dostlarımız da artık, 'şu tam üyelik sözünü unutun, 'stratejik ortak olalım' diyor.
Şimdi, Türkiye siyaseti mutluluktan dört köşe olmuştur. Neden öyle olmasın ki, stratejik ortağımız birken AB'nin de eklenmesiyle iki oluyor.
Abdülhamid ne icat ettiğini bilseydi
Uzmanlık sahası tarih olan Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, "Google'ı kullanan, ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han'dır" iddiasında bulunmuş.
'Hz. Nuh cep telefonuyla görüştü' diyen sonra eleştiriler ayyuka çıkınca da "Bıraksalardı ispatlardım" diyenlerin hala akademisyen olduğu bir dönemde "Google'ı icat eden Abdülhamid'dir" denmesine şaşmamak lazım.
Sofuoğlu bu iddiasını şu sözlerle ispatlamaya çalışıyor:
"Google'ı kullanan, ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han'dır. Gidemiyor, ulaşım imkânları yok, gitse sorun olacak payitahtta. Ne yapıyor; fotoğrafını çektiriyor, izliyor. Oradan bir şey üretiyor. Google'ın ilk mucidi bu anlamda Sultan Abdülhamid Han'dır."
Bu mantık abidesi izaha saatlerce gülmek geliyor insanın?
Bu tarihçiye sormak lazım, nü resimler yapan son devrin padişahlarından Abdülmecid neyi icat etmiştir?
Oğlunu boğduran Kanuni ya da beşikteki şehzadelerin bile öldürülmesini kanun haline getiren Fatih ney icat etmiştir?
Maalesef ülkemizde ortaya koyduğu akademik çalışmalarla değil, siyasetin söylemini savunarak böyle gülünç durumlara düşen akademisyenlerle daha sık karşılaşır olduk.
Bilimsel çalışması siyasetin esiri haline böyle gelmesin isteniyorsa, üniversitelerde yetkili makamlara, torpille değil, liyakat ile atama yapılması gerekiyor.
Yoksa bu icat meselesi ateşin bulunmasına kadar gidecek ona göre?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024